KOMİSYON KONUŞMASI

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkan, sayın bakanlarım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri, değerli bürokratlar ve kıymetli basın; iki kurum, Yurtdışı Türkler ve AFAD yeni kurulan iki kurum ve bir de eski kurum olan geçmişten günümüze çok önemli hizmetler veren Vakıflar Genel Müdürlüğüyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yurtdışı Türkler Başkanlığıyla ilgili konuları hem kurum hem bakanlarımız hem de çok kıymetli arkadaşlar ifade ettiler, ben bir iki hususun altını çizmek istiyorum.

Türkiye olarak, 1960'lı yıllardan itibaren yurt dışına önemli göç vermiş bir ülkeyiz ve bu göçün akabinde elli, altmış yıllık bir hikâyemiz var. Bunun sonucunda, Türkiye'ye çok önemli miktarda, milyonlarca dolar girdi sağlanmış. Tabii ki bununla beraber, burada yaşayan vatandaşlarımızın, başta Almanya ağırlıklı olmak üzere, diğer Avrupa ülkelerinde, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık vesaire gibi konular başta olmak üzere, çok önemli sorunlarının tespiti üzerine Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi çok önemli ve kurulduğu günden itibaren de çok hızlı teşkilatlanan ve önemli hizmetleri sağlayan kuruluşu öncelikle yapmış oldukları detaylı hizmetleri için tebrik ediyoruz. Ancak Türkiye ve dünyadaki gelişmelerle beraber, bugün, Türkiye'nin görünümüne baktığımız zaman, dışarıya göç verdiğimiz gibi artık Türkiye göç de alıyor. Dolayısıyla, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü diye bir kurum oluştu. Acaba göç alan ve göç veren bir ülke olarak yine bu iç ve dış göçleri birlikte değerlendirdiğimizde bürokratik anlamda yeni bir arayış, yeni bakanlık ihtiyacı veyahut da yeni bir idare anlayışı ihtiyacı var mıdır? Bu konuda dikkati bu noktaya çekmek isterim.

Yurt dışındaki vatandaşlar, son birkaç yıldır Avrupa'daki aşırı sağın büyük bir atılım göstermesiyle ciddi anlamda tehditle karşı karşıyadır, ayrımcılığı besleyen bir dil kullanılması nedeniyle tehdit daha da yüksek düzeydedir. Dolayısıyla, Türkiye olarak, bu ülkelerin bu tavırlarının uluslararası ortamlarda ve ikili ilişkilerde şiddetle altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla, aşırı sağın bu eleştirileri ve şiddetli bir şekilde Türkiye aleyhine bu yaklaşımlarının da artık vatandaşlarımız için bir güvenlik sorunu olduğunu ve güvenlik ihtiyacının, güvenlik meselesinin öncelikli olarak, kurumlar olarak, Bakanlık olarak gündeme alınması gerektiğini düşünüyorum; bu konuda Sayın Bakanımıza ve Başkanlığımıza da bu konunun altını çizerek öneride bulunmak istiyorum.

Yine, yeni kurulan ve Türkiye'deki, yurt dışındaki önemli hizmetleriyle çok önemli mesafe alınan kurumlardan olan AFAD'la ilgili de bahsetmek istediğim husus şudur: Öncelikle, Ramazan Bayramı'nın sabahında memleketim olan Ordu'da şiddetli yağışlar meydana gelmiş, sel baskınları ve heyelan olmuştur. Dolayısıyla, AFAD, bayramın sabahından itibaren, gerek Ordu'daki gerek Türkiye'nin değişik yerlerindeki araç gereçlerini, imkânını Ordu'ya seferber ederek çok ciddi, olağanüstü bir başarı göstererek oradaki yaraların sarılmasına çok önemli katkı sağlamıştır. Öncelikle Sayın Bakanımıza ve Başkanlığımızın çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyorum. Acil olarak Ordu Valiliğine 500 bin TL yardım ödeneği başlamış ve daha sonra giderilmesi gereken altyapı hasarları için 114 bin TL'lik ödenek talebinin Maliye Bakanlığı aracılığıyla verilmesine ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiştir. Dolayısıyla, bu bağlamda AFAD'ın gerek bürokrasideki kurumsal yapısı gerekse organizasyon çalışması anlamında olağanüstü bir gayret gösterdiğini belirterek buna ilişkin bir iki örneği de bir teşekkür mahiyetinde paylaşmak isterim.

Evet, bildiğimiz gibi Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Ramazan Bayramı öncesi Filistinli kardeşlerimizi sevindirmek amacıyla, beş gün içerisinde 11 bin tonluk gemi gece gündüz çalışılarak, imkânlar sonuna kadar kullanılarak hazırlanmış ve 1 Temmuz 2016'da Mersin Limanı'ndan uğurlanarak otuz beş saat yolculuktan sonra Aşdod Limanı'na ulaşmış ve oradan da Gazze'ye ulaştırılmış. Bu çalışmalara baktığımızda, bayram öncesi buradaki kardeşlerimize gıda kolisi hazırlanmış, un, şeker, pirinç, ayçiçeği yağı ve sayamayacağımız tüm gerekli ihtiyaçlar Gazzeli kardeşlerimiz ve çocukları için ciddi bir katkıyla gönderilmiş ve çocuklar sevindirilmiştir.

Aynı işlemi Kurban Bayramı öncesi de görüyoruz. Yine 2 gemi gönderiliyor ve bu gemilerde de Gazzeli kardeşlerimizin ihtiyaçları göz önüne alınarak, bayramda, kıyafet başta olmak üzere oradaki çocukların ve ailelerin ihtiyaçları doğrultusunda detaylı bir şekilde çalışma yapıldığını ve orada ciddi anlamda büyük bir ülke olduğumuzu, yardımsever bir ülke olduğumuzu gösteriyoruz. Bu, ülkemiz için çok gurur verici bir şeydir, bu çalışmalar için tekrar teşekkür ediyoruz.

Bu bağlamda AFAD kurumumuzun idari yapısına baktığımızda, 2009 yılında kurulan AFAD Başkanlığının, Şubat 2014'te il müdürlüklerine bağlanarak idaresi valiliklere bırakılmıştır. AFAD'ın sadece il müdürü atama yetkisine sahip olduğu gözüküyor. Dolayısıyla, acaba bu il müdürlüklerinin yönetimin AFAD'a verilmesi uygun mudur değil midir, Sayın Bakanın bu konuda değerlendirmesini bekliyorum.

Yine, AFAD'la ilgili bir iki sualle sözlerime devam etmek istiyorum. AFAD'ın Musul'dan gelebilecek olası göç hareketine karşı almış olduğu bir tedbir var mıdır?

Yine, AFAD olarak Karadeniz'de meydana gelen sel afetlerinde alınabilecek tedbirler var mıdır? Çünkü AFAD'ın bir koordinasyon kurumu olduğunu, dolayısıyla sel ve depremler karşısında önleyici tedbir anlamında mevzuatından kaynaklı böyle bir görevi var mıdır, bu konuda da değerlendirmeyi almak isteriz.

Vakıflar Genel Müdürlüğümüze gelince, yine, TİKA ve Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi kurumlarımızın yapmış olduğu çalışmaların yanında Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün çalışmalarında bir iki hususun altını çizmek isterim.

Vakıflar Genel Müdürlüğümüz gerçekten tarihi çok eski, vakıf kültürünün yaygınlaşmasında bu toplumun mayası olmuş bir kurum. Dolayısıyla, vakıf olan bir kurumun yapmış olduğu hizmetlere baktığımızda, özellikle 2002 yılından itibaren çok ciddi bir şekilde, hem bütçesinin artırılması hem de hizmetlerinin artırılması noktasında rakamlar gösteriyor ki çok büyük bir ivme katedilmiş. Mesela bunlardan bir iki hususun altını çizmek isterim.

Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde 2 üniversite kurularak eğitime ciddi anlamda bir katkı sağlanmıştır. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi. Gerçekten ciddi atılmış adımlardır. Tabii ki bu üniversitelerin bölümlerinin akademik anlamdaki başarılarının da aynı şekilde devamı ve kurumsal anlamda yapısının güçlü olmasına da dikkat edilmesi gerekir. Adı üzerinde, adıyla beraber çok güçlü ve başarılı bir şekilde hizmette beklentisi yüksek olan üniversiteler.

Yine, yükseköğrenim öğrencilerine 2011 yılından itibaren burs verildiğini, azınlıklara ait geçmiş dönemde el konulan gayrimenkullerin iade edildiğini, vakıf ruhuna uygun olması açısından faizsiz bankacılık yapan Vakıf Katılım Bankasının kurulduğunu, yine cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez azınlıklardan şartları taşıyan fakir ve muhtaç kişilere gıda yardımı yapıldığını belirtmek isterim. Bunlar altı çizilmesi gereken faaliyetler.

Yine, yurt dışında restorasyon faaliyetlerine, 2008 yılında Vakıflar Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte hızlı bir şekilde başlanarak devam edildiğini ve çalışmaların devam ettiğini görüyoruz.

Yine, yurt dışında fakir ve muhtaç durumda olan kişilere sağlık ve gıda yardımı gibi yardımların yapılmaya başlandığını, diğer dinlere ait ibadethanelerin restorasyonunun yapılmaya başlandığını görüyoruz, bugüne kadar da 12 adet restorasyonun bu şekilde yapıldığını ve devam eden çalışmaların...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Taşçı, lütfen toparlar mısınız.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Tamamlayacağım.

Yine, gerçekten son on beş yılda hiç bu konular zikredilmezken bugün 4.500 eserin restorasyonunun yapıldığını, Ankara'da yine fakir, garip hasta yakınlarının bilaücret kalabileceklerini temin eden vakıf evlerinin hizmete açıldığını, diğer illerde de bu çalışmaların devam ettiğini görüyoruz.

Şimdi, buradan şunu sormak isterim. Yine, yurt dışı vakıf gayrimenkul envanterlerinin ortaya çıkarılması için ilgili ülkelerle iş birliği içerisinde çalışmalar var mıdır? Bu anlamda detaylı bilgi varsa, buna ilişkin de aydınlatıcı bilgiyi talep etmekteyiz.

Evet, bir de Vakıflar Genel Müdürlüğünün, genel bütçenin dışında bir bütçeyle bu hizmetleri vermeye çalışan bu idaremizin genel bütçe disiplini dışında, tasarruf açısından da yine bu politikaları devam ettirdiğini görüyoruz.

Burada, idarenin personel ihtiyacına baktığımızda, bize gelen taleplerden de, evet, birçok restorasyonu yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştiren bir Vakıflar Genel Müdürlüğünün hâlihazırda 250'nin üzerinde şantiyesinin faal olarak devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla, bu kurumda ivedi bir şekilde teknik personelden tutun da mimar, mühendis, tekniker ve restoratör gibi ihtiyacın genel bütçe disiplini dışında nazarı dikkate alınarak karşılanmasında bir fayda mülahaza ediyoruz. Bu anlamda bu ihtiyacın da göz önüne alınarak hizmetlerin daha verimli bir şekilde, hızlı bir şekilde yürüyeceğine ilişkin kanaatimizi sizlerle paylaşmak ister, bütün kurumlarımıza yapmış oldukları çalışmalar ve bu çalışmaya katkı verenlere tekrar teşekkür eder, bütçemizin hayırlara vesile olmasını dilerim.