| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri (Devam) f) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı g) Karayolları Genel Müdürlüğü h) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ı) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar ve basın mensupları; sözlerime başlarken sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında Sayın Taşcı'nın bıraktığı yerden bir iki cümle etmek istiyorum. Ben de bir Ordulu olarak söylediklerini destekliyorum, evet, gerçekten, sahil yolu çok ciddi sıkıntı ama Sayın Vekilimizin unuttuğu bir yer oldu, on beş yıldır, on dört yıldır -Ünye-Akkuş-Niksar yolu çok eski bir yoldur, bu, Doğu Anadolu Bölgesine sahili bağlar- her yıl başlandı, başlanacak gibi sözlerle oradaki vatandaşlar geçiştirildi. Bu yolun son durumu nedir, açıkçası bilgi verirseniz sevinirim.
Üretim maliyetlerini ve rekabet gücünü doğrudan etkileyen, bu yönüyle halkın refah düzeyine yansıyan ulaştırmanın zaman ve maliyet avantajı sağlaması önem arz etmektedir. Malın hasarsız, mümkün olan en kısa sürede ve ucuz bir şekilde üretim noktasından tüketim noktasına veya başka üretim sürecine taşınması söz konusu malın kalitesi ve fiyatı kadar önemli bir unsur hâline gelmiş olup rekabet gücünün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Sermayenin uluslararasılaştığı, çok uluslu şirketlerin rol aldığı, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yaygınlaştığı, sektör içi ticaretin geliştiği günümüzde mamul, yarı mamul ve hammaddenin dünya üzerinde dolaşım mesafesi artmakta ve durum taşıma sektörüne çeşitlilik getirmektedir. Taşınan malın zaman ve maliyet avantajının yakalanabilmesi, kombine taşımacılığı gündeme getirmiştir. Kombine taşımacılık iki veya daha fazla ulaşım modu kullanılarak ürünün taşınmasını sağlamaktadır. Kara yolunun esneklik avantajından, deniz ve demir yolunun hacim ve maliyet avantajından ve hava yolunun sürat avantajından en iyi şekilde yararlanıldığı kombine taşımacılığı yaygınlaştıran ülkeler önemli bir rekabet avantajı da yakalayabilmektedir. Ekonomik ve sosyal hayatın ortaya koyduğu ulaştırma ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak oluşturulan ulaştırma altyapısı üretim ve ticarette rekabet gücü kazanılmasına ve vatandaşın refah düzeyinin yükseltilmesine önemli katkı sağlamaktadır. Türk ulaştırma sektörünün ekonomik ve sosyal hayata katkıları, ulusal düzeyle sınırlı olmayıp jeostratejik konumu nedeniyle bölgesel ve küresel ekonomiye de tartışmasız bir katkı sağlamaktadır. Bu itibarla AB ülkeleri yakın komşularımız, Karadeniz ve Akdeniz havzası ülkeleriyle ulaştırma sistemimizin entegrasyonu stratejik bir önem taşımaktadır.
Kişilere ve eşyaya zaman ve yer yararı sağlamak olarak tanımlanan ulaştırma, ulaşım ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte giderek daha da artan bir şekilde stratejik bir sektör olarak ülkelerin gündemindeki yerini almaya devam etmektedir. Uluslararası verilere göre ulaştırma sektörü tarafından oluşturulan katma değerin dünya gayrisafi hasılasının yüzde 3'ü ile yüzde 5'i arasında bir değere tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Ulaştırma sektöründe istihdam edilenlerin toplam sivil istihdam içindeki payı ise yüzde 5 ile 8 arasında değişmektedir. Ülkelerin gayrisafi millî hasılasının yüzde 2,5'i oranında değişen kamu kaynağı ulaştırma altyapı yatırımlarına tahsis edilmektedir. Ulaştırma teknolojilerine ve modern ulaştırma altyapısına yatırım yapan ülkelerde bu oran yüzde 3,5'lara kadar yükselmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yük ve yolcu taşımacılığına olan yıllık talep artışı gayrisafi millî hasıla artışından 1,5-2 kat daha fazla gerçekleşmektedir. Ekonomik ve sosyal sektör faaliyetlerinin türevi niteliğinde olan ulaştırma talebinin karşılanmasında zaman değeri önem arz etmektedir. Zaman değerinin önem kazanmasının doğal bir sonucu olarak hızlı ulaşım, ülkelerin ulaştırma politikalarının temel belirleyicilerinden biri hâline gelmiştir. Ülkelerin rekabet gücünü doğrudan etkileyen hızlı ulaşım faktörü tek başına belirleyici olmayıp aynı zamanda maliyet açısından da kullanılabilir düzeyde olması amaçlanmaktadır. Ülkeler arasındaki yüksek rekabet, mamul ve ham madde naklinde hız ve maliyet avantajına önem kazandırmıştır. Taşımacılık hizmetlerinin dünya hizmet ihracatı içindeki payı yüzde 20-25'e ulaşmakta olup değer olarak 1 trilyon doları bulmaktadır. İhraç ve ithal ürünlerinin nakliyesinde yapılan harcamalar ürün maliyetinin önemli ölçüde yükselmesine yol açmaktadır. Dış ticarete konu olan malların üreticiye ve tüketiciye olan maliyeti içinde taşıma maliyetlerinin büyüklüğü ülkelerin rekabet gücünü de etkilemektedir. Kıtalar arası yolcu ve özel kargo taşımacılığında hava yolu, yük taşımacılığında ise deniz yolu neredeyse tek seçenek durumundadır. Ülke içi taşımalarda 250 kilometre/saatin üzerinde hız yapan trenler 400-600 kilometre mesafelerde, hatta 800 kilometre kadar olan mesafelerde tercih edilir duruma gelmiştir. Çin, Japonya, Fransa, Almanya, İspanya ve ABD hızlı tren taşımacılığında önemli mesafe almışlardır. Ülkemizde yüksek hızlı tren hatlarının yapımına Ankara bağlantılı olarak devam edilmektedir. Ankara-İstanbul hattının ilk etapta Ankara-Eskişehir bölümü tamamlanarak hizmete açılmış, uzun yıllar sonra Eskişehir-İstanbul hattı da hizmete açılmıştır. Bu proje, anlaşıldığı kadarıyla, öngörülen sürenin ve maliyetin çok ötesinde rakamlarla tamamlanabilmiştir.
Sayın Bakanım, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi inşaatına ne zaman başlanıldı? Kaç yılda bitirilmesi planlandı? Başlangıçtaki ihale bedeli ne kadardı? Proje tamamlandığında bu rakamlar nasıl gerçekleşti? Kilometre başına maliyet ne oldu? Hızlı trenin her bir kilometresini Çin'den ve Almanya'dan daha mı ucuza yoksa daha mı pahalıya mal ettik? Bunlarla ilgili bilgi verirseniz sevinirim.
Tabii, bir de şu hususu gündeme getirmek lazım diye düşünüyorum: Yüksek hızlı tren ya da uluslararası kabul gören ifadesiyle hızlı tren için gelişmiş Avrupa ülkelerinde hız standardı saatte kaç kilometredir? Mesela, bizde Ankara-İstanbul arası hızlı tren ile dört beş saatte gidilirken, aynı mesafe Almanya ya da Çin'de bir hızlı tren yolculuğunda kaç saatte gidilebilmektedir?
Değerli milletvekilleri, 1.000 kilometrekareye düşen kara yolu uzunluğu Türkiye'de 83 kilometre iken AB ortalaması 435 kilometredir. 1.000 kilometrekareye düşen demir yolu uzunluğu Türkiye'de 13 kilometre iken AB ortalaması 50 kilometredir. Demir yolu hattının yaklaşık olarak 1/3'ü standart dışıdır. Demir yolu ağının yüzde 36'sı sinyalli, yüzde 30'u elektriklidir. Bu veriler de göstermektedir ki, ülkemizde demir yolu taşımacılığı hem hat uzunluğu hem de hat kalitesi itibarıyla yetersizdir. Demir yolu alt yapısındaki bu yetersizlik yolcu ve yük taşıma istatistiklerine de yansımaktadır. Demir yollarının yük taşıması içindeki payı hâlâ yüzde 5'in altındadır. Hava yolu kargo taşımacılığı, tarihsel gelişim süreci açısından diğer taşımacılık türlerine göre daha yeni olmasına rağmen, son yıllarda kullanım oranı giderek artan bir taşımacılık şekli hâline gelmiştir. Hava yoluyla kargo taşımacılığı, ekonomideki gelişmelere de bağlı olarak hızlı artmaktadır. Hacmi ve ağırlığı nispeten düşük fakat değer yüksek olan eşyalar hava yoluyla taşınmaktadır. Türkiye'nin dış hat kargo yükünün önemli bir oranını yabancı hava yolu şirketleri taşımaktadır. Bu konudaki dış bağımlılığın giderilmesi için gerekli politika araçlarının devreye sokulmasına ihtiyaç vardır. Deniz yolu ulaştırmasının faaliyet alanı uluslararası bir özellik taşımaktadır. Deniz taşımacılığının bittiği ve kara taşımacılığının başladığı kesişim noktası olan limanlar ulaştırma kapasitesinin tanımlanmasında önemli bir yere sahiptir. 8.333 kilometre kıyı şeridi bulunan ülkemizde kıyı yapılarının ekonomik ve ticari hayatta çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Bölgesel konumu itibarıyla ülkemizin lojistik üs olma potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmesi, uzun vadeli kıyı yapıları planlamasının gereğince yapılmasına bağlıdır. Akdeniz'e kıyısı olan İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerle kıyaslandığı zaman ülkemizin liman altyapısı kapasitesinin yetersiz düzeyde kaldığı görülmektedir. On dört yıllık dönemde, bildiğim kadarıyla başlanan ve tamamlanan bir büyük bölgesel liman projesi maalesef bulunmamaktadır. Senelerdir gündemde olan Çandarlı Limanı Projesi'ne bir türlü mesafe kazandırılamamıştır. Üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye'nin deniz ticaret filo kapasitesi 8,6 milyon dw/tondur. Bu gemilerin ancak yüzde 10'luk kapasitesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Sayın Aksu, lütfen toparlar mısınız.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Toparlıyorum, teşekkür ederim.
Filonun yaş ortalaması ise 22'dir. Sahip olduğu kıtalar arası geçiş noktasındaki konumu itibarıyla Türkiye lojistikte bölgesel bir üs olma potansiyeline sahiptir. 2017 yılı programında ifade edildiği üzere, 2012 yılında Lojistik Performans Endeksi'nde 27'nci sırada olan ülkemiz, 2016 yılında 34'üncü sıraya gerilemiştir. Demir yolu ve deniz yolu fiziki altyapısının artan ulaşım talebine uygun olarak zamanında gerçekleştirilemediği de aynı programda belirtilmektedir. Ayrıca, dış ticaretin yaklaşık yüzde 85'nin gerçekleştirildiği deniz yolu sektöründe büyük ölçekli konteynır limanlarının hayata geçirilememiş olmasının önemli bir eksiklik olduğuna da yine 2017 programında işaret edilmektedir. Bunca seneden sonra ulaştırma konusunda böyle bir itirafın gelmiş olmasını da önemli bulduğumu belirtmek istiyorum.
Evet, söyleyeceğim şeyler vardı ama zamanım geçti. Sadece şunu belirtmek istiyorum: Sayın Bakanım, seçim bölgem İstanbul'da Sirkeci'den başlayıp Halkalı'ya kadar hizmet veren Sirkeci-Halkalı Banliyö Tren Hattı İstanbul'un Avrupa yakasındaki ana akslardan birisidir. Banliyö hatları iyileştirme ve hızlı tren işletmeciliğini uygunlaştırma işleri kapsamında hat 23 Mart 2012 tarihinde işletmeye kapanmıştır. Hattın 2015 yılının mart ayında tekrar işletmeye açılacağı belirtilmiş olmasına karşın, bugüne kadar bu gerçekleşmemiştir. Hat güzergâhında ve çevresinde yaşayan vatandaşlarımız hattın işletmeye kapalı kalmasından ötürü ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Buna göre hattın yenileme çalışması devam etmekte midir? Hat ne zaman açılacaktır, yoksa hattan vaz mı geçilmiştir? İşin tamamlanamamasında yüklenicinin sorumluğu var mıdır, varsa yüklenici hakkında hangi işlemler yapılmıştır? İşin tamamlanamamasında ihale makamının veya işverenin sorumluluğu mu vardır, varsa bunlar hakkında hangi işlemler yapılmıştır?
Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum, teşekkür ediyorum.