KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, tamam, çok teşekkür ederim.

Şimdi, şöyle: Ben orada çoğunlukçuluk ile çoğulculuğu anlatmaya çalışıyordum. Demokrasi tarihinden, İkinci Dünya Savaşı'ndan çok temel örneklerle bunu yapıyordum ama siz çoğunlukçuluğu her şey zannettiğiniz için o arada sözüm kesildi. Tutanaklara bakılabilir.

Bakın, çoğunlukçuluk, çoğunluğun her şeye muktedir olduğu, her şeyi yapabildiği, hukukla, demokrasiyle ve demokratik kurumlarla sınırlı olmadığı rejimin adıdır. Max Weber bunu tarif etmiştir; çoğunlukçulukta hukuk devleti yoktur, bağımsız medya yoktur. Örneği nedir? İkinci Dünya Savaşı'dır. Çoğunlukçulukta ne olur? Çoğunlukçulukta azınlıkların hakları olmaz. Kimlerin olmaz? Ermenilerin olmaz, Yahudilerin olmaz, soykırım yapılır. İşte, Sayın Eseyan'ın bu konuyu gündeme getirmiş olması aslında ironiktir. Çoğunlukçuluk ile çoğulculuk arasındaki farkı biliyor olması gerekir. Ben o zaman da aynısını söyledim şimdi de aynısını söylüyorum: Elbette milletin verdiği karara saygılıyız ama toplumların her zaman en doğru kararı vereceğini söyleyen düşünce çoğunlukçuluktur. O çoğunlukçu düşünce işte insanları fırınlara göndermiştir, Ermenilere soykırım yapmıştır dünyanın her yerinde, dünyadaki örnekleri için söylüyorum, dünyadaki insan hakları ihlalleri için söylüyorum, anlatabiliyor muyum. Dolayısıyla, buradaki çoğunlukçuluk ile çoğulculuk farkının altını çiziyorum. Her şeyi "Millet bize bu yetkiyi verdi, biz sadece milletten oy alıyorsak haklıyız."dır düşüncesinin yanlışlığını ifade ettim. Bağımsız yargının ve Meclisin de denetleme görevinin olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Bu nedenle de bu sözü verdiğiniz için teşekkür ederim.