BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sayın Başkan, bakın, ben burada herhangi bir teklif metnindeki bir hükmün teklif metninden çıkarılması önergesi verilemez demiyorum, dikkat edin; buradaki önerge de metinden çıkarılması önergesi, buna da diyeceğimiz bir şey yok, böyle bir önerge verilebilir. Şimdi önümüze geldiği için görüyoruz. Demin bunları bile önümüze getirmeden oyladınız. Önce bir dağıtılır.

BAŞKAN - İstemediniz ki.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Önerge dağıtılır, "istemediniz" olmaz.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Usul şudur Sayın Başkan, hayır, bundan önce de önerge verdik, bakın, 1'inci maddede verildi önergeler, daha önceki başka teklif

lerde de. Usul şudur: Maddeyi okutursunuz...

BAŞKAN - Okuttuk.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Görüşmeye açarsınız...

BAŞKAN - Açtık.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Görüşme devam ederken maddeyle ilgili Komisyon üyeleri görüşürler, ondan sonra önerge verilir. Görüşme önce yapılır, ondan sonra "Bir önerge var." dersiniz, işleme alırsınız, o arada önergeyi Komisyon üyelerine dağıtırsınız. Siz böyle yapmadınız, siz "Teklif geri çekiliyor, geri çekildiği için görüşmeye gerek yok." dediniz. Biz de diyoruz ki: Geri çekilme diye bir usul yoktur, bir müessese olmaz. Üçte 1'in, 184 kişinin imzasıyla verilmesi anayasal olarak şarta bağlanmış bir şeyin 316'yla imzalanıp verildiyse 3 kişi "Geri çektim." diyemez ama Komisyon "Ben bunu buradan çıkardım." diyebilir. Verdiğiniz teklif de çıkarma teklifi ama yaptığınız usul buna uygun bir usul değil. Bizi bu maddede görüştürmeden bu nasıl olsa... Bu şu demek: "Yarın öbür maddeyi de çektik tekliften, çıkardık, onu da çıkardık." E o zaman niye geldik buraya? Hiçbirini konuşmadan... Yani şu hâle niye düştüğümüzü de, konuşmadan bunu niye kaçırarak yapıyorsunuz, bunu anlamıyorum.

Teşekkür ederim.