| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Fiziki şartların elverişsizliği nedeniyle Komisyon çalışmalarının sağlıklı yürütülemeyeceği, toplantıya kimlerin katılabileceği ve görsel basının görüşmeleri takip etmesi hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .12.2016 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sayın Başkan, şimdi ne yazık ki önemli teklifler görüşülürken bu talihsiz tartışmaları hep yaşıyoruz.
BAŞKAN - Maalesef...
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ve bir türlü bize ders olmuyor. Yani salon yetersizliği, danışman, kamera... Yani, şimdi, teklif sahipleri ve Sayın Başbakan çıkıp diyor ki: "Bu 367'nin üzerinde de geçse Meclisten millete soracağız." Takdir ediyoruz, çok güzel teşekkür ediyoruz.
BAŞKAN - Şüphesiz ki o aşamaya da geleceğiz, inşallah.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ama şimdi millete soracağımız bir şeyin görüşmesini milletin canlı olarak izlememesi için ne gerekiyorsa onu yapıyorsunuz. Şimdi, aslolan bütün canlı yayın yapan kameraların en azından siyasi parti temsilcilerinin 1'er tanesi konuşurken dinlemesiydi. Söyleyeceğimiz çok şey var, üç saat konuşuruz ama mesele üç saat konuşmak değil. Mesele, söylediğini vatandaşa duyurabilmek. yarın referanduma gittiğinde oy verecek vatandaşın bugün bunu dinlemesi. Burada hadi olmaz dediniz. Dedik ki: 3 tane ajans var. Yerle ilgili problem çözülmedi, 3 tane ajans kalsın, bunlar yayın yapsınlar. Bunlar doğrudan doğruya... Meclis televizyonunun yayını ihtiyaca cevap veren bir şey değil. Ajansların işi bu ve kamuoyunu bilgilendirmekle görevli. Kim ne demişse söyleyecekler. Sizin söylediğinizi de, sizin ne anlattığınızı da söyleyecekler, Sadece bizim ne anlattığımız değil ve biliyoruz ki sizin ne anlattığınız daha çok söylenecek bugünkü medya düzeninde ama buna rağmen bunlara açık bir yapı oluşsun dedik.
Şimdi, arkasından danışmanlar meselesi... Yani daha önceden -dokunulmazlıklar meselesi görüşülürken en azından yerleşmiş bir uygulama var- komisyon üyesi milletvekillerinin danışmanları kalırdı salonda, bu uygulamayı siz yerleştirdiniz.
BAŞKAN - Yerleşmedi, bir kere uyguladık.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Hayır işte yanlış değildi. En azından o dönemde bu uygulananın şu anda tekrar bundan "sarfınazar ediyoruz" demenin bir gerekçesi yok ki. Yani bütün bunlar biz yüksek gerilimde bir tartışma olsun istemiyoruz. Tam tersine ciddi, Anayasa Komisyonunun ciddiyetine uygun şeyleri konuşalım, tartışalım. Yani boşuna söylemiyoruz Türkiye'de bir rejim tartışması var. Bunu iktidar kabul etmiyor, o "sistem tartışması" diyor. O, onun tercihidir ama niye rejim tartışması olduğunu söyleyeceğiz.
BAŞKAN - Teklif sahiplerini dinleyelim, bakalım, ne kastediyorlar Hocam.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Dinleyelim sonuna kadar teklifi, ben de merak ediyorum nasıl anlatacaklar ama milletde dinlesin.
BAŞKAN - Bülent Bey...
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Bitiriyorum, bitiriyorum.
Başkan Bey, yani düzeni sağlamanın yolu burada kim varsa çıkarmaksa hepimizi çıkalım o zaman, burada düzen sağlansın, hiç kimse yok. Hani "Maarifi yönetmek ne güzeldir şu okulları kapatsak." dedikleri gibi, kaldıralım bu işleri getirilen şey görüşülsün, geçsin. Bu yöntem değil. Onun için son olarak diyorum ki: Hükûmet konuşmaya başlamadan önce 3 tane ajansı en azından buraya alın, onları da dinlesinler bizi de. Ben Anayasa'ya aykırılığı ileri süreceğim. Şimdi, ben milletin bunu anlamasını istiyorum. Anlatılıyor deniyor ki: "İlk 4 maddeye dokunmadık." Hayır, efendim, bal gibi de ilk 4 maddeyi ortadan kaldıran, ilga eden bir teklif var. Bunu gerekçeleriyle anlatacağım. Niye canlı dinlemesin millet bunu?
BAŞKAN - Dinleyeceğiz.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - İşte dinlesin. Son cümlem onun için 3 tane ajansın en azından canlı yayın yapmasına müsaade et.