| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı b) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .11.2016 |
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, değerli bürokratlar; ben önce "AK reform" diye söyleyen Erzurum Milletvekilimizden başlamak istiyorum. Kırsal, Erzurum'da boşalmış Sayın Vekilim. Ben hemen bu arada Google'a baktım, 2000 yılı nüfusu 937 binmiş, şimdi 762 bine düşmüş. "Erzurum merkezi artmış" şimdi onu diyeceksiniz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, hayır merkez artışı değil.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Bu da köye gitmediğinizin en basit göstergesidir. AKP iktidarı kırsalı boşaltmıştır.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değil değil.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Köylüyü maalesef yokluk içerisinde görmemektedir.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bunu söylemek size düşmez. Yani bırakın şimdi tarımla ilgili ne söyleyecekseniz söyleyin. Köye gidip gitmediği sizi ne ilgilendirir.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - "Millî Tarım Projesi" dediniz. Demek ki bugüne kadar tarımı hiç millî görmediniz.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Erzurum'da 5 vekilimiz var, 1 tane bile vekil çıkartamıyorsunuz ya!
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Bütün tarım ürünlerinde fiyatlar düştü, kırmızı et fiyatlarını da durduramıyorsunuz, nasıl millî tarım?
Yine "öze dönüş" dediniz ama öze dönüş diyen Tarım Bakanlığı bugün itibarıyla 500 bin canlı hayvanın ithalatını serbest bırakıyor. Demek ki kırmızı et fiyatlarını durduramıyorsunuz. Bu mantıkla da durdurmanız mümkün değil.
Ben hemen icraatın içinden olarak bize verdiğiniz kitaplardaki ön sözden başlamak istiyorum. "Gübre ve yemde KDV'yi kaldırdık." Evet, yüzde 18 gübre fiyatı düşmedi. Yem fiyatı da yüzde 8 düşmedi. Tam tersine fiyatlar arttı. 2 milyarlık kaynağı da çiftçiye vermek yerine aracılara kullandırdınız, ithalatçılara kullandırdınız, bu işin ticaretini yapanlara kullandırdınız.
"Genç çiftçilere 30 bin lira hibe verdik." dediniz. 397 bin kişi sıraya girdi, ben o ara Mardin'deydim herkes kendilerine 30'ar bin lira para verileceğini zannediyordu. Daha hibeleri almadan 4'er 5'e bin liraları peşin olarak aldınız. Yüzde 18 KDV'yi peşin aldınız, insanları sigortalı yaparak BAĞ-KUR'a soktunuz ve verdiğiniz ürünleri sigortalarını aldınız. Yine de başarılı bir proje olarak destek veriyoruz ama verilen 450 milyon liralık bütçe son derece düşük, bunun artırılması gerekir.
Desteklediğimiz bir konu var ön sözde, bunu destekliyoruz. 184 büyük ovanın sınırlarının belirlenmesi... Evet, bunları korumak zorundayız. Vahşi sanayinin hızla ilerlemesinden tarım en çok zararı görmüştür. Bunu güzel olarak buluyorum.
Arazi toplulaştırma ve sulama çalışmalarının tek elden yürütülmesi... Zaten yıllardan beri yapılıyor. Bu da desteklediğimiz bir konudur.
"Hayvancılıkta yeni desteklemeler var." dediniz. Demek ki yetmiyor ki ithalat yapıyorsunuz. Bu mantıkla yetmez. Ben aslında Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesini bir bilim adamı olarak açıklamayı düşünüyordum ama onu bütçe konuşmasına saklıyorum. Nasıl az önce -Manisa Milletvekilimiz dışarı çıktı- "Yüzde 1'i de geçiyor." dedi. Evet, tabii, dışarıdan gümrüklerle korursanız, kredi sübvansiyonu da bir destek olarak görürseniz yüzde 2'yi ben de size bulurum, hatta daha da yukarlara çıkartırım. Ama gerçek rakam doğrudur, binde 5'tir. "Paramız yok deseniz." anlarız. Deriz ki: "Ya, evet Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesi bu kadar ama bu seneki bütçede 12,8 milyar lira. Yani geçen seneki gibi çiftçimiz sürünmeye devam edecek. Niye? Yüzde 10 aşağı yukarı artış var, enflasyon da yüzde 10 arttığına göre. Yine elma fiyatları düşecek, patates fiyatları düşecek, buğday fiyatları düşecek.
"Et ve Süt Kurumu, süt alımı yapmaya başladı." dediniz ama sütte bence ciddi anlamda sınıfta kaldınız. Çünkü süt fiyatları benim bölgemde 1 lira 7 kuruş -Edirneliyim ben- onun dışındaki bölgelerde 1 liranın altında. Sayın Bakan, 1 lira 15 kuruşun altına düşmeyeceğini söyledi ama öyle bir fiyat yok.
Dün Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili bir madde görüşülüyordu, ben de biraz sonra gideceğim 7'nci maddeyi konuşacağım. Millî Eğitim Bakanımız 2002'deki süt tüketimi ile AKP iktidarlarının sonundaki süt tüketiminin arttığını söyledi. Evet, sütü bu kadar düşürürseniz süt tüketimi artar. Ama üreticiyi korumuyorsunuz, üretici köyden kente göç ediyor, kırsal boşalıyor.
"Her tarım işletmesine bir ziraat mühendisi ve veterineri zimmetledik." dediniz ama binlerce ziraat mühendisi, gıda mühendisi, su ürünleri mühendisi bizleri arıyor işsizler. Buradan sizlerden açıklama bekliyorlar. Bu sene eleman alımı yapacak mısınız? Geçen sene "2.700 kişiyi alacağız." dediniz, bu sayı 1.700'lerde kaldı ve birçok da FETÖ'cüyü kurumdan attınız, bunların yerine eleman alımı olacak mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Mazot tüketiminin yarısını ne zaman vereceksiniz? Yarısı sizden yarısı bizden güzel destekliyoruz ama bütçede bununla ilgili bir şey yok. Demek ki 2017'de bu bir hayal olarak kalacak.
Ortak akıl toplantıları yapıyorsunuz, iyi güzel. Örneğin Erdirne'dekini ben size söyleyeyim -tabii, Tekirdağ'da yaptınız- Edirne'de çeltik fiyatını açıkladınız, çiftçiler, herkes sizi alkışladı ama sonrasında bize dert yandılar "Bu fiyatla biz batarız." dediler ve açıklanan fiyatın aşağı yukarı 200-300 kuruş yani 1.675 lira açıkladınız ama üreticimiz 1.300 liradan 1.400 liradan hâlâ çeltiğini satamıyor ve bize dert yanıyorlar. Nedense üretici çok efendi oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir." dediği "efendi" bu sefer sesini çıkaramadığı için "efendi" olarak görüyoruz. Efendi, ciddi anlamda borçludur, kırsalı terk etmiştir. Borç ve haciz baskısı altında kalmıştır. Türkiye en pahalı mazottan sonra en pahalı etin de kullanıldığı bir ülke hâline gelmiştir.
2002'de -az önce rakamlar verildiği için söylüyorum- 530 milyon lira borçlu olan çiftçi bugün için 68,5 milyar lira borçludur. Yani ne değişti? Ben size bir şey söyleyeyim. Türkiye, nohutta dünya birincisiydi, siz gelmeden önce. Şu anda biz Kanada olmasa nohut yiyemeyiz ve bu arada nohut fiyatı da 10 lira. Sözde bu fakirin yiyeceği.
Buna rağmen 2017 bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.