KOMİSYON KONUŞMASI

Buyurunuz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Teşekkür ederim.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Yarısını dinlemiştim yalnız.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Ben bana ayıp ettiğiniz kanaatindeyim Sayın Bakanım, yine de devam edeyim kaldığım yerden. Herhâlde bu kadar önemsiyorsunuz görüşlerimizi, orada da yapacak bir şey yok.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Lütfen başka yönlere çekmeyin, insani bir ihtiyaç. Niye bu kadar uzatıyorsunuz?

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Ara verebilirdik.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Özür de diledim.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Estağfurullah.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - 3 kere daha özür diliyorum.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Peki.

Doğal SİT alanlarının ve tarım arazilerinin yapılaşmaya açılarak konut, otel ve sanayi tesislerine izin verilmesinden, köylere turizm ve ticaret izni verilmesinden, TOKİ'nin bazı vakıf üniversitelerine, bazı şahıs ve şirketlere yani parsele özel ayrıcalıklı imar planı yapmasından vazgeçilmelidir. Yan yana iki parselde birinde 5 katlı, birinde 55 katlı binalar görmekteyiz.

Ayrıca, imar planlarıyla ilgili başka bir şey daha söylemek isterim. Benim bildiğim kadarıyla, 19 ayrı kurumun plan yapma yetkisi vardır. Buna bir an önce son verilmesi gerekmektedir.

İstanbul'da nüfus artmaktadır. İstanbul'a çeşitli cazibe projeleri yapılmak istenmektedir. Bizim, ilk duyduğumuz andan beri karşı çıktığımız "Kanal İstanbul" gibi, sizin "çılgın" bizim "çatlak proje" dediğimiz projeler yapılmaktadır. Bu projelerden bir an önce vazgeçilmelidir. İstanbul, şu andaki nüfusuyla 130 ülkeden daha fazla nüfusa sahiptir. Burada amaçlanan nedir? O, bahsi geçen milyar dolarlık bütçeler, doğuda, güneydoğuda, Karadeniz'de, Akdeniz'de yeni bir kent oluşturabilir.

Ayrıca, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümüyle ilgili de bir şey söylemek isterim. Deprem riski gerekçe gösterilerek kentsel dönüşüme sokulan alanların çoğunda çok katlı ve milyarlarca lira maliyetli rezidanslar ve oteller yükselmektedir. 2011 yılında, on yılda 10 milyon konutun yapılması amacıyla başlatılan kentsel dönüşüm 1'inci derece yerine rantı daha yüksek olan ama 2'nci derece deprem bölgelerinde yapıldı. İstanbul'un deprem riski üzerine çalışan Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı ile Bakanlığın kentsel dönüşüm deprem risk haritası arasında yüzde 72,9 oranında farklılık var. Bunun sebebi rant mıdır acaba? Konut değeri yüksek bölgelerde niçin dönüşüm yapılıyor? Örneğin, Beşiktaş'ta Etiler mahallesinde, Beyoğlu'nda İstiklal mahallesinde dönüşüm yapılıyor, Kadıköy'de de Bağdat Caddesi ve çevresinde 50 metre arayla inşaatlar devam ediyor.

Bu kentsel dönüşümde özellikle Süleymaniye bölgesinde ve Fatih'te, Tarihî Yarımada'da çokça dava açıldı ve bu davalar kazanıldı. Kazanılan davalara rağmen sermaye bu işin peşini bırakmıyor. Sermayeye rağmen, insanlar direnmeye çalışıyor.

İnsan için sağlıklı çevre dostu şehirlerin yapılması gereği şarttır.

Bakanlık paralel belediyecilik yapmaktadır. Bakanlık bir an önce paralel belediyecilikten vazgeçmelidir. Bundan kastımız da şudur: Eğer bir şahıs imar planını belediyeden alamadıysa gidip Bakanlıktan kırk beş gün içerisinde o yere ait imar planı alabilmektedir.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çoğunlukla... Askerî alanların çoğu yeşil alan ve bir futbol sahasının 1 hektar olduğunu gözünüzün önüne getirmenizi rica ediyorum çünkü bu askerî alanlar yaklaşık 56 bin hektar. Bu rakam, İstanbul'daki arazilerin yaklaşık yüzde 10'una denk gelmektedir. Bu da tabii ki rant çevrelerinin iştahını kabartmaktadır. Türkiye genelinde 326 bin 200 hektar askerî alan vardır ve bununla ilgili olarak da 2009 yılında İstanbul'un anayasası olarak bilinen, kabul edilen 1/100000 ölçekli planda askerî alanların askerî alan dışına çıktığında yeşil alan olarak kullanılacağı yazılıdır ama endişeliyiz biz. Niye endişeliyiz? Şimdiye kadar yaptıklarınızdan endişeliyiz. "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz." denir. Sarıyer-Zekeriyaköy'de 15'inci Füze Üs Komutanlığı Köy Konut Projesi oldu. Ayazağa Jandarma Genel Komutanlığı da Ağaoğlu'nun Maslak 1453 Projesi oldu. Buna benzer onlarca örnek verebiliriz.

Bir de 80'inci maddeden kısaca bahsetmek isterim. 6745 Sayılı Kanun'daki 80'inci madde gerçek anlamda çevrenin talan ve idam yasasıdır. Hazine arazileri bedelsiz olarak -altını çiziyorum, bedelsiz olarak- yatırımcıya tahsis edilmekte, kırk dokuz yıllık kullanım hakkı veya bedelsiz irtifak hakkı verilmektedir. Bu kurumlar doğayı talan etsinler diye kurumlar vergisi, gümrük vergisi, stopaj vergisi, sigorta primlerinden muaftırlar. Ayrıca, enerji yardımı da yapılmaktadır. Ayrıca, bunların dışında, ücret yardımı ve hazine alım garantisi de verilmektedir.

Anayasal koruma altında bulunan ormanlar, meralar, kıyılar, tarım alanları, tarihî ve kültürel varlıkların bulunduğu alanlar, proje bazlı yatırım alanı ilan edilmektedir. Yasalara aykırı kaçak yapı yapmak suç olarak kabul edilmemektedir. Buradaki 23'üncü madde de değiştirilerek altı aydan üç yıla kadar olan hapis cezası para cezasına çevrilmiş ve böylece de gizli bir af çıkarılmıştır. İktidar, gücünü doğayı ve çevreyi talan etmeye dönük çalışan firmalara destek amaçlı mı kullanmaktadır? Bunu sizden öğrenmek isteriz.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, teşekkür ediyorum, süreniz doldu.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tamamlıyorum, müsaadeniz olursa.

BAŞKAN - Dokuz dakika süre verdim size.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tamam. Tamamlayayım müsaade ederseniz.

Termik santraller ve nükleer enerji santrallerinin bir an önce son bulması, 2B arazilerinin imara açılmaması, su ve çevre sorunlarının çözülmesi, az önce ikram ettiğiniz elma gibi kalitesiz sebze ve meyveleri yemememiz için bir an önce çalışmanız gerekmektedir.

BAŞKAN - Ben ikram etmiştim ama kusura bakmayın.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Öyle mi? Çok kötüydü, farkındaysanız.

BAŞKAN - Bilmiyorum, yemedim.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Öyle mi? Kötüydü. Neden kötüydü?

BAŞKAN - Pazartesi günü bekleriz tekrar, daha iyisini ikram ederiz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Şunu söylemek istiyorum Sayın Başkan: Aslonan, artık Türkiye'de tarım arazilerinin inşaata, imara açılması sebebiyle kaliteli meyve yiyemiyoruz. Bu da önemli bir şey.

BAŞKAN - Pazartesi yersiniz. Özür diliyoruz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - İstanbul'daki yeşil oranı yüzde 1,3'tür. Dünyanın inşaat alanı en büyük ülkelerinden biri olan Amerika'da, New York'ta yüzde 14'tür. Bu alana herhâlde refüjler de dâhil İstanbul'da yüzde 1,3'tür.

Biz, genel olarak İstanbul'da ve Türkiye'de Yeşil Yol'un, Cerattepe'nin, Gerze'nin, Amasra'nın, Akkuyu'nun talan edilmemesini, "Enerji ihtiyacımız var." adı altında bu tür yerlerin mahvedilmemesini istiyoruz. Sürdürülebilir enerji kaynakları vardır, ilk yatırım maliyeti biraz fazla olabilir ama sonra ülke ve ortam için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.