| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı c) Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2016 |
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanlığının ve YÖK'ün çok değerli bürokratları; 15 Temmuzdan sonra paradigma değişti. Paradigma esas olarak vatan sevgisi ve yurtseverlik üzerine olmaya başladı. Vatan sevgisi ve yurtseverlik ön planda olduğu andan itibaren de farklı görüşler ve çatışmaların esasında birbirimizi koruma anlamında ve birbirimizi geliştirme anlamında olduğunun altını çizerek belirtmek istiyorum.
Sayın Bakan, bu ilk bütçeniz, hayırlı olsun diyorum Millî Eğitim Bakanı olarak ve samimiyetinize ve iyi niyetinize güvendiğim için de özellikle FETÖ yapılanmasıyla ilgili bazı uygulama eksikliklerini lütfen göz önüne almanızı rica ederek ifade etmek istiyorum. YÖK'teki FETÖ yapılanmasını doğru değerlendirmemiz için 2011 yılından sonraya bakmamız lazım. Bakın, sizin döneminizde Sayın Bakanım, 2011 yılından sonra atanan rektörlerin 14 tanesi ya görevden alındı, ihraç edildi -eski rektörler de var bunların içerisinde 2 tanesi- ya da tutuklandı. Şimdi böyle bir yapı var ise bunları atayan grubu da mutlaka değerlendirmek gerektiğini lütfen göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum. Bu neden böyle oldu? Yusuf Ziya Özcan zamanına kadar rektörler ve dekanlar mutlaka güvenlik soruşturması geçirildikten sonra MİT'in güvenlik soruşturmasından sonra atanırlardı ve o kaldırıldı, ondan sonra bütün dekan ve rektör atamaları güvenlik soruşturması olmadan bu FETÖ yapılanmasıyla birlikte atandı. Sayın YÖK Başkanıyla daha sonra yaptığımız görüşmelerde bunun yanlış olduğunu kabul etti ve tekrar güvenlik soruşturmasını getireceğini ifade ettiler. Devletin bazı temel kendini koruyan mekanizmaları var, bunlar yıllar içinde gelişiyor, siz Millî Savunma Bakanlığı yaptınız, bunların ne olduğunu bilirsiniz; lütfen bu mekanizmaların, devletin temel koruma mekanizmalarının korunması konusunda gereken titizliği göstereceğinizi, liyakati ön planda tutacağınızı umut ediyorum Sayın Bakan.
Adı Şerife Burcu Bozkurt Altındağ. Bazı örnekler vereceğim efendim. Antalya Manavgatlı, Selçuk Üniversitesi matematik bölümünü birincilikle bitirmiş ve yüksek lisansa başlamış, araştırma görevlisi olarak devam etmiş. Amcası Asım Bozkurt, Cumhuriyet Halk Partisinin üç dönem milletvekili adayı, tanıdığımız bir ailenin kızı, birkaç dönemdir ve Matematik Bölümü Başkanı Durmuş Bozkurt da Antalya Kaş'lı, Manavgatlı değil, soy isim benzerliği var Burcu'yla, bunun dışında bir akrabalıkları yok. Bu Durmuş Bozkurt 15 Temmuz sonrası FETÖ'den tutuklanıyor ve ihraç ediliyor. Bu Burcu kızımız da uzaklaştırılıyor. Soy ismi benzerliğinden midir, nedendir bilemiyoruz. "Neden uzaklaştırıldı?" sorusuna bugüne kadar yeterli bir cevap alamadık, lütfen bu konuda yeterli cevap istiyoruz.
Ancak, aynı YÖK başka uygulamalardaysa FETÖ'cülüğü kesinleşmiş bazı rektörleri ne yazık ki korumaya devam ediyor. Artık, isim veriyorum ve daha sonra da dosyasını size takdim edeceğim. Adı: Mustafa Solak, Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü. Mustafa Solak "FETÖ'yle ilişkilerimi 17-25 Aralıktan sonra kestim." dese de bu tarihten sonraki icraatları onu yalanlamaktadır. Örneğin, üniversitenin Tıp Fakültesi Genetik Bölümünde -kendisi bu bölümde çalışıyor- 3 milyon lira değerinde tıbbi cihaz bulunmasına, yeterli ekip ve ekipman olmasına rağmen rektör, Ankara'da bulunan "İntergen" isimli genetik laboratuvar firmasıyla hizmet alımı anlaşması imzalıyor. İşe bakın ki bu İntergen firmasının sahiplerinden biri 15 Temmuzdan sonra GATA'dan ihraç edilen ve tutuklanan GATA'nın imamı Profesör Doktor Davut Gül. Ayrıca, bu firmanın sahipleri arasında olan pek çok isim Kocatepe Üniversitesinin düzenlediği pek çok etkinliğe davet edilmişler ve gelmişlerdir. Bu firma ile rektör arasındaki ilişki hem duygusal hem sosyal hem de akademiktir.
Üniversite son olarak, 1 Temmuz 2016 tarihinde -15 Temmuzdan iki hafta önce- bu firmayla bir kez daha hizmet alımı anlaşması yapmıştır. Üniversite bünyesinde yapılacak genetik tahliller adı geçen bu özel merkeze gönderilerek kamu zararı oluşmuştur, sahibi FETÖ'cü olan bir firmayla yapılan ticari ilişki neticesinde FETÖ'ye finans sağlanmıştır, FETÖ'cü akademisyenlerle şaibeli doktora ve yüksek lisans sınavları yapılmıştır. 2011-2016 yılları arasında, Mustafa Solak'ın rektörlüğü döneminde FETÖ'cü olduğu bilinen akademisyenlerin hepsine idari görev verilmiştir. FETÖ'cü olmayan ve kadroyu bekleyenler bilinçli olarak bekletilmişlerdir. Profesörlüğe geçişi bekleyen doçentlerden FETÖ'ye himmet yardımı adı altında 25 bin lira para istenmiş -kayıtlı ve belgesi var, takdim edeceğim size- ve "Bu parayı profesörlük maaşı artışı sayesinde bir yılda çıkartırsın zaten." denilmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan FETÖ'nün hastanedeki burs, himmet, kurban ve gazete aboneliği yetkilisi Adnan Filya'ya hastaneye taşeron işçi alımlarının sorumluluğu görevi verilmiştir. Üniversitede oldukça yüksek ek ders ücreti ödenen bölüm ve müdürlüklere daha sonra tutuklanacak ya da açığa alınacak olan FETÖ'cüler yerleştirilmiştir. 2011'de Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanan bu arkadaş ilk iş olarak şu anda FETÖ'den tutuklu olan Süleyman Taşgetiren'i rektör yardımcısı olarak yanına almıştır, bu görevi 17-25 Aralıktan sonra da sürdürmüştür ve emekli olduktan sonra da haftada bir gün AKÜ'de derslere devam etmiştir. Liste uzadıkça uzuyor Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Toparlıyoruz değil mi?
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Toparlıyorum efendim.
Solak tarafından üniversiteye alınan akademik ve idari personelin hepsi şu anda FETÖ'den dolayı ihraç edilmiş ve büyük bir bölümü tutukludur Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Başka üniversite var mı, tamam mıyız?
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Var, bir üniversite daha var ama şunu bitireyim onu en son söyleyeceğim, saklıyorum, daha birkaç üniversite daha var.
Sayın Bakan, benim sormak istediğim şu: Bu adamı kim korumaktadır? Sizin korumadığınızı biliyorum. Yusuf Ziya Özcan sonrası YÖK Denetleme Kurulu Başkanı olarak YÖK'teki FETÖ organizasyonlarının tetikçiliğini yapan bu şahsı en iyi tanıyan kişilerden birinin de Sayın YÖK Başkanı olduğunu biliyorum. O nedenle, bu kişiyi Sayın YÖK Başkanının da korumadığını biliyorum. Peki, bu kişiyi kim korumaktadır? Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ'yle mücadelede bu kadar hassas olduğu ortadayken bu kişiyi kim korumaktadır? Lütfen, bu konunun aydınlatılmasını rica ediyorum.
Değerli Bakanım, sürem yetmediği için diğerlerini muhtemelen Genel Kurulda ifade ederim.
Üzerinde durulması gereken diğer üniversite, Katip Çelebi Üniversitesidir. Bugün itibarıyla açığa alınan ve ihraç edilenler ortadayken Katip Çelebi Üniversitesi Rektörünün -ki tutuklananların ve ihraç edilenlerin hepsi bu rektör zamanında alınmıştır- bu rektörün de lütfen YÖK tarafından ciddi olarak incelenmesini rica ediyorum. Bunları, bu konuları yanınızda bulunan Sayın Ömer Demir de -o zamanlar kendisi YÖK Başkan Vekiliydi- gayet iyi bilmektedir. Onu da istisna tutarak söylüyorum bu konuları ama lütfen sizin samimiyetinize güvenerek bu konuların ihmal edilmemesini rica ediyorum. Onlarca masum insan sudan sebeplerle açığa alınırken sübut etmiş delillerle ortada olanlar nasıl hâlâ görevlerine devam etmektedir?
Çok teşekkür ediyorum ve şu dosyayı da size hemen takdim ediyorum Sayın Bakanım.