KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokrat arkadaşlarım, basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2017 yılı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Öncelikle, yine elime aldım, Sayıştaycılar biraz güzelleştirmiş renkleri falan ama her zamanki malum konuyla... Çünkü, bütçe hakkımız açısından önemli olduğu için başlamak istiyorum. Kırmızıdan biraz turkuaza doğru geçiş olmuş, renk güzelleşmiş, baskı kalitesi daha iyi olmuş. Süreyya Bey, böyle çıtçıtla tutturup gönderiyorlardı yani biraz daha derli toplu bir rapor hâline gelmiş görüntü olarak Sayın Bakanım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Genel raporlar öyle, diğerleri yine öbür türlü.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet, evet, yine böyle. Biraz daha renk kalitesi artmış, düzelmiş gibi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yeterli ödenek verilmiyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet, tabii, bütün ödenekler başka yere geçince...

Şimdi, tam "ödenek" deyince ben de oraya gelecektim Sayın Bakanım, Allah razı olsun. Burada genel uygunluk bildirimiyle başlayayım. Madem, siz "ödenek" dediniz, sırayı ona göre götürelim, Sayın Bakanın talebi doğrultusunda oraya göre gidelim. "Ödenek" deyince önce bir aktarma, düşme, ekleme kısmı var. Biz hep söylüyoruz ama hep kendimiz dinliyoruz yani her sene arkadaşlarımız da yazıyor aslında, en kibar şekilde, yazabilecekleri kadar. Yani, Rapor Değerlendirme Kurulunun ve Genel Kurulun kuşa çevirdiği hâliyle bile aslında hâlleri anlaşılıyor eğer raporlara dikkatli bakarsak. Şimdi, bu ödeneklerle ilgili Ek Tablo 1 koymuş arkadaşlarımız; aktarma, düşme, ekleme... Sayın Bakan her seferinde bu şey çerçevesinde yetki alıyor bütçe içerisinde ve "Ben kafama göre aktarayım, döndüreyim." diyor. Tamam, acil durumlar için yetki vermişiz, güzel ama arkadaşlarımızın söylediği, genel bütçeli kamu idarelerinin ödenek aktarma işlemleri tablosu Ek 1'de var, ona değineceğim ama baştan son cümleyi okuyorum bununla ilgili: "Söz konusu tablo incelendiğinde gerçekleştirilen ödenek aktarma, düşme ve ekleme işlemleri ile genel bütçeli idarelerin toplam ödenek tutarında bir değişim olmamakla birlikte, bu işlemle eklenen ve düşülen ödenek tutarının kamu idarelerinin yıl sonu ödenek toplamlarına oranının yüzde 4,79'dan yüzde 108,85'e kadar değişiklik gösterdiği..." Bir daha söylüyorum...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ortalaması kaç?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - O da var, söyleyeceğim. Hiç merak etmeyin, ben hepsini okudum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, ben de öyle...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "...ortalama değişim oranın da yüzde 29,55 olduğu -evet, yıllık 29,5- görülmektedir." Aşağıda 15 tanesini de vermiş arkadaşlarımız, ilk 15 tanesinin ne olduğunu. Yüzde 108, yüzde 98, yüzde 93, 81, 78, 78, 73... Yani, toplam ödeneğinin bu kadarı ekleme çıkarma yapılmış -önce bir tespit yapalım, eleştirmeden önce- ekleme çıkarma yapılan miktar bu. Buradaki ilk 15 idarenin ortalaması yüzde 63,7. Yani, yüzde 63,7 şu arkadaşlar: Toplam 100 lira ödeneği var, bunun 63 lirasını eklemiş, çıkarmış, çarpmış yani bizim verdiğimiz, tahsis ettiğimiz, bize söylediği, ekonomik, fonksiyonel, bilmem ne sınıflandırması diye, sayfalarca burada bize bütçe diye söylediği şeyin hiçbirine uymamış. Önce bir Türkçesini söyleyeyim de size. Nereye kullandı, sıfırlandı mı, sıfırlanmadı mı, nereden ekledik, nereden aktardık, o ayrı gelecek. Yani, bu, şu demek: Bu Bütçe Komisyonunun "Şuraya harca." dediği şeyi, "Orada param yok, ben şuradan alayım." diye harcamış; sonra dönmüş "Oradan oraya tekrar geldi, para aktarayım." demiş. Özetini söylüyorum, Sayın Bakan bize ayrıntısını birazdan aktarır farklı bir şey varsa. Şimdi, buradan bakıyorum, rakamları merak ettim, eke de baktım, ne olmuş, ne bitmiş, ne eklenmiş diye; en son, 35,2 milyarlık yedek ödeneklerle ilgili genel görünüm var. Peki, şimdi, oranını söyleyeyim: Toplam ödenek içerisinde 485'te 35'in yeri yüzde 7,26. Hiçbir şey değil, değil mi? Sana verilen limit ne yedek ödenekle ilgili? Yüzde 2.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Limitsiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika şimdi. Normal, limitli olanın limitini söylüyorum. Makul olarak verdiğimiz bir aktarma limiti var.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O, yedek ödeneğin başlangıç tutarı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hah, işte onu diyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İçindeki aktarmalarda limit yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Anladım, limit yok, ben de onu söyleyeceğim. Bravo Sayın Bakanım, hepsine iyi çalışmışsın.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çalışmadım, biliyoruz zaten.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama, benim şimdi söyleyeceğimi söylüyorum: Demek ki başlangıç ödeneği üzerinden biz yüzde 2'lik bir limit koymuşuz, acaba bu limiti niye koydu kanun koyucu? Demek ki "Bundan farklı yerlere aktarma." demiş. Şimdi, size ayrı bir yetki vermişiz, demişiz ki...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, öyle değil.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Anlatıyorum, siz anlatırsınız farklı olanı.

...zaruri olan hâllerde şunu şuradan aktar. Aktara, döndüre yaptığınız şeyin toplam kalanı bile yüzde 7'sine denk geliyor. Yani, bu, şu demek: "Verdiğimiz ödeneklerin, toplam bütçe ödeneğinin yüzde 7'si kadarını aktardık, döndürdük, gitti." diyor. Kurumlar içerisinde yüzde 63'ü söyledim. Şimdi, nereye harcandığını ayrı tartışırız; nereye gitti, nereye geldi, o başka. Onu siz... Gerçi, onları da tam vermemişsiniz yani Sayıştay ondan da şikâyetçi ama o kısmını...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Neyi vermemişiz? Biz her türlü bilgiyi verdik.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyleyeceğiz şimdi. Niye hemen hiddetleniyorsunuz Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır canım, "Sayıştay bilgi vermedi." falan...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bilgi ayrı, bilginin yeterli olması ayrı, ayrıntılı olması ayrı, cetvellerin açıklayıcı olması ayrı, düzenlemelerde yazan şekle uygun olması ayrı bir şey.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, öyle değil.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Allah Allah, ben yanlış rapor mu okuyorum? Peki, beraber bakalım birer birer, siz de şeyleri söylersiniz.

Şimdi, çok fazla öyle hiddetlenmeye de gerek yok, biz Sayıştay raporundan okuyoruz yani şimdi "Doğru." ya da "Yanlış" demiyorum, ben daha yanlışa geçmedim, tespit yapıyorum Sayın Bakan. Doğru yanlışa geçeceğiz, süremiz var bizim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Zamanımız yetmeyebilir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben ayarlarım, merak etmeyin siz. Allah razı olsun beni düşündüğünüz için de.

Değerli arkadaşlar, burada ödeneküstü harcamayla ilgili 5018'deki maddeler çok açık. Yani istisnai durumlar düzenlenmiş, hangi hâllerde yapılabileceğiyle ilgili "Bakanlar Kurulu kararıyla genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya zorunlu askerî hazırlıklar olduğu zaman Millî Savunma, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerindeki mevcut ödenekler bu idarelerin ödenek toplamını aşmamak şartıyla birleştirilir, kullanılır." diyor. Artı, ek bütçeyle ilgili şartları da burada arkadaşlarımız yazmış, söylemiyorum, onlarla uğraşmayalım "Genel bütçe ödeneklerinin yüzde 2'sine kadar Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir." Bunu niye söylüyorum? Bir genel kuraldan bahsediyoruz. Onun için dedim "Yüzde 7'siyle mukayese edin." diye.

Aşağıda tamamını arkadaşlarımız koymuşlar ve 2015 yılında yine Bütçe Kanunu'nda gerektiğinde kullanabilecek ödenekler ki önceki gün yaptığımız düzenleme, Anayasa Mahkemesi oralara girmiyorum, çünkü zaten tartıştınız. "Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği" başlıklı (1)'inci fıkrada şöyle diyor: "Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleriyle özel bütçeli idarelerin bütçelerine konulan ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde ilgili mevzuatın gerektirdiği giderler için personel giderleri -buraların bir daha üstüne basıyorum, personel giderleri- ve sosyal güvenlik kurumlarını devlet birimi giderleriyle ilgili mevcut veya yeni açılacak tertiplere Maliye Bakanlığı bütçesinin -filanca tertibinde yer alan- ödeneklerden aktarmaya yapmaya bakan yetkili..." Sizin yetkinizi söylüyorum şu an, "...hükümlerine yer verilmek suretiyle de muhtemel ödeneküstü gider oluşumlarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." Yani bu verdiğimiz yetkiyle ödeneküstü giderin oluşmasını engellemeye çalışıyoruz, yıllardır söylüyoruz, 15-20-25 gidiyor, bu sene 31-32'ye gelmiş.

Ee, peki, bunlara baktık. Az önce söylediğim, savaş, kısmi seferberlik hâlinin dışında olağanüstü hâllerde 3 tane kurumun, Millî Savunma, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığının bütçeleriyle ilgili olmak üzere getirilen istisna hükmü dışında ödeneküstü gider yapılmasına cevaz veren bir düzenleme var mı? Yok.

Ee, peki, aşağıya bakıyoruz, 31,2 değil mi? 31,2. Niye bunları söyledim? Çünkü arkadaşlar sizlere de söylüyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirine sunuyoruz sonuç kısmında. Takdirine sunarken de diyor ki: "Bak, ben bunları söyledim, yetki bu, bakana da verdim." Normal şartlarda da ödeneküstü gider olmaması için aslında bu yetkileri, istisnaları verdik amma velakin buradaki 31,2 milyar Türk lirası, özel bütçelilerde, azcık bir şey var o da çok önemli değil, 20-26-31 ve 70'inci maddeleri çerçevesinde 5018'in takdirlerinize sunuyor. Geçen sene de vardı, her sene artıyor Sayın Bakan.

Bakıyoruz, geliyoruz, aşağıda "Ekleme ve Düşmelerin Ödeneküstü İşlemlere Etkisi" diye bir bölüm var, demin onun için o kadar anlattım. Normal şartlarda neymiş? Mevzuatta belirtilen ödenek aktarma yetkisinin kullanımı, ödeneküstü giderin olmaması veya en düşük seviyede olması beklenen personel ve sosyal güvenlik kurumlarına devlet birim giderlerine ilişkin bütçe tertiplerinde yüksek seviyede ödeneküstü gider gerçekleşmesine neden olmaktadır. Aşağıya baktım çoğu personelle veya SGK'yla ilgili.

Şimdi, hem belirsizliği kaldıralım, ödeneküstü gider olmasın diye yetki veriyoruz ama aktarmaların çoğu da buradan yapılıyor. Şimdi, iyi güzel ama siz diyorsunuz ki: "Biz burada her şeyi yaptık, bildirdik."

Şimdi, 2 sayfa sonraya gidiyorum, tekrar, sonucuna doğru, bütçe giderleri kesin hesap cetvelinin açıklamaları var, hani "Her şeyi tam verdik." diyorsunuz ya, o zaman arada bir yanlışlık var. Orada (b) fıkrası var: "Kamu idarelerinin 2015 yılı mali hesap kesin hesap cetvelleri gider açıklamalarının incelenmesinde ise hizmet gerekçesi ve hedeflerinin yıl sonunda ne ölçüde gerçekleştirildiğine ilişkin açıklamalar yerine..."

Bakın, bir daha söylüyorum arkadaşlar, Bütçe Komisyonu üyeleri, değerli arkadaşlar, size de söylüyorum Sayın Başkan.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Dinliyoruz Başkanım.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Çünkü takdirine sunulan bu. Demin diyordu Sayın Bakan. Hani birazdan bir şey diyecek, kızacaksınız "Ne diyorsun?" diye.

Bakın, diyor ki açıklamada: "Hizmet gerekçesi ve hedeflerinin yıl sonunda ne ölçüde gerçekleştirildiğine ilişkin açıklamalar yerine..." Yani bütçenin esası, "Verdiğimiz ödeneği nereye kullandın, bunu söyle." demek yerine, gider tertipleri itibarıyla ekonomik sınıflandırmanın birinci ve ikinci düzeyinde ödenek, gider, ödenek iptali tutarlarına ilaveten sapma oranlarıyla ilgili yapılan açıklamalarda genel olarak diyor ki: "Öngörülen ödeneğe ihtiyaç duyulmaması ya da diğer kalemler için harcanması." Hayda! Ya, ihtiyaç yoksa niye bize getirdiniz?

Şimdi, sizin verdiğiniz, kamu idarelerinin verdiği cevapları söylüyor. Şimdi, ben birkaç tane söyleyeyim, hepsini saymayayım da, hani Sayın Bakan "Ne var?" dedi ya. Planlanan projelerin gerçekleştirilememesi, değiştirilmesi, vazgeçilmesi ya da uygulama imkânının kalmaması. İyi de kardeşim, yani yüzde 7,5'ine denk gelen bazılarında yüzde 100'ünü aşan, ortalama ilk 15'te yüzde 60 küsur olan ödenekte bu kadar plansızlık, programsızlık olur mu? O zaman biz bütçenin ucunu kaybediyoruz, bu sefer "Ayrıntısına bakalım." diyoruz, Sayıştay diyor ki: "O ayrıntılar bize gelmiyor."

Devamı var, nitekim, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünce her yıl yayınlanan Kesin Hesabın Hazırlanmasına İlişkin Genel Yazılar İle Gider Kesin Hesabı Cetvelleri Açıklamalarının Esası Yönetmeliğine ilişkin 19'uncu maddesinde yer alan hususlara uygun ve ayrıntılı olarak hazırlanmasına özen gösterilmesi gerektiğine tekraren dönüyor. Neden? Çünkü istediği gibi sonuç elde edemiyor, analiz yapamıyor. Ne yapacak? Çünkü bu performans... Bizim verdiğimiz bütçe yerinde harcandı mı harcanmadı mı diye bizim görmemiz için sizin de cetvellerin ayrıntısını yazmanız gerekiyor, biz de bunu söyledik.

Son cümleyle bitiriyorum burayı, diyor ki: "Bu durumda yönetmeliğin yukarıda belirtilen hükmünü karşılama da yetersiz kalmaktadır." Ne? Dördüncü düzey, birinci düzey verilerine ilişkin ödenek ve iptal bilgileriyle yetinildiği görülmektedir. Ben demedim, Sayıştay diyor ve sonuç olarak diyor ki: "Söz konusu bilgilere yer verilmemesi, kamu idarelerinin bütçe tasarılarında her bir hizmet birimi itibarıyla yer verilen bütçe hizmet gerekçesi ve hedefleriyle kesin hesap gider açıklamalarının hedefler ve gerçekleşen değerler açısından karşılaştırılmasını imkânsız kılmaktadır." Bunu kaldırdım, "Genel Uygunluk Bildirimi" sayfaları burada.

Şimdi, Sayın Bakan benim zamanım için hassasiyet gösterdiğinden ben de hızlı gideyim. Orada zannediyorum maksat hasıl oldu, söylememiz gereken şey oydu, fazlasına ayrıca bakarız.

Mali istatistiklerle ilgili de yine burada genel değerlendirme, sonuçtan hemen biriki cümle dikkatinize sunacağım, diyor ki bu GYMY'yle ilgili mali istatistiklerin tanımına ilişkin şey var "Ancak GFS ve DMS temelli tabloların yayınlanma amacı kapsam, muhasebeleştirme, hazırlama yöntemi ve içerik açısından önemli farklılıklar taşımaktadır." Daha önce de konuşmuştuk, bunlarda bir tekdüzeleştirme, bir çalışma sistemle ilgili muhasebe birimleriyle ilgili, saymanlıklarla ilgili bir çalışma yapıldığını söylemiştiniz, herhâlde tam olarak belli bir noktaya gelmemiş ki arkadaşlarımız hâlâ bunların amaçları farklı olduğu için ve sistematiği farklı olduğu için tek bir kavramsal çerçevede ele alamadıklarını söylüyorlar, bunların da herhâlde bir uyumlaştırılması gerekiyor gibi geliyor bana. Çünkü istatistikler mukayese etmeye eğer imkân vermiyorsa o zaman bizim yaptığımız analizler çok sağlıklı olmuyor, ona da bir yeniden bakmamız lazım diye düşünüyorum.

Şimdi, birkaç konuda genel olarak ekonomiyle ilgili...

Sayın Bakanım, onlara bakar arkadaşlar. O yapılması gereken genel bir uyarıymış, çok kibar o, yani fazla bir şey yok ama öncekiler daha şey.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama biz mali şeffaflık konusunda çok hassasız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, yok hassaslık değil, bu zaten teknik bir konu, senelerdir konuşuyoruz. Yani aralarında uyumsuzluk var diye... Siz müsteşarken de konuşmuştuk, buradaydınız yani, yeni değil.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - "Onu da değiştirelim." dedim arkadaşlara.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tabii, tabii.

Ben şimdi fazla girmedim, "Mevzuat düzenlemesi gerekiyor." diyor. Yani içinde yer var...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onu gösterin de beraber çalışalım.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tabii, tabii.

Her sene öyle diyorlar, "Çalışıyoruz, Sayıştayla yapacağız, halledeceğiz." diyorlar, yine geliyor, biz yine okuyoruz, istersen geçen senenin tutanaklarını çıkarttırayım Sayın Bakan, bir önceki seninkine bakalım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Söyleyip de yapmadığımız hiçbir şey yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, senelerdir konuşuyoruz. Siz o zaman bakan değildiniz, siz müsteşarken idi.

Çünkü "Bunlarda bir yeknesaklık sorunu var, ondan dolayı da bütün verileri birleştiremiyoruz." diye bize yıllardır... Bürokratlar fazla değişmedi yani birkaç arkadaşımız değişti. Ha, yer değiştirdiler, biri oraya gitti, biri buraya ama hepsi geliyor, biliyoruz yani, onlar da biliyor. Yani çıkarıp şimdi geçmiş tutanaklardan buluruz, çok kolay.

Şimdi, bir de OVP çerçevesi ve genel makroekonomik hedeflerle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum: Bütün bu söylediklerim değerli arkadaşlar... Bütçe hakkı, nasıl denetleyeceğiz? Sayıştayın raporuyla. Kuşa çevrilmiş olanda bile kibar bir şekilde diyor ki: "Sizin tahsis ettiğiniz amaçlara uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını biz bu verilerle sağlıklı denetleyemiyoruz." Özeti bu. Ha, paranın nereye gittiği ayrı bir şey. Eğer biz sağlığa ayırdıysak, eğitime ayırdıysak oradaki personel gideri şuysa bizim onu görmemiz lazım. Yani bu şekliyle oradan oraya oradan oraya girdiği zaman 32 milyar lira. Ee, onaylıyor musunuz? Yani nereye gitti, şimdi niye gidiyor bir anda bu kadar -bütçenin neredeyse yüzde 10'una yaklaşan- yüzde 7-8'lik bir ödeneküstü gider, bunu bizim denetlememiz lazım. O zaman Bütçe Komisyonunun bir anlamı kalmıyor, bakana verelim, kafasına göre aktarsın, "Toplam para bu, nereye harcansan harca." diyelim. O zaman buraya geliyoruz, eğer bunların ayrıntısını bilmezsek.

Şimdi, OVP'yle ilgili büyüklüklere baktığımız zaman Sayın Bakanım, kafam tam almıyor bazılarını, yani tezat olan yerler var, kısa kısa onları söyleyeceğim: Büyüme tahminlerini kısmen revize ettik, düşürdük, 2016 için 4,5'tu herhâlde orijinali 3,2'ye mi düşürdük, öyle oldu. 2017 için 5'ten 4,4'e, sonrasında da yüzde 5 devam ediyor. Ama enteresan bir şey var, öbür taraftan cari açığa bakıyorum, ithalatımız düşmesine rağmen cari açık tahminlerinde bir yükselme var. Yani biraz kur şeyini anlayabiliyorum, biraz kurdaki gelişmelerden veya tahminlerden dolayı belki biraz temkinli olunmuş olabilir ama öbür taraftan bakıyorum, kurla ilgili yaklaşık -kur tahmini yapmıyorsunuz ama ortalama kur hedef olmasa da bir tahmin yaparak yapılıyor- 2017-2018'de öngörülen artış yüzde 3,1 kabaca, yani kurdaki artış. 2018-2019'a bakıyoruz, yüzde 2,4; o zaman bu cari açık hedefinin revizesi nereden kaynaklanıyor, onu da tam açıkçası anlayamadım. Ama bir taraftan büyüme her ne kadar revize olsa da belli bir oranda duruyor, işsizlik oranı tahmininde de yine bir şey var, yani büyüme istihdam yaratmamaya devam ediyor, buradaki sıkıntımız bu. İşsizlik oranlarında da yukarı doğru revize söz konusu 10,2'den 10,5'a çıkardık, 2017'e 10,2'ye çıkarmışız.

Şimdi, büyüme oranları duruyor, pozitif büyüme var ama yine yetmiyor. Normal şartlarda bizim ortalama yüzde 7-8 bir büyüme yakalamamız lazım ki senede 750-800 bin, 1 milyona yakın istihdam yaratmamız lazım nüfusa oranladığımız zaman.

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Çoçukların...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok yani şey değil, büyüme nüfusla ilgili değil, büyümeyi sen yanlış anladın herhâlde Paşam, bizim büyüme ekonomik parayla ilgili.

İstihdam yaratabilmemiz için bu oranda büyümemiz lazım, doğru ama tezat, büyümede belli bir oranın devam etmesine rağmen işsizlikteki artışın revize edilmesi biraz garibime gitti, yani yine istihdam yaratmayan bir büyüme anlayışı duruyor. Biraz daha inşaat ve şeyden gelecekse tabii onu anlamak mümkün ama demin söylediğim değerli arkadaşlar, yani varlık barışından gelecek kaynaklara veya geçici şeylere, gelirlere umut bağlarsak bu kalıcı olmuyor yani, derdimiz o. Kalıcı bir şekilde yatırımı artıracak, üretimi artıracak bir yöntem bulmamız lazım. Ha, geçici olarak bazı önlemler alınabilir, bunlarla ilgili birtakım şeyler yapılabilir ama özel sektör yatırımlarını kısa sürede bu sistemde bu kadar artırmamız hedeflere baktığımız zaman çok gerçekçi görülmüyor. Yani amacımız o, artıralım tabii ama onun için de teşvik sistemini gözden geçirmemiz lazım, sadece varlık barışı veya işte geçen güneydoğu için, doğu için bir şeyler açıkladı arkadaşlarımız ama oradan çok şu andaki şeye baktığımız zaman maalesef yatırıma giden olmuyor, demek ki başka şeyler de olması lazım.

Yine aynı şekilde özel sektör şu anda beklemede, belirsizlik var. Bakıyoruz, daha önce bazı kanunlar çıkardık, şu andaki kırılganlık yüksek. 2 tane kredi derecelendirme kuruluşu notumuzu düşürdü biliyorsunuz. Üç ay içerisinde de, ki bu aralık sonuna kadar uluslararası yatırım fonlarının, sigorta fonlarının, emeklilik fonlarının üç ay içerisinde portföylerinden Türkiye kağıtlarını çıkarmalarını gerekiyor, bu da aralık sonuna doğru gerçekleşecek, ciddi bir... Yavaş yavaş çıkıyordur onlar şimdi ama o zamana kadar çıkmaları gerekiyor, daha da aralık içinde yoğunlaşabilir. Dolayısıyla diğer makro ihtiyati tedbirlerle beraber gelirimizi, döviz gelirlerimizi artıracak bir şeyler yapmamız lazım.

Yani turizm gelirlerinde kısmen geçen seneye göre iyileşme bizim bu şeyimizi kapatmayacak. Yani gerçekten üretime yönelik yeni hamleler yapmamız lazım.

Söylemiş arkadaşlarımız, yeni sanayi stratejisi, öncelikli sektörler ama bunların gereğini yapamadığımız zaman o programda kalıyor, planda kalıyor. Daha önce de söyledim, bütçeyi yapıyoruz, kayıyor, oradan oraya gidiyor, yüzde 60-70'ine kadar değiştiriyoruz ama üretken alanlara, söylediğimiz öncelikli sektörlere bir an önce doğrudan teşviklerle, genel bir teşvik programı kapsamında değil ama öncelikli sektörlere, yüksek teknolojili, yüksek katma değerli diye hep söylediğimiz belirtilen sektörler var, oralara biraz daha öncelik vermemiz lazım. "Teknolojinin ticarileştirilmesi" demiş arkadaşlarımız, her sene söylüyoruz, ama nedense soruyoruz...

Önceki hafta ben YÖREX fuarındaydım Antalya'da, Patent Enstitüsü Başkanı oradaydı, yine baktık rakamlarla, ticarileştirme katsayısına, odalar birliği başkanımız oradaydı, oda başkanlarımız oradaydı, İç Ticaret Genel Müdürümüz, hepsine sordum, olmuyor yani, neden, nerede tıkanıyor? Bir an önce bunları aşacak şeylere bakalım. Yani ticarileştirme kısmına, teknolojiyi ürüne dönüştürme kısmına biraz ağırlık vermemiz lazım. Yoksa inşaat, konut sektörü bir yere kadar görüntüyü kurtarıyor. Onun için de inşaattan istihdam yaratılacak alan belli, yan sanayide kullandığımız ürünlerin dışında ilave bir şey olmuyor. Burada yazılan uzay sanayine, diğer yeni teknolojiye, kimyasal ürünlere buralara biraz daha doğrudan farklı teşvikler, doğrudan bazı teşvikler belirlememiz lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Mehmet Şükrü Erdinç geçti)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günal.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu kapsamda, Sayın Başbakan konuşurken demiş. Turizmle ihracatla ilgili sunumunda birtakım olumsuzluklar yaşadık ama bunlara sığınmadan bizim bazı şeyleri çözmemiz lazım. Evet, bir uluslararası kriz yaşanıyor, dış politikadaki yanlışlıklardan olabiliyor ama bu kapsamda bizim "Yapısal reformları yapalım." dememizin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Biz kırılgan olursak, biz dış tehlikelere açık olursak etkilenmemiz fazla oluyor. Ekonomimizi ne kadar güçlendirirsek onlara karşı da mücadele etmemiz mümkün oluyor, bu da reel ekonomiye destek vererek, yeni sanayi stratejisini uygulamaya geçirerek oluyor.

Biz bu kapsamda MHP olarak her zaman yapıcı, yol gösterici bir muhalefet anlayışı içinde olduk. Gereksiz kısır tartışmalardan uzaklaşıp ülkemizin geleceği için, 2023 hedeflerinden çok uzaklaştık ama hiç olmazsa 2053'e kadar toparlanıp bir an önce açığı kapatarak bölgesel güç olma hedefine doğru hep birlikte gerekli önlemleri almamız gerekiyor diyorum.

Bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.