| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Kalkınma Bakanlığı b) Türkiye İstatistik Kurumu c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .11.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Usta geniş bir analiz yaptığı için, daha doğrusu, tamamını bitiremedi ama ben hemen Sayın Çam'ın kaldığı yerden hızlıca birkaç konuyu aradan önce size hatırlatmak istedim. Açıkçası, hemen, şehir hastaneleri demişken oradan devam edeyim, aklımda kalmışken. Maliyetini az önce Musa Bey söyledi, Cüneyt Bey hatırlayacaktır, burada bu kanun çıkarken kendisini davet edip sormuştuk, bir daha soracağım revize bir şey var mı diye. Bizim şu andaki yatak kapasitemiz ne demiştim, "10 binde 26." demişti, orta-uzun vadeli hedefimiz ne demiştim, "10 binde 30." demişti, bilmiyorum revize oldu mu? Önceki gün, geçen hafta içerisinde Sağlık Bakanlığımız geldi, baktık, 30 küsur bin yatak, şu anda biteceklerle 41 bine yakın bir yatak kapasitesi var ve elinizde bir YPK kararı var. Her ne kadar şimdi Kalkınma Bakanlığı olduysanız da hâlâ kısmen de olsa, göstermelik olarak da olsa bir YPK'mız var değil mi? Verdiğiniz YPK kararlarının tam 7 tanesinde siz diyorsunuz ki: "Yeni yatak kapasitesi yaratmadan." Ben Sayın Bakana sordum, bir sürü bir şeyler söylüyor ama hâlâ söyleyemiyor. Diyorum ki: Üç yıldızdan dört yıldıza çıkarmak için şimdi Sayın Çam'ın dediği gibi milyarlarca euroyu biz niye veriyoruz? Bir. Bir de güzel bir hesap yapmış, arkadaşlardan onu da rica edeceğim, kamu-özel ortaklığıyla ilgili sizde birim var, her ne kadar on senedir kanun taslağı elinizde kalmış, patlamış olsa da bizim burada bir sürü kadük kalan kanunlar gibi. Sizden başka herkes kamu-özel ortaklığı birimi kurup kafasına göre iş yapıyor olsa da... Bilkent için örnek yaptırmışlar, yapmışlar demeyelim çünkü bu analitik bir şey yani Sağlık Bakanlığının kendisinin yapmadığı şeyden belli oluyor ama öyle bir maliyet çıkarmış ki 1,5 küsura aynı maliyetle gideri koymuş. Peki, bunun müştemilatı var, aradaki rantı, getirdiğiniz geliri, otopark işletmesinden çamaşırhanesine kadar, bunları niye işin içine koymuyorsunuz? Yani "maliyet" dediğin, ne maliyeti? O gün çok vahim bir şey söylemiştim, mevcut Sağlık Bakanlığının sizin yatırım programınızdaki, iki sene önceki yatırımların tamamının tamamlanmasıyla -ki "2015 sonunda bitecek." diyordunuz, hadi 2016'da bitsin- 10 binde 30 hedefine ulaşıyorduk. Peki, şimdi, bu yeni şehir hastanelerindeki yataklara yüzde 70 -ya, az önce, hadi, yolu anladık da- hasta garantisi olur mu arkadaşlar? Bunu niye söylüyorum? Siz Kalkınma Bakanlığı mısınız? Göreviniz ne? DPT'yken neydi? Kaynak tahsisi, öncelikli sektörleri belirlemek, teşvik programını belirlemek ve kaynağı doğru kullanmak. Yahu, şimdi size sorarım, buradaki gelirleri gösterdim Sayın Bakana, Sağlık Bakanlığının bütçesi, 32 milyar bütçesi var, merkezî yönetim bütçesi, 31,7 milyar döner sermaye var. Ya, ne bütçesi, hangi bütçeden, hangi tahsisten bahsediyorsunuz? Bir o kadar da bütçe dışı bir şey var, böyle bir şey olur mu? Veya vermişiz, 2,4 milyar bütçe ödeneği, 4,8 harcamış, 2,3; 2,4 aktarmayla bir daha gitmiş. Biz önce bunları konuşalım. Bırakın, o rakamları anlatmayın bize, onların hepsini biliyoruz, zaten görüyoruz. Tutan, tutmayan, sürekli revize edip duruyoruz Sayın Bakanım. Önce çıkarın bir adam gibi Kamu-Özel Ortaklığı Kanunu var elimizde, o taslağın üzerinde çalışsın arkadaşlar, bir hafta içinde getirin, biz hemen MHP olarak destek olmaya hazırız. Mustafa Bey kayboldu, demin "öneri" diyordu da onun için söylüyorum. Getirin, hemen çözelim. Elinizde var zaten, siz söyleyemiyorsanız biz söyleyelim Hükûmete, fark etmiyor yani. Bir şeyler yapmak lazım, böyle olmaz Sayın Bakanım. Hâlâ bekliyor. Gerçekten, ben şaşırdım rakama bakınca, 32 milyar orada bütçe var, 32 milyar döner sermaye var. 2,4 veriyorum, 4,8 toplam yıl sonu harcamayla geliyor, 32 milyar da bütçe üstü ödeneğin var. Yani şimdi, nasıl olacak bu iş? Bunlara bakmadan bizim tek tek bunları konuşmamız mümkün değil arkadaşlar yani biraz, yeniden bakmamız lazım.
Şimdi, sizin burada verdiğiniz örneklerde de var. İçerisinde, sizin kitapçıkta da toplam diğer sözleşme tutarları 122 milyarlık var ama bunların hiçbiri bütçede yok yani geleceğe dair risk olarak da yok. Nasıl bakacağız biz buna? Nereden göreceğiz? Hazine garantisi var, hasta garantisi var. Yüzde 70 hasta garantisi... Ya, milleti hasta mı edeceğiz? Biz bir tarafta iyileşmeyi beklerken sağlık göstergelerinde... Öbür tarafta koymuşsunuz, sağlıkta memnuniyet, bilmem ne falan. E, doktora gitmek, ilaç yazdırmak memnuniyet artırıcı bir şey değil ki. Tam tersine, hiç gitmezsek oranımızın artması lazım. Hastaneye gidiş oranımızı düşürmemiz lazım bu şekliyle. Dolayısıyla, nitelik artıyor, şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz derken çok aşırı kaynak israfı yapıyoruz. Az önce kaliteyle ilgili, büyümenin kalitesini Erhan Bey söyledi. Bir taraftan, sürekli olarak... Altyapı tabii ki lazım ama öncelikli olarak diğer sektörlerde, henüz sosyal kalkınmamızı sağlamadan, öncelikli yerleri yapmazsak bu işi getirme şansımız yok.
Araştırma merkezleriyle ilgili söylediniz -zamanı çok kullanmamak adına- onu da önemsiyorum, Yılmaz Bey burada. Yani, daha önce de, Cevdet Bey Bakanken konuşmuştuk arkadaşlarla hep beraber Sanayi Komisyonunda da, ben bizatihi katıldım. Sağ olsunlar, arkadaşlarımız hızlandırdılar. Eksik de olsa -ki eksikleri de var, o ayrı ama- bir şey çıktı. E, şimdi, burada çıkan şeye göre bakıyorum, yine, o gün de söylemiştim, merkez laboratuvarlar, tematik laboratuvarlar; arkada bakıyorum, sizin öncelik verdiğiniz sektörler ile laboratuvarlara, araştırma altyapıları öncelik alanları, otomotiv, enerji, uzay, bilişim, savunma. Bana söyler misiniz, kurulmuş, destek verdiğiniz merkez laboratuvarı ve tematik laboratuvarlar neyle ilgili?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hepsi var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, "Hepsi var." derken... Şunu söylemeye çalışıyorum Sayın Bakanım: Markayla ilgili bir şey tartıştık geçen gün, baktık, 70 küsur tane şeye destek vermişiz. Ya, 3-4 tane sağlam sektöre bir şey yapalım diyorum. Yani "merkez laboratuvarı" deyip herkesin kullanacağı... Evet, o da olsun ama önceliğimiz o olmasın. 4-5 ana alanda, hatta, Ankara'daki bütün üniversitelerin kullanacağı çok büyük bir merkeze bir destek verin. Yani önemli araştırmalar var, o zaman da örnek verdim. Örnek söyleyeyim, burada Yılmaz Bey size ayrıntısını sonra söyler. Hızlandırıcı merkezi var, birkaç üniversitenin olduğu ve "Turkish CERN" diyebileceğimiz, İsviçre'deki şeyin buradaki minyatürü diyelim, anlatabilmek için, zaman kaybetmeyeyim diye söylüyorum.
BAŞKAN - 12.30'da ara vereceğim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bitiriyorum, ben zamanında bitireceğim hiç merak etmeyin, hiç fazla kullanmayacağım. Başlık olarak iki tane daha şey söyleyip kapatacağım.
Yani çok vermekten ziyade, bir yere yoğunlaştırmamız lazım Sayın Bakanım. Ana hedef, stratejik hedefiniz belli, öncelikli sektörlerimiz, planda da yazdık, dönüşüm programlarında da yazdık, gerçi hâlâ program olarak duruyor ama. Yani bunları yaptığımız zaman kaynağımızı daha etkin kullanırız. Bir sürü yere para gömüp, yükümlülüğe girip şuraya şunu yaparken "Buraya kanal açtık, buraya..." Ya, ulaşım altyapısı tabii ki lazım ama gerekli olanları önce yapmak lazım, ekstradan yapacaklarımızı biraz zamana yaymak lazım. Hani, "Eve lazım olan mescide haram." diye halk arasında bir söylem var, önce bir temel ihtiyacı karşılayıp sonrasında işin nafile kısmına geçmek lazım diye söylüyorum. Yani, bu kapsamda yapmazsak olmaz.
Son olarak bir somut örnek, yine Sayın Savaş "öneri" diye Erhan Bey'e söylüyordu, sizin de burada cazibe merkezleriyle ilgili söyledikleriniz, kalkınma ajanslarını konuşurken kalkınma programıyla ilgili söylenmişti. Biz Hükûmetin o teşvik paketiyle beraber açıkladığı program çerçevesinin arkasından Milliyetçi Hareket Partisi olarak Sayın Genel Başkanımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kalkındırma programını açıkladı. Daha kapsamlı bir şekilde, diğer unsurları da dikkate alan bir kalkındırma programı. Bunun altında da tabii... Niye öyle söylüyoruz? Sadece teşvik paketi gibi görürsek bunu yapamayız. Burada o illeri temsil eden arkadaşlarımız var. Biz bunun altında üç tane alt program önerdik. Önce, terörle mücadele programı -yani belli bir konsept olmadan, sadece teşvikle onu çözme şansımız yok- sonra, cazibe merkezleri programı içerisinde de kırsal kalkınma merkezleri, daha il kalkındırması değil bakın, ta geçmişten bugüne gelen merkez köyler projesi -Kalkınma Bakanlığının arşivinde var onlar, envanterinde var, biliyoruz- oralardan bakarak gelen bir... Bununla beraber de katılımcı, kapsayıcı bir ekonomik büyüme anlayışı gelecek, sonra da bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesiyle ilgili alt programları olan topyekûn bir öneri getirdik. Aslında nasıl ki bugün birtakım çalışmalar yapılıyorsa yeniden bir iktidar muhalefet diyaloğu içerisinde bu konuların da bir an önce çözülmesi gerekir. Gündelik kısır çekişmelerin ötesine geçip, az önce söylediğim AR-GE'yle ilgili diğer konularda olduğu gibi, bu bölgesel kalkınmayla ilgili konuda da cazibe merkezleriyle ilgili hususlarda da Milliyetçi Hareket Partisi olarak katkıda bulunmaya hazırız. İnşallah, bu ayrıntılara boğulmadan daha merkezî şekilde önceliklerimize yoğunlaşıp, sürekli olarak "program program" diye açıklamak yerine bir an önce eyleme geçmeyi Allah bize nasip eder, 2018 bütçesini görüşürken de bunları konuşmak zorunda kalmayız diyorum.
Bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Günal, özellikle süre içinde kaldığınız için.