| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1703) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .05.2017 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Tekrar bu önemli Komisyonun üyesi olarak çalışmalarına katılmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Haddizatında ben bu Komisyona otuz yedi senedir geliyorum. Komisyon üyeliği de yaptım, bir dönem ara vermemize rağmen. Ama bu Komisyona milletvekili olarak geldiğim günden beri vergi affını -adına ne derseniz deyin- 2007'den beri bu olayı görüşüyoruz. 2011'de Komisyonu bıraktım, 2007'de geldiğim gibi yapılandırmayla devam ettik. 2017'de geldik, şimdi yine devam ediyoruz.
BAŞKAN - Ayağınız uğurlu gelmiş demek ki.
Buyurun.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Evet.
Bu arada herhâlde üç dört bakan, üç dört hükûmet değişti. Mali disiplin dendi, vergi reformu dendi, çok yoğun mali kural tartışmaları yaptık ama neticeyi müspet bir şekilde, çok müspet bir şekilde sonuçlamak mümkün olmadı. Hiçbirini yapılandırma mümkün olmadı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kaldı ki mali disiplin...
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Mali disipline de gelirim, fazla detaya girmek istemiyorum. Giderek ekonomiyi, mali sistemi kemiren bir kangren hâline geldi bu olay. Farkında mısınız bilmiyorum ama -biliyorsunuz mutlaka, farkında mısınız demem yakışık da almıyor- son bir yılda çıkan ikinci vergili yapılandırma. Af, yapılandırma olmadan vergi ödeyen, normal vergi ödeyen kalmayacak gibi bir olay. Alışkanlık hâline geldi, beklenti yaratıldı, vergi ödeme davranışları bozuldu. Bu uygulamalar vergi mükelleflerinin davranışlarını bozdu, vergi otoritesine güveni de kısmen zedeledi. Daha önceleri gerekirse kredi çekip piyasa faizlerinden borçlanıp vergisini ödeyen dürüst esnaf, iş adamı pişman ve zararda. Vergisini zamanında ödeyene son dönemde verdiğiniz teşvik yetersiz. Biz bunu Milliyetçi Hareket Partisi olarak önermiştik. Tabii bu, çok büyük mükelleflerden kaynaklanan ciddi vergi kaybı olmaması için belli bir tavanla sınırlandırıldı. Daha düşük mükellefleri içerecek şekilde ama böyle bir ödüllendirmeyi, dürüst mükellefi, vergisini düzenli ödeyen mükellefi ödüllendirecek bir düzenleme yapıldı ancak yetersiz. Vergisini zamanında ödemeyene sunduğunuz avantajlar daha yüksek. Âdeta hükûmet, vergiyi zamanında ödemeyeni teşvik eder hâle geldi. Bu tasarı -benim kaçırdığım olduysa özür diliyorum çünkü koptum biraz Komisyondan- en az 6'ncı yapılandırma tasarısı. Daha fazlası var sanıyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Daha fazla.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ama bundan önce her üç yılda bir, özellikle seçim öncesi gelirdi. AKP döneminde her üç yılda bir vergi barışı, varlık barışı gibi isimlerle vergi affı çıkarıldı. 2003 yılında 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu, 2008'de 5811 sayılı Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun, 2011 yılında 6111 sayılı Kanun ve 2014 yılında 6552 sayılı Kanun yürürlüğe konuldu. 2016 yılında da -sizler de bahsettiniz- 6736 sayılı Kanun. Şimdi, ilk iki kanun arasında beş yıl var. Sonraki iki kanun arasında üçer yıllık süre var. En son kanunlar -benim atladıklarımı da sayarsanız o daha sıkışık tabii- 2014 ve 2016, iki yıl arayla gelmiş. Bu tasarı ise bir yıl içinde görüşülen ikinci yapılandırma tasarısı. Bu belli ihtiyaçtan doğmuş ama demek ki bir yönetim zafiyeti mutlaka var.
Temmuz 2016'da 6736 sayılı Tasarı'da tahsilat sürerken süreler uzadı, kapsam değişti, üzerinden sekiz ay geçmeden yeni bir tasarıya ihtiyaç duyuldu ama o nedenden ama bu nedenden. Daha önceki kanunla taksitlendirilen alacaklar henüz tahsil edilmeden yeni bir kanuna ihtiyaç duyuldu. Henüz birçok alacaklar tahsil edilememesine rağmen yeni bir affa da ihtiyaç duyuldu.
Şimdi burada biraz düşünmek lazım, neden bu hâle geldik. Burada tabii, biraz önce bahsettiniz, yapısal önlemler, yapısal tedbirler. Bunlar alınamadığı için de biraz makroekonomik dengelerde problemlerin olduğunu siz de kabul ediyorsunuz, biz de ifade ediyoruz. Bunu bir şekilde ifade etmek mümkün ama makroekonomik dengelerde problem var. Gelecek biraz flu. Bu, gerek içerideki problemlerden kaynaklanıyor gerekse dünyadaki gelişmelerden kaynaklanıyor ama içeriden kaynaklananı ayırmak lazım. Mesela AKP hükûmetlerinin çok önemli olarak addettiği mali disiplin olayı vardı. Şimdi mali kuralı özellikle biliyorum, bizi çok zorladı o zaman Ali Babacan Bey Komisyonda. Mali kuralı getirdiğinde bırakmak zorunda kaldı. Şimdiki Sayın Başbakanla o zamanki Sanayi Bakanının bir yoğun taarruzu oldu, bırakmak zorunda kaldı. Hâlbuki Amerikan vatandaşları falan onu bekliyor diye de ifadesi vardı. Gördüğümüzde de takılıyoruz. Dış ticarette sıkıntı var. İthalat, ihracatta problem devam ediyor. Hatta AKP iktidara geldiğinden bugüne kadar baktığınız zaman makro anlamda dış ticaret dengesi açığı nereden bakarsanız 850 milyar dolar civarında veya üzerinde. Bu, Türkiye'nin bir yıllık millî gelirinden fazla, o hâle geliyor. Cari işlemler açığındaki problemler devam ediyor. İşsizlik çift digit, enflasyon çift digit, bunun farklı nedenleri oluyor, önce gıdaya dayandırıyor vesaire. Bazı sayın bakanlar -dostumuz da olmasına rağmen tenkit edelim- mesela domatese değer katıldığını ifade ediyor şimdi fiyat artışından dolayı. Böyle bir şey de söylenebiliyor. Belki biz yanlış anladık. Enflasyon çift digit. Mali sistemde problem var. Şimdi, bu mali disiplin konusunda da -zatıalinizin alanı, biliyorsunuz, bu özellikle ayın 7'si yayınlanan şey- hazinede nakit dengesine baktığınız zaman orada bir sıkıntının olduğu görülüyor. Sizin bürokrat bir geçmişiniz var. Tabii ki oradaki durumu kendiniz biliyorsunuz. Orada bir problem var, ama o nedenden, ama bu nedenden ama bu vakıa, bir şey var. Ama neticede bu hangi ayda...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Aynen gidecek diye bir şey yok.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Sayın Bakanım, bunların detayını tartışırız. Ben sadece genel şey yapacağım. Mali disiplinde bir sıkıntı var.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen sabır. Biz sizi müdahale etmeden dinlendik.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben teknik bir açıklama yapıyorum.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Esasen bu mevzuat, Sayın Bakanı, bürokrasinden bakanlık koltuğuna getirdi, bu işleri çözemedik. Biz komisyonu değiştirdik, gittik geldik, dördüncü dönem milletvekiliyiz, aynı şeyler devam ediyor. Dolayısıyla...
BAŞKAN - Hiçbir şey devam etmiyor, yani biz gayet iyi çözüyoruz. Sıkıntı yok.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Her şey çözüldü bu ay zaten.
Şimdi, buradan baktığımız zaman şöyle bir şeyi de söylemek mümkün. Hakikaten tasarruflar problemli gerçekten. Hani tenkit etmek amacıyla belki değil ama AKP döneminde fevkalade yüzde 23'lerden yüzde 13'lere kadar düştüğü oldu. Şimdi biraz daha belki yükseliyor ama orada büyük problem var. Yatırımların yapılabilmesi lazım. Özel sektör yatırımlarının aşağı yukarı son dört beş senedir yapıldığı bir alan yok. Bazı sektörlerde şeyimizi kaybediyoruz. Çevre ülkelere baktığımız zaman, orada siyasi istikrarsızlık bizim ticaretimizi de etkiliyor, oradaki problemler de devam ediyor.
Şimdi, benim rahmetli babam çok iyi bir maliyeciydi, 2013'te 92 yaşında vefat etti, 91 yaşına kadar ben onunla mevzuat tartıştım. Bir hafta gider mevzuatı bırakırdım, ertesi hafta tartışırdık. Çok güzel hikâyeleri vardır ama söylediği güzel bir şey: -Ben Planlamada da maliye çalıştığım için- "Emin oğlum, bu vatandaştan bir kere fedakârlık isteyin, bir daha da istemeyin, bu parça parça olmuyor." Şimdi, siz vatandaşın hakikaten sıkıntılı durumuna çare bulmaya çalışıyorsunuz. Ben şimdi sizi dinledikten sonra haksızlık mı ediyoruz diye düşünmeye başladım.
BAŞKAN - Sayın Ayhan, bayağı güzel konuşmaya başladınız.
Buyurun.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Çünkü bizim düşündüğümüz, bize intikal eden hususlara baktığınız zaman sizin söylediklerinizle örtüşmeli ama buradaki olaya baktığınız zaman bu hakikaten müptelalık belirtisi oldu mükellef açısından da, öyle de bir sıkıntı var, bunun çözülmesi lazım, bunun sonu felaket. Bugün belki kurtarırız ama yarını feda ediyoruz, vergi toplayamıyoruz, yatırım ve hizmet yapamaz hâle geliyoruz. Bu tür istisnai olması gereken düzenlemeler rutin hâline geliyor. Vergide zaten olmayan bir adaleti ne yapıyorsunuz, zedeliyorsunuz. Yapıcı olmak gerekirse ekonominin ihtiyacı af, yapılandırma değil, vergi reformudur. Bu düzeni adaletsiz ve yanlış. Söylediğiniz gibi, bunun gelmesi lazım. Hazırlıklarınızın olduğunu biliyoruz. Konjonktür müsaade etmedi, vergiyle ilgili düzenlemeleri getiremiyorsunuz ama bu tür şeylere de bakmak lazım. Belki vergi belli kesimlerin ve harcamaların üzerinde yoğunlaşıyor, kayıt dışılık önlenememiş, yüksek vergiler kayıt dışılık ve kaçağı artırmış, her ne kadar "Azalttık." da deseniz sıkıntı var.
Şimdi, bütçe dengesi bozuluyor, vergi tahsilatı problemli; bunları zaten söyledim. Kanunda da, teklifte de daha doğrusu belki espri babından kabul etmek lazım ama parti grubu ile Hükûmet arasında senkronizasyon iyi ama pek de örtüşmüyor. Yani burada tamamlamaya çalışıyoruz ama sizin getirdiğiniz tasarıyla... Daha önce de aynı şeyler olurdu. AKP Grubundan Komisyon üyesi arkadaşların önergeler okunduğunda, oraya benim attığım imzada, ok çıkarıp "'Ve' kelimesi yoktu." dediklerini, buradan zıplayıp söylediklerini bilirim ben isim isim. Dolayısıyla bu gelecektir. Ne kadar beklerseniz o kadar yoğun bir şekilde size talep geleceğini düşünüyorum.
Şimdi, burada vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeden çözülmesini arzu ediyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Vergi incelemesinde olan konuların, gerekçelerden alıyorum. Ben yanılıyorsam söyleyin lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizimkiler yanlış yaptıysa vahim yani.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Vallahi bilmiyorum, bendeyse özür dilerim peşinen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Geçmişi tanımlıyor.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ama var orada yani netice olarak. İhtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, tabii kavga ederek yapmayacağız bunu, neticede bir sulh yolu olacak. Özel sektörün kamuya olan borç yükünün taksitlendirilmesi, bunları vatandaşın, şimdi, iş, yatırım kararlarında müteşebbislerin daha iyi odaklanması için yaptığınızı söylüyorsunuz. Bunun birbiriyle örtüştüğünü söylemek mümkün değil. Hakikaten insanlar borcunu da bilsin, yatırım yapsın. Borcu olan adamın da, zaten o durumda olan bir adamın yatırım yapması mümkün değil. Peki, neden bunlar? "Yatırımın artırarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararların desteklenmesi." diyorsunuz. Bu neyle yapıldı? 3/8/2016 tarihli 6736 sayılı Kanun'la. Adı ne? Bazı alacakların yeniden yapılandırılması. Ayrıca, vergilendirmede öngörülebilirliği artırmak istiyorsunuz? Neden? Geçmiş vergilendirme dönemleriyle ilgili olası risklerin kaldırılması için, matrah artırımıyla ilgili olası risklerin kaldırılması için matrah artırma imkânı getiriyorsunuz. Şimdi burada belki espriyle de söylemek lazım. Siz işletme kayıtları ile fiilî işletme kayıtlarını veya fiilî durumu işletme kayıtlarıyla örtüştürmeye çalıştırıyorsunuz. Burada yapılan belki, bu, insanlar ödeyemiyorsa o fiilî durumu, ödeyememe durumunu, onu birbiriyle eşleştirmeye çalışıyorsunuz. Neden? Mükellef ödeyemiyor, onun için. Ekonomide kayıtların fiilî duruma normal şartlarda adapte olması biraz zor gözüküyor. Bu olay vatandaşı da mutlaka ilgilendiriyor ama idareyi de biraz rahatlatacak.
Ben fazla uzatmayacağım ama bir hatıramla bitirmek istiyorum izninizle, bize bu kadar şeyi gösterdiniz Sayın Başkanım.
Biraz önce burada Kalkınma Bakanlığından bir arkadaşla tanıştım, genç, yeni başlamış. Hangi işle uğraşıyorsunuz? "Bütçe, kamu maliyesi." dedi. Tam benim Planlamada başladığım işti. Ben o günlerde, bir de genç olmanın verdiği bir şey, vergi mevzuatına tek başıma yüklendim. İsmini vermekte beis yok, bizim Mustafa Dönmez diye Fransa'da doktora çalışması yapan bir arkadaşımız vardı, şöyle bir şey söyledi: "Haluk, sen ne yapıyorsun, bu vergi mevzuatını ezberliyorsun?" Maliye müfettişi değilsin, hesap uzmanı değilsin, Maliyede on binlerce adam çalışıyor, sen bunu ne yapacaksın?" Şimdi burada tabii ki üstatlar var, Cumhuriyet Halk Partisindeki arkadaşlar teftişten geliyorlar. Burada da ona karşılık mevzuatın içinde, bilen, çok yoğun bir şekilde bu işi yaşayan, hazırlayan arkadaşlarımız var. Dolayısıyla bizim atladığımız çok şey olabilir. Onlardan mümkün olduğunca yararlanmayı arzu ediyoruz. Bizi ne kadar fazla bilgilendirirlerse o kadar çok seviniriz.
Ben teşekkür ediyorum. Komisyona saygılar sunuyorum. İnşallah bu tasarı da memleket için hayırlı olur diyorum. Dilimin çok değiştiğini siz zaten ifade ettiniz, teşekkür ediyorum, sağ olun.