KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) -Teşekkür ederim.

Sayın Meclis Başkan Vekili, Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekteri, Sayıştay Başkanı, Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve bürokratlar; öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime bütçesinin görüşüldüğü bu anda millî iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan hain saldırıyı bir kez daha lanetleyerek başlamak istiyorum.

Daha evvel ifade edildi ancak bir kez daha ben de ifade etmek istiyorum: Milletvekili olarak denetim anlamında yapabildiğimiz sınırlı şeyler var, bunlardan bir tanesi de soru sorma hakkı. Ancak milletvekillerinin sorduğu soruları bakanlar çok ciddiye almıyorlar. Bizim sorduğumuz soruları Meclis Başkanlığımız zaman zaman beğenmeyerek, yoruma açık olduğu şeklinde ifadelerle iade edip düzeltilmesini isteyebiliyor. Oysa bakanlıklardan gelen gayriciddi cevaplara karşı herhangi bir yaptırımı yok. Bu sebeple Meclis Başkanlığımızın bu konuya bundan sonraki süreçte hassasiyet göstermesini bekliyoruz.

Bilindiği gibi Kamu Denetçiliği Kurumu 14/6/2012 tarihli 6328 sayılı Kanun'la kuruldu. Dört yılı aşkın bir süredir de faaliyette. Ancak kurum bize göre bir ombudsman olarak kendisini tanıtamadı. Yargı istatistiklerine bakıldığında son on yılda açılan dava sayılarındaki artış oranlarının en çok idari yargıda olduğu görülmektedir. Bu durum aslında idarenin yaptığı işlemlerin sıhhati hakkında olumsuz bir intiba vermektedir. Hâl böyleyken kurumunuza müracaatlar oldukça yetersiz görülmektedir. Toplam müracaat sayısı sadece 4.006'dır. Bunun sebebi kuruma ilişkin farkındalık oluşturulamaması muhtemelendir. Ancak kurumun görüntüsü veya siz yöneticilerin idarenin yanında daha çok görünme durumu mu vatandaşı müracaattan alıkoymaktadır, bunun sebebi gerçekte nedir? Bununla ilgili bir araştırmanız muhakkak olmuştur ama netice itibarıyla bu imajın düzeltilmesi şarttır.

Merak ettiğim bir husus da şudur: Yapılan müracaatlar acaba konu dışında -bölgesel, kurumsal veya mesleki olarak yapılan başvurular anlamında ifade ediyorum bunu- bir analize tabii tutuluyor mu? Bu analizlerden idarenin kendisini düzeltmesi yönünde bir rehberliğiniz oluyor mu ve bunlarla ilgili bir sonuç alabiliyor musunuz? Bunlar da bu kurumla ilgili hem kamuoyunun hem de bizim merak ettiğimiz şeylerdir. Yani kurumun yaptırım gücü nedir? Gerçekten yargıdaki yükün hafifletilmesi anlamında bir katkısı oluyor mu veya ne anlamda oluyor?

Bize göre ombudsmanlık sisteminin, uygulamadaki eksiklikler de dikkate alınarak ahlaki kirlilik ve yolsuzlukla mücadelede başarı sağlamak, vatandaşlık bilincinin gelişmesine katkı vermek, yargının yükünü hafifletmek, vatandaş mağduriyetini kısa sürede gidermek suretiyle demokratik gelişime katkı sunacak bir iklimi oluşturması, Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca -bildiğim kadarıyla- teşkilat yapısına ilişkin olarak da alt düzenleyici işlemlerle düzeltilemeyecek yasa değişikliği gerektiren bazı eksiklikler de bulunmaktadır. O nedenle önümüzdeki dönemde bu hususlar dikkate alınarak bir yasa değişikliğinin yapılmasında fayda vardır.

Değerli milletvekilleri, günümüzde toplumsal barışı ve demokratik sistemin varlığını tehdit eder boyutlara ulaşan, devlet kurumlarına olan güveni sarsan ve toplumsal tahribata neden olan rüşvet, yolsuzluk ve usulsüzlüklerle kararlı ve etkin mücadele suretiyle temiz siyaset ve temiz yönetimin gerçekleştirilmesi elzemdir. Ülkemizde Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştay ve bütün kurum ve kuruluşlarda denetimle görevli en az birer birimin bulunmasına rağmen yolsuzlukların önlenmesinde ve idarenin denetim yoluyla geliştirilmesinde yeterince etkili olunamamaktadır. Denetim birimleri arasında koordinasyonun ve bu birimlerin bağımsızlıklarının yeterince sağlanamaması, uluslararası denetim standartlarının yerleştirilememesi, kamu hesaplarında mali saydamlığın, hesap verme sorumluluğunun ve performans yönetimi gibi çağdaş anlayışların bulunmaması denetim sistemimizi zayıflatan en önemli unsurlardır. Bu çerçevede bağımsızlık ilkesinin tüm denetim birimlerinde yerleşmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Denetim personelinin mesleki eğitimi, denetim raporları sonuçlarının takibi, millî denetim standartlarının belirlenmesi ve denetim birimleri arasında iletişim ve koordinasyonun sağlanması gereklidir.

Sayın Sayıştay Başkanı konuşmasının sonuç bölümünde Sayıştay denetiminin kamu yönetiminde arzulanan etkiyi doğuramadığını ifade etmektedir. 2003 yılından bu yana denetim sistemini etkisizleştirmek adına birtakım yasal ve idari düzenlemeler yapıldığı bilinmektedir. Anlaşılan Sayıştay da bu rüzgârdan etkilenmiştir. "İyi işleyen bir iç kontrol sistemi olursa denetimler etkin olabilir." denilmektedir. O hâlde iç kontrol sisteminin iyi işlemeyen yanlarının ilgili yerlere iletilmesi ve sonuç alıcı düzenlemeler yapılması gerekir. Aksi hâlde Sayıştay bu anlamdaki görevini layıkıyla yapmamış sayılacaktır.

Burada en önemli husus Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştayın denetiminin siyasallaştığı algısıdır ki bu durum kurumun ve yapılan denetimlerin etkinliğini ve saygınlığını azaltmaktadır.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Türk devletine, vatanına ve milletine ihanet eden, vatandaşına kurşun sıkan kim varsa kamuda yeri yoktur ve temizlenmelidir ancak bunların tespiti yapılırken insanların kendileriyle ilgili suçlamaları bilmesi de haktır. Resmî açıklamalar bu konuda hassasiyet gösterildiği yönünde ancak ciddi mağduriyet iddialarının da olduğu bilinmelidir.

Bu düşüncelerle, her bütçesini görüştüğümüz kurumlarımızın bütçesinin hem kurumlarımıza hem ülkemize hem de milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Her birinizi saygıyla selamlıyorum.