KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanlıklarımızın kıymetli bürokratları, değerli basın emekçisi meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, bir kere daha bu Komisyonumuzdan bu göreve getirildiğiniz için hem tebrik ediyor hem başarılarınızın devamını diliyoruz. Biz de size her konuda destek için tabii ki elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Aramızdan çıkan bir arkadaşımız olarak bir kere daha hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum.

Sayın Bakanım, ben son günlerde epey sıklaşan ve sadece özgürlüğü değil, ekonomiyi de etkileyen bir konuya değinmek istiyorum. O da en son milletvekillerinin gözaltına alınması ve sonrasında tutuklanması sürecinde, önce güneydoğuda ama sonra tüm ülkede İnternet'in, işte, sosyal medya imkânlarının önce yavaşlatılması, sonra engellenmesi hususuna değinmek istiyorum. Bu konu, sadece, dediğim gibi, işte, ifade özgürlüğünü, iletişim özgürlüğünü değil, aynı zamanda yapılan hesaplamalara göre ekonomimiz üzerinde de ciddi kayıplar meydana getirmiş durumda. Şöyle bir şey yaşıyoruz, oluyor Sayın Bakanım: İşte, "Operasyon yapılacak teröre karşı bazı ilçelerde İnternet'i kesin, belediye başkanları gözaltına alınacak İnternet'i kesin, milletvekilleri gözaltına alınacak İnternet'i kesin, iletişimi kesin..." Bunun sonu yok ve bu, aslında, demokrasiyle de bağdaşmayan bir tutum. Küresel olarak yani dünyadaki algımızı, imajımızı da son derece olumsuz etkilemekte. Bundan vazgeçilmesi gerekir. Tabii ki OHAL'le bu yetki alındı, Başbakanlık istiyor, siz yapıyorsunuz ama bunun, gerçekten, algısı dünyada düzgün, doğru bir algı değildir. Ayrıca, yapılan hesaplamalar var. Bir kişinin İnternet'e ulaşamaması ya da yavaşlaması nedeniyle hak kaybının yaklaşık 1 saati 3 dolar diye hesaplıyor uluslararası bu konuda hesap yapan insanlar. 12 saat ulaşılamadığında, işte ülkemizde olduğu gibi, bunun hesaplamalara göre 150 milyon dolar civarında ekonomimize bir zararı olduğu söyleniyor. Bunda da üretimin azalmasından ya da yavaşlamasından doğan vergi kaybı ve tüketici güvenindeki eksilme nedeniyle ticaretteki azalmanın hesap edilmediği söyleniyor. Ayrıca, işin bir insani boyutu da var. Sizler de okumuşsunuzdur, duymuşsunuzdur ya da illerinizde bunlar gelmiştir. İnsanlar noterden işlemlerini yapamadılar, bankalarda işlemlerini yapamadılar, eczanelerde ilaç onayları çıkmadı ve binlerce insan mağdur oldu. Bizim bu uygulamadan vazgeçmemiz lazım. Yani, siyasi olaylarla ilgili hemen İnternet'i kesmek, yavaşlatmak gibi bir uygulamadan vazgeçmemiz gerekiyor Sayın Bakanım.

Yine, Bakanlığınız bünyesindeki -iletişimden söz açıldığı için söylüyorum- TÜRKSAT'ın bazı uygulamaları, kanallara mahkeme kararı olmadan, hukuki kararlar olmadan uydu dışına çıkarması gibi uygulamalar gördük. Bizler buna karşı çıktık ama bizi dinleyen olmadı. Hukuk kararı olmadan bu tür iletişim organlarının yasaklanması gibi bir uygulamayı başlatmamamız lazım. Çünkü, bu bugün size lazım olur, yarın başkasına lazım olur. Her zaman ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün yanında hep birlikte durmamız lazım diye düşünüyorum. Hani, bir yandan anlatıyorsunuz sunumlarda çok güzel, bilgi çağının önemini vurguluyoruz ama bir yandan da vatandaşların elinden iletişim özgürlüğünün alınması kabul edilemez. Bir kere daha söylüyorum: Dünyada çok farklı bir imaj ortaya çıkıyor ülkemiz hakkında, Hükûmetiniz hakkında. Buna hep birlikte engel olmamız gerekir diye düşünüyorum.

Tabii, hem ülkemizde yaşananlar hem de bugün gün itibarıyla dolardaki çıkışa bakınca, ister istemez hemen akla kamu-özel ortaklığı, yap-işlet-devret modelleri... Hep tabii ki dolar üzerinden verilen sözler var. Burada, tabii, ben sizden, eğer elinizde bunun bir projeksiyonu varsa dolar üzerindeki artışın... Çünkü sizler firmalara bu sözleri verdiğinizde, dolar üzerinden bazı taahhütlere girdiğinizde doların kuru 2.10'du, 2.50'ydi vesaire, bugün 3.20'nin üzerine çıkmış durumda. Nereye doğru evrileceğini öngöremiyoruz. Bunun şeffaf bir şekilde ne kadar maliyeti olacağını bizimle, kamuoyuyla paylaşmanızı rica edeceğim. Çünkü, en nihayetinde, verilen taahhütler tüm yurttaşların ortak taahhüdü, vatandaşın cebinden çıkacak olan taahhütler. O yüzden bunu kamuoyuyla paylaşırsanız çok seviniriz.

Az önceki iletişim konusunda notlarımda bir hususu eksik kaydetmişim, o da şu: İnternet'te bu yavaşlama ve yasaklamalar olunca sosyal medyada yurttaşlar, biliyorsunuz, VPN'leri kullanmaya başladı. Ama şu haberleri duyduk: VPN'lere de ısıtlama getirildiği, hatta ve hatta VPN kullananların BTK tarafından fişlendiği, listesinin çıkarıldığı yönünde. Bunun da doğru olup olmadığını eğer bizimle paylaşırsanız, kamuoyuyla paylaşırsanız seviniriz. Çünkü böyle bir şeyin olmaması lazım, vatandaştan kimin kullanıp, kim kullanmadığının bir fişleme şeklinde yapılmaması lazım.

Sayın Bakanım, geçmişte hem bu Komisyonda hem Genel Kurulda Türkiye'nin gündeminde olan dinlemeler meselesi vardı. Sizde önce o koltukta oturan şu andaki Sayın Başbakan, biliyorsunuz, sorulduğunda... Ona şu soru sorulurdu, ben de size soracağım: Özgürce telefon görüşmesi bu ülkede yapabilir miyiz? Yani, sistemde bir kaçak olmamasını sağlayabildiniz mi, sağlanabildi mi? Çünkü, her dönem hep birileri birilerini dinledi. Açılan davalar yıllardır sürüyor hâlâ. Belki siz de mağdursunuz, biz de mağduruz ama bundan sonra bu ülkede özgürce telefon görüşmesi yapılabilecek mi diye sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, sadece Eskişehir'de değil ama Türkiye'nin değişik yerlerinde demir yolu işçileri var, onların bir talebi var. Onlardan 2 bin tanesi, biliyorsunuz, mevsimlik işçi ve bunlar beş ay yirmi dokuz gün çalıştıktan sonra ayrılmak zorunda kalıyorlar her yıl. Onlar ayrılmak zorunda kalırken bu arada taşeron işçilerle sorunlar çözülüyordu. Taşerona kadro konusunda açıklamalar yapılmıştı, tamamlandı, tamamlanacak diye. Ne ölçü de kara yolları işçilerine de verilecekti ama ben demir yolu işçilerinin de mevsimlik işçilerin de 5620 sayılı Yasa kapsamında sorunlarının çözülmesi, ya on bir ay yirmi dokuz gün çalıştırılması ya da kadroya alınarak onların da güvence altına alınması talebini onlar adına sizlerle paylaşmak isterim.

Burada, yine, kamyoncuların bir talebi var. Bu K belgeleri gündeme geldi. Bir yapılandırma yapmıştık. Bu yapılandırma kapsamında onların borç ve cezalarının bu yapılandırma kapsamına alınmadığı şeklinde ilettikleri talepler var. Bunun alınıp alınamayacağı hususunu sizin dikkatinize getirmek isterim. O konuda bana aktardıkları bir bilgi de var. K2 belgesi sadece o işletmeye fatura edilmiş ve o işletmenin fatura ettiği emtiayı taşıyan ve o işletmeye ait olan araca harç alınmak suretiyle verilen zorunlu bir taşıma belgesi. Önceki mevzuata göre gerçek şahıs adi ortaklığı şeklindeki işletmelerin adına trafik tescili bulunan ve ortaklığın aktifinde kayıtlı olan araçlara K2 belgesi Bakanlığınızca düzenlenerek hak sahiplerine verilmekte ve kullandırılmaktaydı. Ancak, son yapılan düzenlemeden sonra adi ortaklık işletmelerine K2 belgesi verilmemekte ve hatta daha önce bu belgeyi almış olan işletmelerin de belge yenileme zamanı geldiğinde yenilemesi yapılmamaktadır. İşletme aynı işletme, araç aynı araç olmasına rağmen, yenileme yapılmadığından söz konusu araçlar belgesiz duruma düşerek çok ağır cezalara maruz kalmakta, önemli mağduriyetler yaşanmaktadır. İlgili mevzuatta bir ekleme yapılarak bu sıkıntının, bu mağduriyetlerin giderilip giderilmeyeceğini dikkatinize getirmek isterim.

Son iki husus da Sayın Bakanım eğer...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Çakırözer.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Çok teşekkür ederim.

Bu, TÜRK TELEKOM'la ilgili, daha doğrusu, TÜRK TELEKOM'un ortaklarıyla ilgili söylentiler daha önce de gündeme geldi bu Komisyonda. Ben bir kere daha bunu dikkatinize getirmek isterim. Ortaklardan Hariri'nin bankalara olan borcunu ödeyememesinin ciddi bir sıkıntı oluşturduğu ve ailenin... Yaklaşık 6,5 milyar dolar ödenmiş ama alınan borçların geriye ödenemediği noktasında şimdi bir sıkıntı olduğu ve borcun ödenebilmesi için bazı formüller üzerinde çalışıldığı söylendi. Başbakan detay vermedi ama bu borcun hazine tarafından üstlenileceği ve karşılığında Telekom hisselerinin varlık fonuna devredileceği konuşuluyor.

Sayın Bakan, eğer bu gerçekse kârlar Hariri ailesine gitmiş olacak, zararlar ise Türk hazinesinin ve milletimizin sırtına kalacak demektir. Bu konuda da sizin bilginiz varsa bizlerle paylaşırsanız sevinirim.

Sözlerimi bitirirken Eskişehir'imizin birkaç talebini size iletmek isterim. Bunlardan birincisi, mevcut çevre yolunun kent içinde kalması nedeniyle kent ulaşımında çok büyük sorun yaşanmaktadır. Yapımı öngörülen kuzey çevre yolu projesine bir an önce başlanması konusunda yardımınızı rica ediyoruz.

Benzer şekilde, TÜLOMSAŞ'ın üreteceği yüksek hızlı tren setlerinin proje hazırlıklarının tamamlandığını ben TÜLOMSAŞ'ı ziyaret ettiğimde de görmüştüm, sizler de biliyorsunuz. Bakanlığın onayının beklendiği bilinmektedir. TÜLOMSAŞ önemli ağır sanayi üretim merkezlerimizden biridir. Demir yolu sanayisinde bu süreci planlayacak bilgi birikimi ve tecrübeye sahiptir. Bu nedenle, projenin kent ekonomisi için çok büyük beklenti oluşturduğu göz önüne alınarak TÜLOMSAŞ'ın proje merkezi olması konusunda kararın ivedilikle uygulanması beklenmektedir. Sanayicilerimiz Gemlik bağlantısını yani Eskişehir sanayisinin ürettiği ihracat ürünlerinin Gemlik liman bağlantısının demir yoluyla sağlanmasını beklemektedir. Bu konunun -yatırım planındaydı ama- hızlanması hususunda yardımlarınızı bekliyoruz.

Son olarak da Anadolu Üniversitesi bünyesinde havalimanımız vardı, ismini değiştirdik. Bir önceki Sayın Başbakan geldiğinde müjde olarak isim değişikliğini vermişti Eskişehir'e, Hasan Polatkan Havalimanı yapmıştık Sayın Davutoğlu'nun açıklamasıyla. Tabii ki Sayın Polatkan'ı anıyoruz ama onu anmak bu havalimanını daha işler hâle getirerek olur, sadece isim değiştirerek değil. İç hat uçuşları bir türlü yapılamıyor, başlatılmalıdır. İlave olarak da kargo taşımacılığına müsait altyapı değerlendirilerek burası bir lojistik merkezi olabilir, kargo taşımacılığı için kullanılabilir.

Seyitgazi-Kırka-Eskişehir yolunun bir an önce tamamlanmasını ve şehir içinde beş önemli kavşağın tamamlanması hususunda da sizlerin yardımınızı istiyoruz.

Bütçenin hayırlı olmasını dilerim.