MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Öncelikle sizin tabii, İç Tüzük'e atıf yapmanızı önemsiyorum. İç Tüzük'ümüze göre de, yerleşmiş siyasi geleneklerimize göre de buradaki tartışma ortamının demokratik, şeffaf, herkes açısından duyulabilir, görülebilir, haberleşme hakkına saygı duyar bir biçimde yürütülmesi ve başta milletvekilleri olmak üzere danışmanların da burada etkili ve verimli bir çalışma yürütmesinin sağlanması görevi sizin üzerinizde ve sizin bu görevinizi ihmal ettiğinizi, hatta ben şu çağrılı listeye baktığım zaman bilerek ihmal ettiğinizi, görüyorum. Çünkü davet ettiklerinize baktığımız zaman sivil toplumun, barolar birliğinin, üniversitelerin, saygın akademisyenlerin burada olmadığını görüyoruz. Bu bir eksikliktir ve bu görev size düşerdi.

Yalnız, siz bir şey daha yaptınız. Göreviniz olmayan, yetkiniz olmayan bir şey yaptınız burada. Biz buraya yaklaşık yarım saat önce geldik, masamıza oturmak, yerleşmek, notlarımıza bakmak için geldik ancak dışarıdaki polis memurları "Başkan 'Ben gelene kadar kapıyı açmayın.' talimatı verdi." dediler. Bu talimatı verdiniz mi? Böyle bir yetkiniz var mı? Bu salon sizin dilediğinizce tasarruf edebileceğiniz mülkiyetiniz midir? Bu hakkı nereden alıyorsunuz? İç Tüzük'e göre çalışacaksak bu İç Tüzük'e siz baştan uyacak mısınız? Bu sorulara öncelikle cevap vermenizi diliyorum.

Teşekkür ederim.