| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Sayıştay Başkanlığı ç) Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 03 .11.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan Vekili, Genel Sekreter, tekrar Sayın Başkan diye gideyim, değerli bürokrat arkadaşlarım, çok kıymetli milletvekillerimiz ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün Millet Meclisiyle başladığımız için birçok şeyi de arkadaşlarımız gündeme getiriyorlar. Birkaç kelimeyle, hem Sayın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hem Sayın Aydın değindiler biraz 15 Temmuz gecesine, arkasından tadilatlar, tamiratlar geldiği için.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman, sadece 15 Temmuzla ilgili değil, bizim temel ilkemiz, milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz kardeş olarak görmektir. Bu çerçevede de demokrasiyi milletin kendi kendini yönetmesi olarak gördüğümüz için de her zaman bu konuda tavrımız net olmuştur. 15 Temmuz gecesi de olay başladığı andan itibaren Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere partide bu tavrımızı sürdürdük. İlk destek açıklamasını da ilk resmî basın açıklamasını da yapan Milliyetçi Hareket Partisi ve Genel Başkanı olmuştur. Bu kapsamda milletimize tekrar geçmiş olsun diyoruz, şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Bu vesileyle -o gün akşam Mecliste olan arkadaşlarınız olarak, ön sırada oturan Sayın Kalaycı dâhil olmak üzere bir 10 milletvekilimizle biz de buradaydık- bir an önce sığınak meselesinin çözülmesi gerektiğini biz söyleyemiyorduk utancımızdan ama siz bugün söylediğiniz için biz de gündeme getirebiliyoruz çünkü öyle bir şeyi görmüş olmaktan dolayı açıkçası ben utanç duydum, milletvekili arkadaşlarımızın dışında kimseyle de bu konuyu paylaşamadık. Madem bugün gündeme geldi. Bir an önce, bize yakışır şekilde -Sayın Temizel'in de baştan söylediği gibi- yapılması gerekiyor. O gün acıklı durumumuzu maalesef görmüş olduk.
Tabii, bundan sonrasında yapmış olduğumuz çalışmalarda, Dışişleri Komisyonunun yapmış olduğu ziyaretlerde bir şeyi daha gördük, yabancı heyetlerin ziyaretlerinde de aynısını yaşadık. Buradan çıkardığımız, şerden çıkan hayır olarak bir uzlaşma, diyalog zemini ve diğer partilerin de dikkate alınmasının özellikle yurt dışı temaslarda benim "parlamenter diplomasi" dediğim şekliyle daha etkili olduğunu, ülkemiz açısından da bu birlik, beraberlik ruhunun ve bunun gösterilmesinin önemli olduğunu gördük. Aksi takdirde, maalesef diyaloglarda eksiklikler oluyor, iç politikaya yönelik birtakım tartışmaların dışarıda farklı algılandığını ve bu açıklamalardan dolayı da ülkemizin itibarıyla ilgili de farklı algılar oluştuğunu gördük.
Meclis Başkanlığı olarak özellikle size yeri gelmişken söyleyelim. Bu tip çalışmalarda çok cimri davranılmadan gerekli heyetlerin oluşturulmasında katkıda bulunmanızı -Başkanlık Divanına kibar bir şekilde bu kadar söyleyebiliyorum- arz ediyorum efendim çünkü onun çok faydalı olduğunu gittiğimiz ziyaretlerde gördük. Bu gibi çalışmaların yapılması gerektiğini, ben döndüğümde de arkadaşlarla görüştüm; ilk Londra temasından sonra -önceki haftalarda değişik ülkelere değişik arkadaşlarımız gitti- Dışişleri Komisyonu Başkanımızla, bütün partilerin dış işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılarıyla ve Sayın Dışişleri Bakanıyla görüştüğümüzde de ilettim. Böyle bir şeyin aslında, normalde, gelenek hâline getirilmiş olması gerektiğini söyledim. Bu vesileyle, buradan da, bu şerden de bir hayır çıkarmış olalım diye de size de bu vesileyle hatırlatmış olayım.
Binanın tadilatlarıyla ilgili şeyler... Hakikaten burada siz söylediniz ama henüz daha proje yok, ortada bir şey yok, bir anda yıkımı paldır küldür yapılınca biz de anlamadık. Geldik baktık, etrafına çekilmiş tenteler ama. Sonra sizin söylediğinize bakıyoruz, bu projelere bütçeden ne ayırıyoruz, ne yapıyoruz... "Daha henüz projeler için çalışmalar yapılıyor." diyorsunuz ama yıkımını hemen yapmışız. Yani ona göre nasıl yapacağız, altı nasıl olacak, üstü nasıl olacak, bize bunlarla ilgili herhangi bir şey gelmedi.
Neden öyle söylüyoruz? Elimizde bir hilkat garibesi Halkla İlişkiler Binası var yani kimse kusura bakmasın. 2 defa, 3 defa burada iptal ettik, geldi gitti, geldi gitti -siz de biliyorsunuz- yani yeniden yapıldı alelacele. Şimdi, fonksiyonel olarak ve yapının dış görünümü olarak baktığımız zaman... Bak, bütün söylediklerinizde "Ana Bina'yla uyumlu olarak" demişsiniz. Peki, orada niye düşünmedik şimdi. Yine bir hilkat garibesiyle karşılaşmayalım Sayın Başkan. Siz, bunu lütfen, Başkana ve Başkanlık Divanındaki arkadaşlara iletin yani bizim sözcümüz olarak. Maalesef, burada bir sorun var, aceleyle yaparsak yine aynı şeyle karşılaşabiliriz. Buraya dönmesin diyorum. Maalesef, biraz sıkıntı var.
Ama en önemlisi -biz geçen sene de söyledik, Sayın Başkan da söyledi- yeni binada bir sürü komisyon odası oldu ve en fazla çalışan komisyon burası. Hatta hatta, az önce Sayın Temizel söyledi, bir komisyona... Bazı komisyonlarımız... Sayın Başkan da bize meşru olarak savunuyor, o da notunu alsın, birazdan savunur. "Ya bu komisyonlar toplantı yapmıyor mu?" diyoruz. "Görüşünü bildirdi." Görüşü de o saniyede topluyor hepsinden birer yazı, hatta bazen imzalar fotokopi oluyor, onu da biliyoruz yani daha önce, tartışmayalım şimdi ama. "E yaptım efendim, toplanmayacak." "Ne var?" Başkanın yazdığı şey: "Yoğun mesai nedeniyle toplantı yapamıyorlar." Ya, yoğun mesai işte görünüyor, dönem sonunda faaliyet raporu yazıyorsunuz, hangi komisyonu...
BAŞKAN - Ama, Meclis Başkanlığının komisyonun görevinde böyle bir denetim yetkisi yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, düğmenizi kapatır mısınız, daha ben konuşuyorum yani.
BAŞKAN - Pardon.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle, açık düğmeyle müdahale olmuyor yani.
Şimdi, denetim yetkisi değil, bakın, yani aynı gün sabah alıyor. Ben de gerçeği söylüyorum: "Çok yoğunuz, çalışıyoruz, sizin gönderdiğiniz tali komisyon raporlarını görüşemeyeceğiz." Gerekçe? "İş yoğunluğu nedeniyle." Ama, bakıyoruz 1 ya da 2 toplantı yapmışsın altı ayda. Bu, biraz -affedersiniz- burada milletvekilleriyle dalga geçmek gibi bir şey oluyor sonuç itibarıyla.
Onun için, hem toplantı odası olarak, çalışma ortamı olarak söylüyoruz. Mademki torba kanunları getirip diğer komisyonların yerine de -yanlış bir şekilde- Plan ve Bütçe Komisyonunu ikame ediyorsanız, hiç olmazsa çalışma ortamının da buna göre biraz düzgün olması gerekir diyoruz.
Ben Gayrimenkul Yatırım Ortaklığına girmiyorum, arkadaşlar söyledi, not almıştım ama. Hakikaten o konuda da biz, her zaman, devletin bir ihtiyacı varsa bunu gerekli yerlerden, hele hele Türkiye Büyük Millet Meclisinin karşılamasında çok büyük sorun olmaz. Arkadaşlar belki bir şey göstermiş olabilir ama onların o hayır işleme niyetlerini başka yerlerde değerlendirebiliriz. Çok fazla yerimiz var yani. Meclise belki bir jest yapmış olabilirler. Onlar yine bazı eserler yapabilirler.
Anayasa çalışmalarıyla ilgili çok hızlı geçmiş, Sayın Başkan yazmış belki metni siz okumak durumunda kaldınız; o zaman kendisine iletin. Sanki hiçbir şey yapılmamış gibi bir şey söylemişsiniz. 60 maddelik bir uzlaşma var. 7 maddelik yeni bir uzlaşma var. Yani oradan çıkan bir şeyler var. O zaman bunları görmezden gelip...
TBMM BAŞKAN VEKİLİ AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ben biraz özetlemek durumunda kaldım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok yok, metnin içinde yok Ahmet Bey, ben baktım. Hani sizin söylediğiniz değil, siz doğru okumuşsunuz ama.
Diyor ki: "Yapıldı, toplandı, bir şey çıkmadı. Toplandı, bir şey çıkmadı." Öyle değil yani. Öncekinde 60 madde, sonra yeni 7 maddelik bir acil şey var dediniz onda da partiler çalıştı, uzlaştılar. Ha, yeniden gelir, başka maddeler olur, o ayrı bir konu. Onların üzerinde durmak lazım.
KHK'larla ilgili de 271 tanesi bekliyor diyoruz, defalarca tartıştık. 2011 yılında bu çıktığı zaman daha çok tartıştık. Anayasa'da çok net bir şekilde söylüyor. Şimdi olağanüstü hâl KHK'ları olduğu için onu konuşuyoruz ama normal şartlarda, maalesef, bu iş kadük oluyor ve Meclisin denetim yetkisi yok, sıfır. Yani "gündemde duruyor" demek zaten komedi. 271 tane, 268 önceki dönemden duruyor dediğinizde bizim zaten bir şey söylememize gerek kalmıyor yani.
Peki, niye duruyor? Niye gündeme girdi, niye bekliyor? Ee, efendim, eskiden bekleyen de var. Yani onun üzerine devam ediyoruz. Maalesef, bu KHK'larla ilgili, olağan dönem KHK'larla ilgili de sorunumuz devam ediyor. Bari, ya bunu gündemden çıkaralım başka bir düzenleme yapın, şu kadar süre görüşülmeyenler düşer falan deyin, onu da maddeye sokalım veya bunları geldiği zaman Meclis Genel Kurulunda görüşmemiz lazım.
İhraçlarla ilgili de bir iki cümle söyleyeyim Meclise gelmişken. Yani o arada, öyle bir zamanda personel değişikliği yapılıyor ki FETÖ'den dolayı ihraç edilenler ile diğer görevden alınanlar birbirine karışıyor. Meclisin bu arkadaşların itibarına dikkat etmesi lazım. Zaten kurtulmak istediğimiz adam vardı deyip bu arada kimse sesini çıkaramıyor. Varsa da, görevden almalar, soruşturma devam etsin ama onunla ilgili değilse de aynı anda yapıldığı zaman, bu sefer arkadaşlara farklı bakılıyor. Herkes "Ya bu da mı FETÖ'den alınmış?" diye gözüne bakıyor. Sadece bizde değil, diğer kurumlarda da var ama Meclisi şu anda görüştüğümüz için, onları kendi kurumları içerisinde söyleyeceğiz.
Bir de, son bir şey: Denetim konuşuldu ama bizim kaç tane iç denetçimiz var, hangi denetimi yaptılar, hangi birimleri denetlediler, denetim yapılıyor mu? Ki eksikti, geçen dönemlerde de konuştuk ama. Son durum nedir? O konularla ilgili bilgi verilirse... Ayrıntıya girmeyeyim, siz söyleyince bir şey olursa yine konuşuruz.
Cumhurbaşkanlığıyla ilgili Sayın Genel Sekreter tam şey yapamadı, "Dağıttık." dedi ama. Bütçe sunuş konuşmalarında herkes bütçesinin ne olduğunu da kısaca arz ettiği için, siz sadece "Ekinde var." dediğiniz için söylüyoruz. Konuşmanın içerisinde hiçbir gelir-gider rakamı geçmediği için arkadaşlarımızın size bahsettiği oydu. Tabii ki o dokümanları biz alıyoruz ama genel anlamda da en azından özetiyle ilgili, bütçede yer alan harcamalarla ilgili bir bilgilendirme bekliyoruz.
Açıkçası, o konularda, hem sizin bütçede hem de Meclisin bütçesiyle ilgili hususlara baktığımız zaman bazı şeyler geçiyor. Meclisle ilgili de bir tane burada madde vardı onu sorayım, ondan sonra geçeyim.
"Hane halkına transferler" diye bir şey gördüm. Nedir, pek anlamadım? Yani bayağı da önemli bir miktar. Arkadaşlar bana o konuda bir bilgi verebilirse inceleyip de memnun olurum.
Açıkçası 72, 70 küsur derken, şimdi 102 olmuş, "112 olacak" diyor, devam ediyor. Dolayısıyla, bu neymiş, onu merak ettim.
Aynı şekilde, Cumhurbaşkanlığının bütçesinde de -şimdi Sayın Genel Sekretere soralım- pek almadı aklımız ama. 2016 gayrimenkul sermaye üretim gideri 122'den 313'e çıkmış. Bu aktarma nereden yapılıyor? Bir de bütçe disiplini diyoruz, bütçe hakkı diyoruz, bir sürü şeyden bahsediyoruz. Bakın, 122'den 244'e değil, 313'e çıkmış yani yüzde 100 değil, 3 misline neredeyse yaklaşık bir şey var; 2,5 mislinden fazla. 2017 ve 2018'de de devam ediyor artarak. Yani yine bu sene de devam ediyor. Demek ki 2017, 2018'de de yeni inşaat yapılacak bir şeyler mi var, ne proje var, onu pek bilemedik çünkü 2019'da duruyor, yavaşlıyor, az koymuşlar veya sonra revize ederiz diye mi düşündüler.
Bir de, burada, örtülü ödenek zaten şeyde yer almıyor ama 2015'e baktığımız zaman, yedek ödenekten 150 milyon gizli hizmet gideri diyor. Sayın Genel Sekreterim, bilen varsa arkadaşlardan... Yani tam da 150 gidiyor yani eksiksiz gidiyor. Normalde 3 milyonluk bir şey varken, biliyorsunuz hizmet gideriyle, ödeneklerle ilgili bölümün altında 150 milyonluk bir şey gözüküyor ve de net duruyor yani gizli hizmet giderleri diye bir şey var. Şu anda da onunla ilgili bir ödenek yok. Başlangıç ödenekleri de 3 milyon civarında olan bir şeyin altında görünüyor arkadaşlar. Bunu da tam çözemedik. Yani görev giderlerinin altında olan bir kalem. Görev giderleri arasında gizli olan olmaz ya. Örtülü ödenek ayrı bir kalemdir. Burada başka bir şey mi var, nedir, bir proje mi var? Açıkçası onu da merak ediyorum.
Bu kapsamda, bütçenin içerisindeki bazı şeylere dikkatli bakmak gerekiyor açıkçası. Tanımına bakıyorum. Buradan yeniden görev giderleriyle ilgili diyor ki sadece: "Bu ödeneğin 3.300 liralık yıl içerisinde başka tertiplere aktarılmış 3.495'ten, ayrıca 150 bin ek ödenek alınmıştır, 150 milyon." Başka da bir açıklama, açıklama kısmında da yer almıyor. Dolayısıyla, o konuda bilgi verilebilirse sevinirim.
Şimdi, bir iki dakika da... Bu Sayıştayla ilgili kısımları dün Sayın Maliye Bakanına da ilettik ama açıkçası bazı kibarca yapılan tespitler bile burada görülüyor. Her seferinde aynı şey. Sayıştay buraya, bize kısa özetini veriyor. Bakıyoruz genel uygunluk bildirimi, asıl üzerinden baktığımız, sonra diğerlerine de tek tek kurum olarak bakıyoruz ama.
Değerli arkadaşlar, Sayıştay kibarca yukarıdan aşağıya mevzuatı sıralıyor. Yapılanı söyleyeyim bizim almamız gereken şey buradan, arkasından da yetkileri sayıyor, diyor ki ödenek üstü giderlerle ilgili örneğin, şunları şunları şunları yazıyor, hükümleri yazmış, sonra da diyor ki çok kibar bir şekilde: "Hükümlerine yer verilmek suretiyle de muhtemel ödenek üstü gider oluşumlarının önüne geçilmesini amaçlamıştır." Dün de Maliye Bakanımıza aynı cümleyi okudum.
Şimdi, buradaki amaç bu olduğuna göre, bu yetkiler verildiğine göre, netice itibarıyla her seferinde ama artarak giden, önceki sene 15, 18 derken şimdi yine 31,2 milyar -yani eski parayla katrilyon- yine ödenek üstü harcama var.
Açıkçası bunları niye okuyorum? Sizlere bir daha, bir daha söylüyorum değerli arkadaşlar. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirinde. Şimdi biz kabul etmedik bunu, ne olacak? Diyelim ki okeylemedik. Yapmış harcamayı. Ne olacak? Bunun sorumlusu kim? Aslında, birtakım müeyyideler de var da. Her seferinde aynı şey devam ediyor. Konuşuyoruz, yine devam ediyor. Yedek ödenek aktarma yetkisi vermişiz, nereye gittiği belli değil. Dün okudum. Yani ilk 15 kurumun -burada Sayıştayın raporlarından okudum- ortalaması yüzde 63 yani kendi ödeneğinin yüzde 63'ü kadarını -ki yüzde 100 küsurunu da yapanlar var- farklı ödenek miktarlarını başka yerlere başka kalemlere aktarmış. Yani yüzde 108 düşünün yani. 100 lirası var, aktarıp döndürdüğü şey 108 lira olmuş. Bizim verdiğimiz, tahsis ettiğimiz alanla bir anlamı kalmıyor.
Sayın Sayıştay Başkanı, bunları bize biraz daha, demin Sayın Temizel'in, Sayın Kuşoğlu'nun dediği gibi... Bunları eğer tartışabilirsek. Biz burada sadece ana şeyi görüyoruz. Sizin Genel Kurulda yaptığınız tartışmayı aslında, o sunumun benzerini bize burada, Plan ve Bütçe Komisyonuna en azından Sayıştay olarak yapmanız lazım çünkü bazı şeyleri biliyoruz. Burada "rapor değerlendirme kurulu" değil de "raporları kuşa çevirme kurulu" diyorum yıllardır. Ee, zaten buraya gelen, bize gelen de üç satırlık bir kurumdu. "Efendim, hesaplar şeye uygun." Bu klasik, derneklerle yaptığımız denetim kurulu faaliyet raporu gibi, geçen senekini alıp, yılını değiştirip üzerine yazıp, arkadaşlar getirip Genel Kurula sunar. Aynı şekilde, biz de ne yapıyoruz? "Efendim, incelendi, mevzuata aykırılık görülmedi." Peki içinde bir sürü performansla ilgili var, rakamlarla ilgili var, harcamalarla ilgili var. Sizin uyardığınız kibar hâli bile ciddi şeyler içeriyor yani baktığımız zaman. Şimdi, bunu nasıl yapacağız? Yani mahalli idarelerle ilgili örnek söylemişsiniz. E İçişleri Bakanlığı hiç doğru dürüst denetim yapmamış o zaman. Mahalli idareler genel raporuna bakın arkadaşlar, bu mavilerin içerisinde bir tane de o var, faaliyet değerlendirme raporuyla beraber. Baktığınız zaman görüyorsunuz ki içinde doğru dürüst, bunların istediği gibi hiçbir şey yapılmamış gibi. Yani ne rakamsal analiz var, sadece faaliyet raporu gibi yani sunuyorlar ya hani şunu yaptık, bunu yaptık diye reklam amaçlı, onları almış, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü bunu yapmış, onun yaptığını da arkadaşlar bu şekliyle irdelemişler. Yani göstermelik oluyor denetimlerimiz o zaman. Parlamento adına denetim yapan kurumdan bizim daha geniş bilgi almamız gerekiyor.
İnşallah, hep söylüyoruz ama Sayın Başkan da "Olsun, komite kurulsun." diyor, bir türlü kurulmuyor. İllaki komite kurulması gerekmiyor. Nasıl bazı kanunlar görüşülürken geliyor bakanlar, ilgili bürokratlar, oturuyoruz, ön bilgilendirme yaptırıyor Başkan bize, anlatalım çabuk geçsin diye. Peki bu bütçede benzer şeyi niye yapmıyoruz? Yani özellikle Sayıştayla ilgili kısımda, bize bunların biraz daha ayrıntılı olarak ve gerekirse kapalı oturum şeklinde gelip veya bir şekilde bizim adımıza denetim yapıldığına göre biraz daha ayrıntılarını... Az önce Sayın Temizel'in söylediği zaman süresince belki komisyon kurulmasa bile fiilen bunun yapılması lazım. İllaki resmî olarak komisyonun kurulmasını beklemememiz lazım, bu bizim elimizde olan bir şey Başkanım.
BAŞKAN - Şöyle bir şey yapalım muhterem, bundan sonra diyelim ki bütçe sunumunun ertesi gününü, zaten Sayıştayın da yılda 2 kez gelip -altı ayda bir- Komisyonumuza bilgilendirme yapması gerekiyor. Bir tanesini sunum ertesine alalım ve buradaki bu...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ertesine değil Başkanım, öncesine. Yani bizim derdimiz bütçe sunumunun çok öncesine almamız lazım.
BAŞKAN - Hayır canım yani o anlamda söylemiyorum. Birini 5'inde yaptıysan, 26'sında da öbürünü tartışabiliriz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama o da yine tam şey olmuyor yani tamamını...
BAŞKAN - Onu takvimin içerisine koyalım yani. Tamam bunu kendi aramızda konuşalım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, şöyle somutlaştıralım: Ahmet Bey de not alırsa bunun en kolay şeyi, bize ekimde sunmadılar mı, ekimin başında en azından? O arada bir on beş günlük süremiz var, siz tamamlayıp Meclise sunduktan sonra en azından bütçenin görüşülmesine kadar geçen sürede...
BAŞKAN - On gün.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani on-on beş gün, o arada yapabiliriz yani en azından biz de çalışmış olalım, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmeden de bunları yapmış olalım, iyi olur. Biz de biraz aklımızdakileri sorup hem de bir ön çalışma yapmış oluruz. Ya fiilen bunu yapabiliriz, bunun için alt komisyon kurduk, işte İç Tüzük'ü değiştirdik demeye gerek yok.
BAŞKAN - Bizim beklediğimiz, daimî alt komisyonların...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ha o da iyi olur ama yani en azından bunu yapmamız lazımdı yani.
Teşekkür ediyorum, tekrar hayırlı olmasını diliyorum bütçenin.