| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/775) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Muhterem Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, sayın uzmanlar, konuklar; hepinizi muhabbetle selamlıyorum.
Şimdi, tabii, alt komisyonun şöyle bir "bug"ı var bence tutanak tutulmuyor. O yüzden, alt komisyonda beni bu konuda dinleyen arkadaşlarımdan af dileyerek alt komisyonda dile getirdiğim bir sorunu dile getirmek istiyorum.
BAŞKAN - Tutanağı tutturun yani tutturabilirsiniz.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Çok da usul ekonomisi bakımından olmayabilir, Alt Komisyon Başkanımız öyle uygun gördü, sakıncası yok.
Ha, bu arada, alt komisyon üyesi olmadığı hâlde bizim ricamızla katkı vermek amacıyla komisyon toplantılarına katılan başta Sayın Serap Yaşar olmak üzere diğer komisyon üyelerine de teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu Komisyonun bir özelliği var, bu Komisyonda, uzmanlar da dâhil, hemen hepimiz hukukçuyuz, hukuktan anlıyoruz, "hak", "adalet" kavramları bize yabancı değil. Parlamentoda maalesef, uygulanan kötü bir yöntem var, torba yasa anlayışı. Plan ve Bütçede biz bunu çok görüyoruz ama Adalet Komisyonunda yani bu kadar çok hukukçunun olduğu yerde önümüzdeki yasa bir torba yasa. Her biri ayrı ayrı tartışmayı gerektiren, uzmanlarla konuşmayı gerektiren 11 tane ayrı yasayı değiştiriyoruz bununla. Adalet Komisyonundan bir torba yasanın geçmesi gerçekten kanaatimce, af buyurun, yakışık almıyor. Bakın, bu yasayla Askeri Ceza Kanunu'nu, İcra ve İflas Kanunu'nu, İş Mahkemeleri Kanunu'nu, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nu, Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'u, saymayayım, bunun gibi 11 tane başlı başına ana kanunu değiştiriyoruz. Şimdi, alışılagelmiş uygulamanızdan tahmin ettiğim üzere bunu da Genel Kurulda temel yasa olarak getireceksiniz, ikiye böleceksiniz, muhalefetin sesini gene, beşer dakika önerge vermek suretiyle, keseceksiniz. Yani gerçekten bu ikili anlayış çok yanlış. İşimize geldiği zaman "Hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin Meclisi 15 Temmuz gecesi beraber savunduk, millî irade iş başındaydı." diyeceksiniz ama bizim her eleştirimizde, "Millî irade bizi 2002'den beri burada tutuyor." diye saygı gösterdiğiniz millî iradeye en azından sizin haricinizdeki partilere oy vermiş millî iradeye Genel Kurulda sesimizi kısmak, süremizi kısıtlamak suretiyle saygı göstermeyeceksiniz. Bu ikili anlayışın yanlış olduğunu ifade edeyim.
Şimdi, Anayasa Mahkemesinin bu tasarının 13'üncü maddesine konu olan cinsel istismarla ilgili düzenlemeyi iptal etmesi tabii, bizim biraz acele etmemize sebep oldu. Yani 11 Aralık tarihiyle -yanlış hatırlamıyorsam Sayın Genel Müdürüm- Cumhurbaşkanının da imzasıyla Resmî Gazete'de yayımlanması gerekiyor. Biz bu hassasiyeti gözettik. Alt komisyon çalışmasında çoğu maddeyi müzakeresiz geçirdik. Üç, dört gün, belki bir hafta sürecek olan komisyon çalışmalarını hemen hemen yarım günde bitirdik. Muhalefet olarak elimizden gelen katkıyı vermeye çalıştık ama Saygıdeğer Adalet Bakanının alt komisyonda kabul edilmiş birtakım hususları -ki bu daha önce de oldu- üst Komisyonda tekrar değiştirmeye çalışması ya da... "Çalışması" demeyeyim çünkü kendisi irade buyurduğunda değişiyor o maddeler. Bence çok doğru değil, en azından etik değil çünkü alt komisyonda Adalet ve Kalkınma Partisinin üyeleri de var, çoğunlukta. Alt komisyon raporunu yazan da Sayın Başkan Vekilimiz redaksiyon yetkisiyle beraber Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi.
Şimdi, bu genel konuşmayı yaptıktan sonra maddeye geleyim. Daha önceki maddelerde söz almadım yani 5 bin, 3 bin ya da 10 bin, 50 bin meseleleri, evet, bir avukat olarak değerlendirilebilir fakat iş mahkemeleri için bu iş çok geçerli değil. İş mahkemelerindeki davaların yüzde 90'a yakını ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, izin alacağı, mesai alacağı gibi alacaklar ve bunlar külliyatlı miktarda çok küçük miktarda. Örneğin bir işçinin bir yıllık ihbar tazminatı bir haftalık ücretine denk gelir ve bu en fazla sekiz hafta olur. Sekiz haftalık asgari ücretle çalışan bir işçinin açacağı dava 2.600 lira bugünkü şeyde, biz 5 bin lira getiriyoruz; o işçi için hayat memat meselesi. Sosyal devlet olma anlayışı maalesef burada, üst Komisyondan bu, tasarının ilk hâlindeki 5 bin lira olarak geçerse pek karşılık bulmayacak gibime geliyor. Dolayısıyla, bu maddede toplumun çok büyük bir çoğunluğunu oluşturan asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin hakkını savunmamız ve pozitif bir ayrımcılık yapmamız gerektiği kanaatindeyim.
O yüzden, Sayın Bakanım, sizden istirham ediyorum, lütfen diğer maddelerde dediğiniz gibi iradenize uygun bir değişiklik yapıldı ama iş mahkemeleriyle ilgili bu kanunda lütfen önergenizi geri çekin, biz bunu bin liradan 3 bin liraya hadi kabul edelim birtakım gerekçelerle ama 5 bin lira gerçekten çok fahiş bir rakam, hak arama özgürlüğünü zedeleyecek bir rakam. İş mahkemeleri için özel konuşuyorum.
Teşekkür ediyorum.