| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2016 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; önce Sağlık Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, Sağlık Bakanlığı on dört seneden beri bir program uyguluyor, hiçbir şey yapmadı filan kimse demez, haksızlık olur bu. Yani önemli bazı yöntemsel değişimler oldu. Örneğin, kurumların birleştirilmesi, SSK ve diğer kurumların birleştirilmesi. Doktora ve ilaca ulaşım artmıştır, ulaşım daha rahat bir şekilde olmaktadır. Bürokratik engeller kalkmıştır, bu konuda birtakım eşitsizlikler giderilmiştir.
Genel sağlık sigortası önemli bir uygulama, destekliyoruz fakat burada çok ciddi problemler var, ikide bir hâlâ borç silme filan şeyleriyle uğraşıyoruz. Yürümüyor burası, belli ki yürümüyor. Belki vergi adaleti sağlandıktan sonra, bu İngiltere'deki sisteme benzer, vergi üzerinden finansman gibi şeyler düşünülebilir. Kamu sağlık altyapısı iyileşti filan, bütün bunlar doğru. Ama sizin seçmiş olduğunuz sağlık politikasının nasıl bir politika olduğunu tartışmak gerekiyor.
Ondan önce, Sayın Bakanım, Sayıştay raporlarıyla ilgili unutmadan bir şey söyleyeyim. Gerçekten, şimdi sizin Bakanlığınızla ilgili Sayıştay raporlarına baktık -diğer bakanlıklarda da çok ciddi problem var, burada konuşamıyoruz, tartışamıyoruz ama- sizin Bakanlığın şeyinde "Sağlık Bakanlığı bünyesindeki sosyal tesislerin mali işlerinde 5018 sayılı Kanuna uygun biçimde yürütülmemesi..." Devam ediyor bu, diğer kurumlarda da aynı şekilde var. Yani siz 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na göre davranmayacaksanız neye göre yazıp çizeceksiniz? Devlet değil misiniz ve devletin de maliyesini düzenleyen bir tek kanun var. Yani bıraktık diğer eksiklikleri, gerçekten bu konularla ilgili bize bir şey söyleyin, sonunda sorulara cevap verirken "Biz Sayıştay raporlarında şu şu eksiklikler var, bunlarla ilgili şunları yaptık." gibi bir şey söyleyin bize. Maalesef, böyle bir şey yok.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım; dünyada bir küresel sermayenin sağlık alanına doğru saldırısı var. 2013 yılında dünyanın sağlık harcamaları 7,6 trilyon Amerikan doları olmuş. Bunun 2,5 trilyonu Amerika'da olmuş. Burada şöyle bir eğilim var sağlıkta: Yani hasta oldu olmadı, koruyucu, onlar bir tarafa bırakılmış, kârlı alanlara, hastanelere, ilaçlara yönelme, bu alanlarda paradan para yapma, böyle bir eğilim var. Türkiye'deki Sağlıkta Dönüşüm de acaba bu mu, yoksa başka şeyler mi olmuş, bunlara bakmak gerekiyor.
Sağlık harcamaları arttı, doğru, dünyada artıyor. Bu grafikleri tabii siz gösterdiniz, biz gösteremiyoruz, haksızlık oluyor. Bebek ölüm hızında iyiye doğru gidiyor, doğru; bir duraklama filan var ama iyiye doğru gidiyor, bunlar doğru. Ama Sayın Bakanım, soruyorum, bölgeler arasındaki dağılımla ilgili bir slayt gösterseydiniz bize, bir istatistik gösterseydiniz. Bakın, Türkiye'nin tablosunu, Türkiye'deki eşitsizliği çok ciddi bir şekilde ortaya koyuyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 11,6'dan doğu Marmara Bölgesi'ne doğru ciddi bir şekilde azalma var. Bunlar Türkiye'deki sağlık politikası... Anne ölüm hızlarında benzer şekilde bir azalma var, doğru, bu konuyla ilgili söyleyecek bir şeyimiz yok ama bölgelere dağılımına baktığımız zaman, yine Türkiye'deki eşitsiz tablo ciddi bir şekilde ortaya konuluyor. En temel ilke yani cumhuriyetin temel ideallerinden bir tanesi her alanda eşitlik, eşit yurttaşlıktır; bu yurttaşlık şeyi gerçekleşemiyor maalesef.
Şimdi, kişi başına hekim sayısı OECD'den düşük, ama arttı, çok doğru söylüyorsunuz, gerçekten bu konuyla ilgili reel rakamlar ortada 100 bin kişiye düşen. Peki, 100 bin kişiye düşen yardımcı personelde ne durumdayız Sayın Bakanım? Yani yardımcı personel olmadan sağlık hizmetleri yürütülebilir mi? Yardımcı personelde çok ciddi sıkıntılarımız var, hemşire sayısında problemler var, bunlar çok açık. Yani o zaman niye? Hemşire reçete yazmıyor, MR çektirme tetkik kâğıdı yazmıyor, bunun için mi? Niye kadrolar bu şekilde yardımcı personele doğru kaymıyor. Tabii, bunların sorunları, özlük problemleri filan bunlar ayrı bir şey.
Şimdi, Sayın Bakanım, sağlık harcamalarında müthiş bir şey var, bunlarla ilgili spekülasyon, spekülatif haberler yayınlandı. İşte, gelene baypas, gelene MR, bu rakamlar sizde mevcuttur, nedir bu? Bu sağlıkta özelleştirmeyle ilgili paralel mi gidiyor? Siz de ifade ettiniz, sezaryenler özel hastanelerde neredeyse yüzde yüz. Yani sizin uygulamış olduğunuz Sağlıkta Dönüşüm Programı böyle bir şeye doğru gidiyor, dünyada da böyle bir tarafa doğru gidiyor; parası olanlar buraya yatırım yapıyor ve burada toplumun geleceğini etkileyen -sizin de ifade ettiğiniz gibi, sezaryenler örneğini verdiniz- ciddi bir problem var.
Zamanımız çok kısıtlı, şey yapmayacağım.
Sayın Bakanım, bir de yapılan ameliyatlarla ilgili çok ciddi problemler var. Bu ameliyatlar müthiş bir şekilde artıyor, hafif ameliyatların filan zaten istatistikleri tutulmuyor. Bunlar nedir? Sizin bürokratlarınızdan biri, "Geleni kesmişler, şu kadar da para ödemişiz." diye bir açıklama yaptı. Bunlar oluyor. Yani sizin sağlıkta dönüşüm stratejinizde, evet, maddi yapıda, ulaşımda, ilaca ulaşımda artışlar var, bütün bunlar doğru ama bunlarla ilgili ne gibi denetimler yapıyorsunuz? Burada, sadece kaynaklarımızın heba edilmesi, harcanması değil, aynı zamanda toplumun sağlığını ciddi bir şekilde etkileyen rakamlar ortada.
Yine, özel hastanelerle ilgili dünya kadar istatistikler var. İşte, Türkiye'deki üniversite hastanelerine, özel hastanelere, bütün devlet hastanelerine başvuran hasta sayısı var; özel hastanelerin payı giderek artıyor. Buna "iyi" filan mı diyorsunuz? Yoksa o istismarlar devam ettikçe, hem gereksiz harcamalarımız hem de topluma, insanlara verilen zararlar var, bunlar ne kadar?
Yine, ortalama hastanede yatış sürelerine bakıyoruz, müthiş bir düşme var ve özel hastanelerde rekor bir şekilde artış var. Yani burada bir şey var, insanlar yatıyor, yatıştan dolayı dünya kadar tetkikleri isteniyor, ondan sonra ertesi gün taburcu ediliyor. Bunları nasıl denetliyorsunuz?
Sizin bir performans denetiminiz var, ama yani burada nitelik denetim filan söz konusu değil, yani ciddi bir problem var. Bu performans denetimini zaman zaman tekrar ele alıyorsunuz ama ciddi bir şekilde ele alın.
Şimdi, sağlıkta memnuniyet durdu. Niye durdu? Eczaneleri ne hâle getirdiniz. Şuna bakın: İlaç bedelinin yüzde 10-20'si eczanede, muayene için 5-12 TL, reçete için 3 TL, eş değer ilacın en ucuzunun yüzde 10'u, ilaç kutusu başına 1 TL. Eczaneler Maliye Bakanımızın vergi toplama yerleri, tahsildarları hâline geldi.
Cepten ödemeler konusunda da ciddi bir şey var Sayın Bakanım. Yani, yıllara göre, bakın, işte, şu ülkede böyle, bu ülkede böyle. Bu karşılaştırmalar da önemli ama Türkiye'de ne olmuş?
Tetkik ücretleri, özel hastane listelerinde fiyatın 300'e kadar ulaştığı ödemeler, istisna hizmetlerle hastaneye göre değişen otelcilik ücretleri ödemesi, telefonla randevu için 4,5 TL'yi bulan harcama, tamamlayıcı sigorta ücretleri gibi dünya kadar problem var. Yani bu problemleri görmeden "Bu sağlıkta dönüşüm çok iyi olmuştur." filan deyip geçemeyiz.
Var, "ikinci faz" filan diyorsunuz ama bu ikinci fazda strateji tespit edilirken verdiğiniz rakamlarla, hele 2002 2016 karşılaştırmasıyla değil de bu şikâyetleri de dikkate alarak...
Şimdi, işte, "Sağlıkta ticarileşme var." diyen herkesi "Efendim, ideolojik konuşuyor." diye bir yere koymayın Sayın Bakanım, bunları dinleyin.
Evet, sağlıkta piyasalaşma var, özel sektörün büyümesi ortada, uluslararası zincir hastaneler ve kamu hastaneleri işletme hâline geldi. Yani bunu birisi söylüyor diye hemen onu şey yazmayın.
Özel sektörün payıyla ilgili şeyler var ama sürem çok sınırlı olduğu için bu aile hekimliğine gireceğim.
Türkiye'de koruyucu hekimlikle ilgili değişiklikler yaptınız, sağlık ocakları filan yok oldu. Tabii, 60'lı yılların koşullarıyla bugünün koşulları aynı değil, o zamanki sosyalizasyonla bugün aynı şeyler olmaz, ama o zamanki sosyalizasyon da son derece önemliydi.
Bu aile hekimleri, bunların statüsü, iş güvenceleri, aralarına konulan bu rekabet... Binaları ya Sayın Bakan, bu aile hekimlerinin binalarını filan geziyor musunuz büyük şehirlerde özellikle, bodrum katlarında, apartman dairelerinde, hiç sağlıkla ilgisi olmayan yerlerde dünya kadar var ve bu aile hekimleri koruyucu hekim...
Ya koruyucu hekimlik dediğimiz zaman, Sayın Bakanım, sadece aşı yapıldı filanı mı anlıyoruz? Öyle değil ki. Koruyucu aşı, aşılar yapıldı, suların...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Koruyucu aile hekimliğinde şartlar değişti, hastalıkların çeşitleri değişti, dünyada enfeksiyon hastalıkları ortadan kalktı. Şu andaki riskler farklı, riskler değişince de koruyucu hekimliğin bu alanlara yöneltilmesi gerekiyor. Yani dün aşılama çok önemli şeydi, ama bugün çevreyle ilgili tedbirler son derece önemli, bunlara bakılması gerekiyor.
Bu meslek hastalıklarıyla ilgili de gerçekten Bakanlığınızın çalışmaları çok sağlıklı yürümüyor. "İş kazaları bizim işimiz değil." Hayır, sizin işiniz. Her gün 4 işçi yaşamını yitiriyor. 2015'te 1.750 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti.
Meslek hastalıkları giderek artıyor, ama tanı konulamıyor, tarama kayıt sistemleri yok. Meslek hastaneleri yetersiz, kapatılıyor.
Sayın Bakanım, rakamları veremedim, ama genel olarak söylediklerim bile, uygulanmakta olan, bu "sağlıkta dönüşüm" dediğiniz programın öyle çok da başarılı ve hiçbir şekilde tartışılmayacak bir program olmadığını gösteriyor.
Sizin kurduğunuz cümlelerden şöyle bir şey anladım: Evet, her şey çok güzel gitti, ama bazı alanlarda duraklamalar var, dolayısıyla bu alanları aşmak için...
Hayır, bunun ötesinde bir şey var, bu stratejiyi gözden geçirmek durumundasınız. Bu stratejiyi iki nedenden dolayı gözden geçirmek durumundasınız: Birincisi, gerçekten bu milletin, Türkiye halkının, insanların sağlıkları açısından bu sistem doğru bir sistem mi değil mi, bu soruyu sorup gözden geçirmeniz gerekiyor, koruyucu hizmetler açısından da bu soruyu sorup gözden geçirmeniz gerekiyor. İkincisi, bu kadar büyük paralar harcanıyor, bu kadar büyük paralar harcanması gerekiyor mu ve bu harcadığımız paralarla alınan neticeler karşılıyor mu? Bunu sorup, sağlık stratejisini gözden geçirmeniz gerekiyor Sayın Bakanım.
Şimdi, koruyucu hekimlikle ilgili bir şey söyleyeyim -süremi epey aştım- ve konuşmamı bitireyim. Yani aşı filan değil -biraz evvel ifade ettim- gerçekten artık sağlık sistemi planlanırken, yeni dönüşüm programları, ikinci etap filan düşünülürken, bu toplumdaki yoksulluklar, eşitsizlikler, eğitimsizlik -bunlar bir defa koruyucu sağlık hizmetlerinin başında geliyor- bunların düşünülmesi gerekiyor.
Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığı "Şu kadar hastane yaptık, şu kadar şey kurduk, şu kadar da ambulansımız var." diye işin içinden çıkamaz. Sağlıksız kentleşme, ormanların yok edilmesi, endüstriyel atıklar...
"Sigara içmeyin." diyorsunuz, sigarayla ilgili müthiş şey var. Gerçi son zamanlarda -siz de söylediniz- sigara içenlerin sayısı arttı.
Sayın Bakanım, sigara içmeyelim, çok güzel de fabrika bacaları ağzımızda, şehirlerin içinde fabrikalar var.
Bakın, ben Rize Fındıklı'da yaz tatillerimi geçiriyorum bir ay, evimin karşısına bir fabrika kuruldu, bacası evimin balkonunda Sayın Bakanım, sigara içmeyeyim de bu baca ne olacak?
İşte, diğer bakanlıkların bütçesinde tartıştığımız Türkiye'yle ilgili konular var. Bu konularla siz ilgileniyor musunuz?
Termik santraller kuruluyor, "Kurulacak tabii, enerji ihtiyacımız var." falan ama bunlarla ilgili kaliteli kömür var mı yok mu, bunlar denetlenirken siz bir şey söylüyor musunuz?
Nükleer santrallerin getireceği risklerle ilgili Sağlık Bakanlığı bir şey söylüyor mu?
Toprak, su, hava kirlenmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığı gerçekten bir şey söylüyor mu? "Koruyucu hekimlik" dediğimizde, eskiden aşılarla, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyorduk, doğru, peki, şimdi işler değişti.
Geçen sefer Sayın Bakanımız dedi ki: Yolları şu kadar artırdık. Cumhurbaşkanı, Başbakan ikide bir çıkıyorlar, onu... Peki, trafik kazalarında da müthiş bir şekilde artma var, Sağlık Bakanları bu konuyla ilgili bir şey yapıyor mu? Bunlar planlanırken Sağlık Bakanlığına, sağlık çalışanlarına, bu konuyla ilgili uzmanlara bir şeyler soruluyor mu?
Son cümle olarak şunu ifade edeyim Sayın Bakanım: Evet, Türkiye'de sağlıkta önemli işler yapıldı. Bunlar yapılması gerekli şeylerdi, bir kısmı doğrudur ama genel stratejiniz yanlıştır. Dünya bir yere doğru itiyor, dünyayla karşılaştırmayalım. Buna da bir direniş var dünyanın bir yerinde. Hastalan, tedavi edelim, ilaca, ilaç endüstrisine para yatırsınlar, onlar da daha fazla doktor, daha fazla tetkik, daha fazla ilaç... Böyle bir şey var. Ama siz bu ülkenin Bakanısınız, Türkiye Cumhuriyeti devleti, mili Meclis, biz ülkenin kaynaklarını ve insanlarımızın geleceğini, sağlığı düşünmek durumundayız. Koruyucu hekimlik, Sağlık Bakanlığı dediğimiz zaman da temel stratejilerinizi belirlerken karşıya yazacağımız levhada bunların yazması gerekir diye düşünüyorum.
Tekrar bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.