| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Kalkınma Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 02 .11.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Başkanım. hoş geldiniz diyorum, hayırlı uğurlu olsun.
Şimdi, ben de bu konuya Sayıştayın raporundan baktım, inceledim. Şimdi, bu otel için ekspertiz değeri... 2 ipotek alınmış; bir tanesi Siverek'te bir köy, 5 parsel arsa veya tarla bilmiyorum, 11 milyon TL civarında bir ipotek var, bir de otel arsası için 12 milyon TL. Bu ekspertiz raporunu banka kendi mi yaptı, bir firmaya yaptırdı mı? Birinci sorum bu, buradan başlayalım biz yani alınan ipotekle ilgili.
BAŞKAN - Sayın Tor, devam edin siz sorularınıza.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Başkanım, ona göre bir konuşma yapacağım da.
BAŞKAN - Evet, Sayın Genel Müdürüm, ekspertizi kim yaptırdı?
TÜRKİYE KALKINMA BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ AHMET BUÇUKOĞLU - Ekspertiz bankamız tarafından yapılmış ekspertizdir. İlk inşaat yapılmazdan önce mahalline gidilir, eksperlerimiz gider araştırmasını yapar ve rapor düzenler. Bu ekspertiz raporu bankaya ait sayın vekilin söylediği 12 milyon.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim.
Tabii, daha sonra da bankaca ekspertiz yapılmış ama hangi şartlarda yapılmış onu da söyleyeceğim birazdan.
Şimdi, bankaların ekspertiz yapma hakkı var mı? Yani SPK'dan lisanslı firmalara ekspertiz yaptırıyoruz. Bankanın kendi ekspertiz hakkı var mı kanunen? Biz de memuriyetten geldik yani emriniz altındaki kişiler isteğiniz dışında bir şey sunamazlar diye düşünüyorum ben. Az sonra onun örneğini de göreceğiz zaten burada. Dolayısıyla hukuken de SPK'dan lisanslı firmalar olduğu hâlde yani bankanın kendi ekspertiz yaptırması hukuki değil diyorum ben. Yanlış bilebilirim Sayın Genel Müdürümüz bunu düzeltebilir.
Şimdi, tabii, banka Siverek'te bulunan bir köydeki 5 parsel tarla için 11 milyon, öbür otel arsası için de 12 milyon yani bizim ipoteğimiz otelin arsasıyla ilgili otelin binasıyla ilgili değil. Burada açıklığa kavuşturulması gereken bir konu da budur. Yani bu otelin değeri 50-60 milyon, 100 milyon olabilir ama bizim ipoteğimiz otelin arsasıyla ilgili, üst yapıyla ilgili değil.
Şimdi, biz bu krediyi 4 dilim hâlinde ödemişiz. 15/4/2010'da, 20/10/2010'da, 21/12/2010'de ve 4/5/2011'de en son ödemişiz fakat tabii burada eksik bilgiler de var bunları da bu görüşmemizde, değerlendirmemizde tamamlayabiliriz.
Firmayla ilgili üçüncü şahıslar tarafından yasal takipler başlatılmış çok geçmeden. Şimdi, buradan firmayla ilgili üçüncü şahıslar tarafından başlatılan yasal takibin tarihi yok. Üçüncü şahıslar tarafından yasal takipler ne zaman başlatılmış? Şimdi, bizim en son 1,5 milyon avro ödediğimiz 4/5/2011 tarihinde en son dilim bu, firmayla ilgili üçüncü şahıslar tarafından yasal takipler başlatılıyor. Üçüncü şahısların beyanları "Firma borca batık." diyor; demek ki... Ha, başka bir tarih var ve bu tarih çok önemli, üçüncü şahıslar tarafından yasal takiplerin başlatılma tarihi çok önemli. Belki de başlatıldığında bankanız 4'üncü dilim krediyi ödemiş olabilir. Bu benim sadece yorumum. Neden? Üçüncü şahıslar tarafından yasal takiplerin başlatıldığı tarihi bilmiyoruz biz çünkü. Raporda hakikaten buna çok da baktım, Sayıştay raporunda da yok. Bu tarih en önemli tarihlerden biri. Üçüncü şahıslar takip başlattı belki biz o firmaya kredi ödemeye devam ettik maalesef. O yüzden firmayla ilgili üçüncü şahıslar tarafından yasal takiplerin başlatıldığı tarihi öğrenmek istiyorum.
Şimdi, firma iflas erteleme talebinde bulunuyor. Yani bakınız, biz 2011'in beşinci ayında son dilimi ödedik, firma beş ay sonra yani 2011'in onuncu ayında iflas erteleme talebinde bulunuyor beş ay sonra ve bankamız toplam 6,3 milyon avroyu TL'ye dönüştürerek 15,6 milyon lira olarak takipteki krediler hesabına intikal ettiriyor.
Şimdi, burada firmanın hangi tarihte iflas erteleme talebinde bulunduğu da belli değil. Firmanın hangi tarihte iflas erteleme talebinde bulunduğunu maalesef bu tarihi de ben burada bulamadım çünkü bu tarihler çok önemli gerek iflas erteleme tarihi gerekse üçüncü firmaların takip başlatması tarihi çok önemli. İçimde bir kuşku oluştu. Acaba biz bu işlemler başlatıldığında bu firmaya kredi ödemeye devam mı ettik? Böyle bir kuşkum var.
Şimdi, kefillerin kimler olduğu hususunda, kefiller hakkında hacizli takibe geçiliyor. Kefillerden bir tahsilat yapıldı mı bunu da bilmiyoruz.
Şimdi, bir zaman silsilesi içerisinde Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi bir celseye banka katılıyor, davaya müdahil olmak istiyor ve mahkeme arsa değerini tespit ettiriyor. Yani Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi iflas erteleme talebini görüşen. Şimdi burada mahkemenin yaptırdığı tespite göre yani mesela 12 milyon liraydı, bankanın kendi elemanlarına yaptırdığı ekspertiz raporuna göre 12 milyondu bu arsa mahkeme bilirkişiye tespit yaptırıyor 214 bin lira.
Kıymetli arkadaşlar, 12 milyon nere 214 bin lira nere? Bilirkişiye tespit yaptırıyoruz 214 bin lira. 12 milyon lira bankanın kendi yaptırdığı ekspertiz değeri. Tabii, bunun üzerine banka -burası çok önemli- 2 tane kendi inşaat mühendisini gönderiyor değer tespit yaptırıyor. Banka kendi elemanını gönderiyor değer tespit yaptırıyor ve bizim arkadaşlarımız, 2 arkadaşımız 12,8 milyon liralık değer tespiti buluyor. Yani bankanın başlangıçta yaptığı ekspertiz raporunun üç aşağı beş yukarı aynısını buluyor. Bu rakamlar önemli rakamlar. Neden? En sonunda göreceğiz ki bizim bu ekspertiz raporlarıyla ödediğimiz krediler TL'ye çevrildiği zaman mutabık olacak.
Şimdi, tabii, esasında bankanın kendi elemanlarına rapor düzenletmesi yanlış. Açıkça söylüyorum yanlış bu. Yani banka güvenilir, bu konuda ihtisas sahibi... Çünkü bunların birçok kriteri var; tapu kayıtlarına bakıyor, yan parsellere bakıyor, en son satılana bakıyor ve bu konuda uzmanlaşmış. Benim inşaat mühendisim uzman değil ki nereden bilecek, sonra emir altında.
12,8 milyon bunu da banka tekrar Teftiş Kuruluna inceletiyor. 12,8 milyon lirayı Teftiş Kurulu inceleme raporunda da uygun buluyoruz. Daha sonra, Gaziantep 12. İcra Müdürlüğü, işte sanıyorum üçüncü şahısların alacakları nedeniyle başka bir bilirkişi raporu düzenletiyor, aynı arsayla ilgili 5,2 milyon buluyor. Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü -Ankara 22. İcra Müdürlüğü istiyor aracı olarak- başka bir ekspertiz raporu düzenliyor 6 milyon buluyor. Banka buna itiraz ediyor. Şanlıurfa 1. Hukuk Mahkemesi kıymet takdirini... Yeniden ekspertiz istiyoruz ve tekrar 5,6 milyon olarak tespit ediliyor. Banka yeniden itiraz ediyor ancak mahkeme itirazı reddediyor.
Şu sonuç ortaya çıkıyor: Banka başta bu arsayla ilgili olarak 12 milyon lira tespit ettirmişti kendi elemanlarına. Ortada ekspertiz raporları var 214 bin lira hadi 214 bini geçtik 2 tane ekspertiz raporu var; bunlardan bir tanesi 5,2 milyon, öbürü 6 milyon, en sonunda 5,6 milyon lirada karar kılınıyor yani hemen hemen yarısı, bankanın değer tespitinin yarısı.
Şimdi, hâlbuki Kalkınma Bankası büyük bir banka yani ben olsam şahsen böyle de ortada tenakuzlu bir durum varsa güvenilir, üç beş kuruş da verir güvenilir bir şeye, eğer güvenilmiyorsa... Nitekim, yaptırılmış da üst üste 3-4 tane yaptırılmış arsanın değeri 5 milyon, 6 milyon aralığında çıkmış bunu söylemek istiyorum.
Şimdi, bir başka konu da şu: Başlangıçta biz bu arsa için 20 milyon avroluk bir ipotek koyuyoruz, köydeki şeyler için de garip olan bir durum bana öyle geldi, hiçbir arsa sahibi veya hiçbir tarla sahibi 6,3 milyonluk o zamanki kura baktığımızda, işte, 14-15 milyon diyelim çünkü avronun kuru düşük o zaman biraz, 100 milyon euroluk bir ipotek koydurmaz, bindiği dalı kesmez. 100 milyon euroluk ipotek koydurur mu? 2 katı koydurur. Yani şuradan çağıralım banka şube müdürünü, bir yere kredi veriyor. "Kardeşim, sen işte bunun için ne kadar, hangi değerde bir ipotek alıyorsun?" desek işte 10 milyonsa 20 milyonluk der hadi 30 milyon olsun. Yani 100 milyon euroluk, bugünkü rakamlarla 3'le çarpsak 250 milyon TL'lik bir ipoteği koydurmaz, kendini bağlamaz. Bankacılık kurallarına aykırı bir şey bu.
Değerli arkadaşlar, başka bir konuya geçmek istiyorum.
Şimdi, bütün bunları geçerek şunu söylemek istiyorum: Personelin değer biçmesi doğru bir yaklaşım değil. Nitekim arsanın değerinin ekspertize gerek başlangıçta gerek sonda 2 inşaat mühendisimize biçtirmiş olduğumuz değerin yanlış bir değer olduğu ortaya çıktı. 3-4 tane burada ekspertiz raporu var ve rakam bunların yüzde 50'si civarında. Yani banka personelinin bilmesi mümkün değil, işi değil, alanı değil yani bankayı açığa düşürecek bir rapor düzenleyemez. Bunları düşünüyorum ben; oysa ekspertiz şirketi tapu tetkikinde şerh var mı, ipotek var mı diye bakar, gelecekteki durumuna bakar, emsallerine bakar. Nitekim, az sonra şeyden de bahsedeceğim, Siverek'teki tarlalardan bahsedeceğim. Siverek'teki tarlalarda BOTAŞ'ın haczi var ve bir başka şirketin daha var. Evet, bu 5 parsel arsada BOTAŞ'ın, Petrol Taşıma AŞ'nin irtifak hakları ve hacizleri mevcut. Dolayısıyla yani öyle çok güç duruma düşüldüğü zaman satılabilecek arsalar değil.
Şöyle bir şey var Sayın Başkanım, devam ediyorum keseceğim konuşmayı da... Evet, burada birtakım hesaplamalar yapılıyor ben de onları bir hesaplayacağım.
Şimdi, banka Krediler Yönetmeliği 16'ncı maddesi (1/a) fıkrasına göre yüzde 40 marj uygulayarak net ekspertiz değerini buluyor. Şimdi, 11,8 milyon birinin değeri, 5,6 milyon mahkemenin kararı, kesinleşmiş bankanın itirazına rağmen kesinleşmiş; toplam 17 milyon 400 bin lira yapıyor, üzerinden yüzde 40 indirim yaptığımızda 10 milyon 440 bin lira bir değere ulaşıyoruz biz. Bunu bankanın esas alması gerekirken banka ne yapıyor? Buna rağmen, kesinleşen mahkeme kararlarına rağmen ilk başta kendi yaptırdığı ekspertize esas değerleri esas alarak net ekspertiz değerini buluyor. Yani 11 milyon ve 12 milyonu topluyor 23 milyon; hâlbuki ortada mahkeme kararı da var.
Şimdi, bırakalım kesinleşen bankanın kendi ekspertiz raporlarını, bankanın en başta yaptırdığı baz alınsa dahi, verilen kredi miktarı net ekspertiz raporlarının ipotek değerleri üzerinden daha da düşük kalmış durumdadır. Yani verilen kredi 6,3 milyon avro net ekspertiz değeri 13,8 milyon TL olarak bulunmuş. Hâlbuki 1 Nisan kredinin başladığı tarihte 1 avroyu 2 küsur, 2,04 Türk Lirası olarak alırsak, bizim o zamanki değerden firmaya kullandırdığımız kredi 15 milyon 120 bin TL civarında.
Kıymetli arkadaşlar, yani bunları ben tabii uzun uzun okudum ve hakikaten de üzüldüm. Mesela, Sayıştay raporunun 105'inci sayfasında, "Firmanın öz sermayesinin yeterli olmadığı." söyleniyor. Kredi kullandırıyoruz biz ama 25 milyon TL olması gerekirken 6 milyon 200 bin TL'de kalmış öz sermayesi. Proje sonunda olması gereken 25 milyon iken 6 milyon 200 bin TL'de kalmış. Kredi kullandırma aşamasında öz kaynak katkısının zamanında yerine getirilmediği konusunda yeterli kontrolün yapılmadığı konusunda Sayıştay bankayı suçluyor açıkça söyleyeyim. Firmanın iflas erteleme talebi Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından kabul ediliyor. İşte, itirazlar falan filan, yerel mahkeme, görüşmeler ve en sonunda iflasına karar veriliyor firmanın. Şu anda banka satışını istiyor, önce mahkeme reddediyor iflas erteleme kesinleşmediğinden. Şu anda iflas erteleme kesinleşmiş durumda ama ne gibi işlemler yapıldı belli değil.
Şunu söylemek istiyorum sonuç olarak: Yani bu kredi kullandırılırken maalesef Sayıştay raporunda ben bunları da göremedim, sadece ekspertiz raporundan bankanın düzenlediğinden bahsediyor. Yani firmanın borç-alacak durumu, işte vergi borcu var mı, prim borcu var mı, takibe alınmış senedi var mı, çeki var mı falan bunların da incelenip incelenmediği konusunda bilgi eksikliği var ama özellikle şu iki bilginin bana verilmesini talep ediyorum. Birincisi, Sayın Genel Müdürüm, az önce söyledim, üçüncü şahıslar ne zaman takibe geçmiş ilk defa?
İkincisi de, iflas erteleme talebi firma tarafından ne zaman talep edilmiş? Bu tarihler bence çok önemli ve ondan sonra da söyleyeceklerim elbette ki var.
Teşekkür ederim.