KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ederim ama şöyle de bir usul gelişiyor sanki: Biz bir konuşma yapıyoruz, Sayın Parsak bir değerlendirme yapıyor, böyle yürüyor bu işler.

BAŞKAN - Ama yapıyorsunuz onu ismen.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Siz kendi konuşacaklarınızı konuşun 6 kere adımı zikretmek yerine.

MURAT EMİR (Ankara) - Zikrederiz. Ne var bunda? Siz de "Emir." deyin canım.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Ben de cevap vermek durumundayım. O zaman şikâyetçi olmayacaksınız.

MURAT EMİR (Ankara) - Ben alınmam, sorun yok hem de "sayın" diyorum.

Şimdi, böyle bir gelenek de yerleşiyor farkındaysanız yani her defasında Sayın Parsak buradaki eleştirilere bir cevap veriyor, dolayısıyla bizim de burada bir cevap verme hakkımızın olması gerekir.

Şimdi, biz, aslında siyaseti etik çerçevede yapmaktan yanayız. Bir başka siyasi partinin kendi iç mücadelesi veya topluma vereceği mesajlar konusunda veya alacağı politik kararlar konusunda sınırlarımızı biliriz. Ancak takdir edersiniz ki artık bunlar MHP'nin iç sorunu olmaktan çıkmıştır. Yani etiği bilerek konuşuyorum, siyasi etiğe saygılı olarak konuşuyorum ama biz bu tamamen MHP'nin kendi içerisindeki bir sorundur diyemeyiz. MHP'de ne olup ne bittiğinin burada da tartışılması gereklidir, şarttır; bir.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Gerekli de değildir, şart da değildir, kimsenin haddine de değildir.

MURAT EMİR (Ankara) - İkincisi: Şimdi, milletvekili seçilme yeterliliğine dönük orada bir boşluk var. Ben burada görevimi yapıyorum, ben diyorum ki, benim iddiam şu arkadaşlar: Bu boşluk bilinçli bir boşluktur, hukuk deyimiyle bu boşluk bilerek bırakılmıştır. Niye bırakılmışsa bırakılmış ama bilinçli. Niye? Çünkü Cumhurbaşkanında yeterlilik arıyorsun, aynı zamanda "Sen dokunulmazsın." diyorsun milletvekili gibi, o halde niye milletvekili gibi seçtirmiyorsun, niye aramıyorsun bunu? Bu bilinçli bir boşluktur diyorum. Ha, biz bu taslağı baştan sona reddediyoruz, hiçbir noktasında ortak değiliz. Rejim değiştiren, cumhuriyeti kapatan bir teklife bizim önerge vermemiz düşünülemez bile ama söylüyoruz, siz yazıyorsunuz, bakın, burada bir eksiklik var, görmediyseniz görün diyoruz, görevimizi yapıyoruz. Dolayısıyla, bu varken elbette ki bu konuşulacak, oraya niye milletvekili yeterliliği yazılmamış, bakılacak çünkü 76'ncı maddede neler yazdığını burada okumaya gerek yok, uzatmayayım.

BAŞKAN - İşte, madde madde konuşsaydık oraya gelince...

MURAT EMİR (Ankara) - Bir diğer nokta, şimdi, asli kurucu iktidar meselesi. Evet, 24'üncü Dönemde bu çalışmalar yapıldı. Anayasa baştan sona da yazılabilir ama -ben anlattım- kurucu değerlere bağlı olmak kaydıyla. Kurucu değerler hangi değerler? 1920 değerleri. Yani Sayın İyimaya da söyledi, bakın o tutanaklara, hepsine bakın, hiçbirinde cumhuriyet, demokratik hukuk devleti niteliklerine karşı, onun dışında bir şey yazılacağına dair herhangi bir şey yok. Yani bir Meclis anayasa yapabilir ama kurucu değerlere bağlı olmak kaydıyla yapabilir. Bu da Sayın Parsak'a cevabımdır.

Şimdi, Sayın Akbaşoğlu Abdülhamit'le ilgili söyledi, tabii, ben bir toplamdan çıkartıyorum bunu. Çünkü "Abdülhamit müstebit." dedi. Ne demek? İstibdatçı demektir yani baskıcı demektir, biz Abdülhamit'i böyle biliriz. Şimdi, tedavüldeki anayasayı iki yıl sonra kaldırmış, anayasayı yazan kişiyi sürmüş, Parlamentoyu feshetmiş kişi elbette ki bizim açımızdan öyle çok da büyütülecek bir kişi değildir. Efendim, ıslahatçıymış, köprü, yol yapmış, demir yolu yapmış. O da tartışılır da velev ki yapmış olsa ne olacak?

ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - "Velev ki" yok, "velev ki" yok.

MURAT EMİR (Ankara) - Yani otuz üç yıl bu ülke Parlamentosuz kalmış. Şimdi, o gün ile bugün arasında paralelliği kendisi kuruyor, teşekkür ederim, çok güzel paralellik. Yani Abdülhamit'le bugünkü seçilecek Cumhurbaşkanı arasında paralelliği kendisi kuruyor, ben de Kanun-i Esasi'yle bugünkü arasında kuruyorum. İşte, bu, Kanun-i Esasi'den neredeyse farksızdır.

Teşekkür ederim.