| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri b) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı c) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .11.2016 |
HAMZA DAĞ (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlar, çok değerli bürokrat arkadaşlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi gecenin bu saatinde sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Tabii, bu saatte çok uzatacak değilim. Hem gündeme gelen konular hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla alakalı kısa kısa düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle Sayın Bakanımızın yapmış olduğu sunumda tabii şehircilik vizyonu ortaya konuldu ama burada belki de daha önemli olan, daha çok üzerinde durulması gereken mevzu, burada on beş dakika, yarım saat, bir saatlik sunumdan ziyade, Sayın Bakanımız Kayseri'de Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ilçe belediye başkanlığı yaptığı dönemde ortaya koymuş olduğu şehircilik vizyonunu zaten fiilî olarak ortaya koymuş vaziyette. Fiilen yaşanmış olan şeylerin sözle ifadesinin çok da gereği yok çünkü fiilen ortaya konmuş bir durum ortada.
Bunun yanında, çevre konuları, kirlilik konuları tabii çokça gündeme geldi. Açıkçası ben biraz çocukluğumdan, kısaca bu konulardan bahsetmek istiyorum.
Yani skeçlere konu olan bazı mevzular vardı İstanbul'la alakalı. 1994'te ilk İstanbul'a gitmiştim, 14 yaşındaydım ve o zaman da skeçlere konu olan mevzuların aslında yaşanan şeyler olduğunu, insanların birtakım maskelerle gezdiklerini görmüştüm. Onun dışında, şu anda hem İstanbul'da hem de diğer illerimizde, özellikle doğal gazın gelmesiyle beraber ciddi anlamda çevre konusunda ve sağlık konusunda önemli gelişmeler katedildiğini görüyoruz. Açıkçası, çocukluğum bir ilçede geçtiği için ben kömür kokusundan özellikle zevk alırım ama sağlığa aykırı bir şeydir. Ama özellikle şehirlerimizde gerçekten önemli bir gelişim bu anlamda göze çarpıyor. Birçok şehirde artık özellikle doğal gazın gelmesiyle... İstanbul da bunun içinde, İstanbul da bu konuda yaşanabilir bir şehir. Bu konuda da o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük katkısını da burada ifade etmek gerektiği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar, kentsel dönüşüm, tabii, burada gündeme geldi. Açıkçası kentsel dönüşüm konusunda bizler de birçok defa burada konuştuk, kamuoyunda da konuşuyoruz, yine İzmir'de çok gündeme gelen bir konu. Açıkçası bundan üç dört yıl önce kentsel dönüşüm denildiğinde sürekli olarak rantsal dönüşüm bize ifade edilirdi. Ama, şimdi gelinen noktada kentsel dönüşümün ne kadar elzem olduğunu, gerekli olduğunu artık herkes kabul eder noktada, sadece bunun tarzının ne olacağı konusunda bir tartışma noktası yürüyor. Açıkçası İzmir'de hem Bakanlığımızın yapmış olduğu kentsel dönüşüm çalışmaları var hem de Büyükşehir Belediye Başkanlığının yapmış olduğu kentsel dönüşüm çalışmaları var. Hatta, Büyükşehir Belediyesi Bakanlıktan onay için göndermiş olduğu kentsel dönüşüm projeleri bir süre onaylanmadı diye günlerce gündeme gelen birtakım konular olmuştu. Bunlar iki sene önce onaylandı ve şu anda Büyükşehir Belediyesi de bununla ilgili çalışmaları yapıyor. Yani bu da her siyasi partiden yöneticilerin, idarecilerin artık gerekli gördüğü bir şey.
Yine çocukluğumdaki bir husustan bahsederek bunu açmak istiyorum. Ben ilkokulda okurken öğretmenim tahtaya yazmıştı "Şu anda köyde yaşayan insan oranımız yüzde 70, şehirde yaşayan insan oranımız yüzde 30." İlkokul 2 ve 3'tü, 1992 yılıydı. Şu anda ise bu tam tersine dönmüş vaziyette. Yani şehirde yaşayan insanımız yüzde 70, köylerde yaşayan insanımız ise yüzde 30. Bunun, göçün birçok sebebini söyleyebiliriz. "On dört yıldır iktidarsınız, on dört yıllık iktidarınız döneminde bunlar oldu." denilebilir ama sadece siyasi bir yönetimle ilgili değil, insanların kendi hayatlarıyla ilgili vermiş oldukları kararlar var. Terör bunda etkili olan noktalardan biri. Köylerde mirastan dolayı tarım arazilerinin parçalanması, bölünmesi göçü ortaya çıkartan nedenlerden biri. Yine köyde yaşamın zor olması sebebiyle insanların şehre göçü var. İnsanlar şehre göç ettiği zaman bu insanların mutlaka bir konut ihtiyacı var, bunu ben bizzat kendi hayatımdan da görüyorum. Köyümde kendi akrabam, kendi çocukluk arkadaşım şehre geldiğinde, şehirde bir süre sonra -biraz daha maddi durumu iyileşince- bir konut ihtiyacı, kendine ait bir konut ihtiyacı görmeye başlıyor. Arsa çoğaltmadığınız zaman, yeni konut imkânlarını çoğaltmadığınız zaman bu insanların nerede bir şekilde kalmasını sağlayacaksınız? Dolayısıyla, bütün bunları değerlendirdiğinizde İzmir'de de İstanbul'da da Bursa'da da Kocaeli'de de Antep'te de hemen her yerde yeni konut alanları, yeni altyapı imkânları sağlamanız lazım. Bu da ya yeni arsalar ortaya çıkartılarak yapılacaktır ya da binaları daha yüksek yaparak ortaya çıkacak bir nokta. Eğer bunu yapmazsanız, yeni arsalar ortaya çıkartmazsanız insanlar zaten şu anda "gecekondu" demiş olduğumuz yöntemlerle kendi çarelerini üretmeye çalışıyor, bu sefer kentsel dönüşüme tekrar girmek zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla, yani burada bu ihtiyaç ortada, bunu hepimiz de biliyoruz, hepimiz de bunu bizzat yaşıyoruz. Artık bunu bir şekilde hayata geçirmek durumundayız. 6306 sayılı Kanun'la beraber kentsel dönüşümde önemli bir imkân ortaya konuldu. Açıkçası bu belki de şu anda -Allah vermesin, Rabb'im göstermesin- bir deprem ortaya çıktığında yani bu yasanın ne kadar elzem bir yasa olduğunu göreceğiz, ne kadar gerekli bir şey olduğunu göreceğiz ama şu anda tabii ki bu konuda birtakım eleştiriler söylenebilir. Ama, dediğim gibi, bununla alakalı bir durum hasıl olduğunda açıkçası bunun ne kadar elzem ve gerekli olduğunu ortaya koyacağız. Bu sadece "gecekondu" demiş olduğumuz binalarda değil elli yıllık, altmış yıllık yüksek binalar da var. Bunlarda da -yine afet riski altında- bir deprem durumunda göçme tehlikesi var. Onun için bunları da sağlamlaştırma konusunda çalışma yapmamız lazım.
Geçen sene burada bütçe görüşmeleri yaparken özellikle HDP'li arkadaşlar Sur, Şırnak, Cizre, Silopi, İdil, Nusaybin, Yüksekova'yla alaka birçok şeyi dile getirmişlerdi. Bir kere, keşke orada o çukurlar açılmamış olsaydı, bu terör faaliyetleri yaşanmamış olsaydı. Yani, onların yaşanmasıyla birlikte orada artık yepyeni bir çalışma ortaya çıktı. Eğer bunlar yaşanmamış olsaydı bu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şu anda ana gündeminin, mesaisinin çoğunu harcayan bir nokta hâlinde olmayacaktı; önceden bu tespiti ortaya koymak lazım. Bu andan itibaren, bu olayların olmasından itibaren de özellikle oranın tarihî, kültürel varlıklarını koruma noktasında yapılan çalışmaları, orada mağdur olan insanlara kira yardımı suretiyle bir şekilde şu anki mağduriyetlerini giderme çalışması ve orada yeni bir şehircilik çalışmasını da takdirle karşılıyoruz. Bundan sonraki faaliyetlerde de inşallah en kısa sürede... Çünkü fiziken bir binaya başladığınızda bunun bitirilebilecek süresi belli, burada 10 bin, 15 bin, 20 bin konut yeniden imar etmeniz lazım, bunun mutlaka bir süresi söz konusu olacaktır.
Geçenlerde bir İzmir ziyaretiniz oldu Sayın Bakanım. Açıkçası Karabağlar'da rezerv alanı da olan bir kentsel dönüşüm projesi var. Bu İzmirli hemşehrilerimiz tarafından dikkatle takip ediliyor ve burada gerçekten önemli bir çalışmayı gerçekleştiriyorsunuz.
Yine, Kemalpaşa'da belediyemizle beraber yapılan kentsel dönüşüm çalışması var. Bu da önemsediğimiz konulardan birisi, gerçekten de bu konuda önemli mesafe katedilmiş durumda.
TOKİ, aslında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının alanı değil ama TOKİ'yle alakalı Çeşme örneği çok ciddi bir örnektir, güzel bir örnektir, Musa Bey'in de bölgesi. Esasında, bölge yönünden baktığımızda bizim bölgemiz değil ama Çeşme'de hem Çeşme mimarisine uygun hem de yüksek yapılaşma olmayacak şekilde yapılan TOKİ çalışması herkesçe takdir gören bir çalışma şekline zuhur ediyor.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; bir de kendi ilçem olan Bayraklı'da hem kaymakamlık binası hem de il müdürlüğünün yenilenmesi projesi de talimatınızla hızla ilerliyor, teşekkür ediyoruz bunun için de.
Ben, tekrar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize hayırlı geceler diliyorum.