KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, size teşekkür ediyorum, sağ olun öncelikle.

Sayın Bakanım, size de yeni görevinizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah ülkemiz için hayırlı işler yapma şerefine nail olursunuz.

Şimdi, benim size bir önerim var, bir de davetim var, daha sonra da kendi notlarımı iletmek istiyorum: Önce davetten başlamak isterim. Ben, Bayındırlık, İmar, Turizm, Ulaştırma Komisyonu üyesiyim. Şimdiye kadar Komisyonumuz hiç toplanmadı, sadece kahvaltı ediyoruz, onun dışında hiçbir toplantı olmadı. Bu konuların öncelikle bizim Komisyonumuza gelmesini, daha sonra bütçeye gelmesini rica ediyoruz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bilgiç, duydunuz değil mi?

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bu önemli, bu daveti lütfen kabul ediniz. Dinliyor musunuz beni bilemedim ama.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Dinliyorum.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir de önerim var, onu burada detaylı anlatmayayım, zaten beş dakikalık bir zamanımız var. İstanbul biliyorsunuz artık ulaşım anlamında, trafik anlamında içinden çıkılamaz bir hâle geldi. Ben bir akademisyen mimar olarak, kent bilimci olarak buna yıllardır kafa yoran bir kişiyim. İstanbul ulaşımıyla ilgili bir proje geliştirdik, bu projeyi perşembe günü de açıklayacağız. Bundan, en azından sizin de uygun gördüğünüz yerlerde yararlanmanızın İstanbul halkımızın ve Türkiye halkımızın faydasına olacağını düşünüyorum.

Üçüncü olarak da, şimdi tabii, yine öznel bir şeyle geçeyim, "Türkiye uzay ajansı kurulması..." demişsiniz. Bu benim için çok kıymetli bir şey. Ben, "Türkiye uzay ajansı kurulmalı." dediğim günün ertesi günü sizin gazeteleriniz, yani Hükûmete yakın gazeteler Sayın Genel Başkanımızın kafasına bir astronot şeyi geçirdiler, beni Kraliçe Amelia yaptılar, üç gün manşette kaldık "CHP uzayda çalışmak istiyor." diye. Hem de aynı isimle ve aynı kısaltmayla koymuştuk Türkiye uzay ajansı. Bir şey daha ilave etmiştik. Eğer lütfeder değerlendirirseniz o da önemli, Türkiye uzay bilimleri araştırma enstitüsü mutlaka kurulmalıdır. Ama sadece böyle tabela gibi değil, içeriği de çalışılmalıdır, onunla ilgili çok önemli hocalarla çok önemli çalışmalar yapmıştım, dilerseniz onu da size iletirim.

Bir konuda bir soru da sorup asıl söylemem gereken noktaya geçeceğim: Şimdi, "Mevcut demir yolu ağı yenilendi." demişsiniz. 427 kilometre herhâlde yol yenileme 2003 yılında. 2016'da hedefleneni yazmışsınız, ama ne kadar yenilediğinizi yazmamışsınız, merak ediyorum. Çünkü ben demir yollarının Türkiye için kurtarıcı önemde olduğuna inanıyorum. Ama Türkiye'de daha önceki bakanlarımızın da bu konuya gerektiği kadar eğilmediğini düşünüyorum. Elbette üzerinize uluslararası bir baskı olduğunun farkındayız, lastik tekerlekli araçların kullanılması, işte, size araç satması açısından, efendim, yedek parça satması açısından bunun bir camia olduğunun da farkındayız ama bunun üstesinden gelebilecek güçte olduğumuza da inanıyoruz.

Şimdi, doğayı katleden ama vatandaşın parasını da aynı zamanda çarçur eden bazı projeler var. İşte bunlarla ilgili uzun sürelerce görüşlerimizi bildirdik. Üçüncü köprünün bir emlak projesi olduğundan bahsettik, yerinin yanlış olduğundan bahsettik, torunlarımıza borç bırakacağımızdan ve doğayı katledeceğinizden bahsettik. Aynı şekilde üçüncü havaalanın da benzer bir sıkıntı yaşadığını söyleyebiliriz.

Türk Hava Yollarıyla ilgili de bir şey söyleyeyim. Ben asıl Kanal İstanbul'la ilgili bir-iki cümle kuracağım ama. Şimdi, Türk Hava Yollarıyla ilgili ekonomik daralma nedeniyle 198 uçağın 30'unu kışın kullanamayacağı, 17 dış, 5 iç hat uçuşunun iptal olacağı, Siirt, Uşak, Edremit, Tokat ve Eskişehir'e bu kış hiç uçuşun yapılmayacağı ve diğer yönlere uçuşun...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Zaten yapılmıyordu Eskişehir'e.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - ...artırılarak doluluğun artırılmaya çalışılacağı, kiralandığı -burada bir soru da sormak istiyorum, niye kiraladık niye park ediyoruz- 12 geniş gövdeli Airbus A330-200 uçağının Antalya İkinci Dış Hatlar Terminali'nde park hâlinde olduğu ve bunların sebeplerinin neler olduğunu ben şahsen bir milletvekili olarak öğrenmek isterim.

Onun dışında da, deniz ulaşımı önemli tabii. Deniz ulaşımını hep söylüyoruz, etrafımız denizlerle çevrili. Bu anlatacağımız İstanbul ulaşımıyla ilgili projede biz İstanbul'daki deniz ulaşımına önemli ölçüde çözüm ve öneri getirdik, oradan da eminim faydalanacaksınız. Raylı sistemin de lastik tekerleğe ilave edilmesi ve bunun aslında deniz ulaşımıyla da birleştirilmesi esas olmalıdır. Aslında burada temel bakış açısı kentlere bir makro ölçekte bakmak ve bu ulaşımın da bir bilim olduğunu bilmek ve bunların başına da yetkin ve liyakatli insanları getirmek gereklidir. Bundan sonra böyle yapacağınızı düşünüyoruz, bugüne kadar böyle olamadı maalesef.

Evet, Kanal İstanbul'a gelirsek eğer. Şimdi, biliyorsunuz, aslında yol yapmak medeniyet getirir yolun yapıldığı yere ama ülkemizde imar rantına ve çarpık kentleşmeye ve niteliksiz yapı bloğuna sebep olmakta ve bu durumda herhangi bir afet anında -bir İstanbul milletvekili olarak depremden bahsetmek durumundayım- örneğin deprem anında insanlarımızın hayati riskinin oluşmasına sebebiyet vermekte. Bugün İtalya'da deprem oldu, hiç kimse ölmedi. Biz ne diyoruz hep mimarlar olarak, biliyorsunuz, "Deprem öldürmez, yapı öldürür." Ve bu çarpık kentleşmede bu yollar ve etrafında oluyor. Üçüncü köprüde de ikinci köprüde yaşadığımızın benzerini yaşayabilme ihtimalimizi de görüyoruz.

Kanal İstanbul kesinlikle yapılmaması gereken bir imar projesi, bir rant projesi. Neden? Şimdi, az önce sizin vekillerinizden de çok kıymetli arkadaşlarımız benzer şeyleri daha yumuşak cümlelerle belki söylediler ama İstanbul nüfus olarak artık birçok Avrupa ülkesinden daha büyük olan bir kent oldu. Niçin İstanbul'a böyle yatırımlar yapıyorsunuz? Kars'a yapalım, Malatya'ya yapalım, Ardahan'a yapalım, Rize'ye yapalım, Uşak'a yapalım, Antalya'ya yapalım, Muğla'ya yapalım, Eskişehir'e yapalım ama İstanbul'a artık yapmayalım. İstanbul artık bir cazibe hâline gelmedi.

(Oturum Başkanlığına Sözcü Abdullah Nejat Koçer geçti)

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen toparlar mısınız?

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tabii.

Onun için Kanal İstanbul'la ilgili önemli bir-iki başlığı söyleyeyim, zaten daha önce de defaatle söyledik. Eğer Kanal İstanbul'u yapmaya kalkarsanız, ki ben aklın egemen olacağını ve bunu yapmayacağınıza inananlardan biriyim, zaten mühendissiniz, teknik olarak bunun yapılabilme ihtimalinin de olmadığını biliyorsunuzdur. Ama yapıldığı anda Celâl Şengör Hoca'nın açıklamasına göre deprem olduğu anda başlangıç ve bitiş yerlerinde 10 şiddetinde depremin hissedileceği ve Marmara Denizi'nin bir sülfür gölüne dönüşeceği ve mutlak surette etrafındaki bütün auranın yok olacağı, İstanbul'un içme suyunun artık kalmayacağı, tatlı suyla İstanbul'un ilişkisinin kalmayacağı, güvenlik olarak da 23 ilçeyi içine alan bir ada oluşturulacağı ve bu oluşturulacak olan adada da güvenlik sorunu çıkacağı, yani Trakya'nın tam olarak ayrılacağı ve herhangi bir savaş ya da 15 Temmuzda yaşadığımız gibi bir girişimle karşılaşıldığında orada çok ciddi bir güvenlik sorunu olacağı ortadadır ve çevrenin katledileceği ve insanlarımızın sadece rant amaçlı olarak o yöne yöneltildiği ortadadır. Şimdiye kadar oranın güzergâhının açıklanmaması da aslında bunun çok açık bir göstergesi, çünkü orada insanlar arazi topluyorlar. Daha önceki sayın bakanımız da söyledi. Bir yer açıklıyoruz, hemen etrafında bir rant oluşuyor. Bunun da önüne geçmek istiyorsunuz, bunu da anlıyorum...

BAŞKAN - Sayın Yedekci...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bitiriyorum.

Ama, lütfen, çalışmalarınızı yaparken insanı, doğayı, kenti, çevreyi, ülkemizi ve geleceğimizi düşünelim.

Teşekkür ederim.