Ya, milletvekilleri eleştirecek Sayın Bakanım, her sefer öfkeleniyorsunuz, kızıyorsunuz, bağırıyorsunuz çağırıyorsunuz. Bu doğru bir şey değil, bunu ifade etmek isterim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Bekaroğlu, bunu daha önce de yaptınız, bu tavrınızı kabul etmiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Edin etmeyin ama durum bu.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır ama şöyle: Yani, siz bunu kendinize hak olarak görüyorsunuz. Ne zaman nasıl davranacağıma ben karar veririm; bir. Kimseye herhangi bir şekilde bağırdığım çağırdığım yok. Bana eleştiri getiren milletvekilimiz hangi tonda konuştuysa ben de aynı tonda konuştum. Ayrıca, Sayın Paylan'la birlikte karşılıklı fikir farklılıklarımız olabilir, konuşuruz, tartışırız, bunlarda bir sorun yok ama bir başka milletvekilinin kalkıp da biraz önceki konuşma üzerinden böyle bir başka tavırla ahkâm kesmesini de kabul etmem, kusura bakmayın.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, ahkâmı hep siz keseceksiniz, öyle diyorsunuz yani.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, öyle demiyorum, siz de ahkâm kesmeyin, ben de ahkâm kesmeyeyim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle anlaşılıyor ki önce bu Meclisten muhalefet milletvekillerini, sonra da iktidar milletvekillerini çıkaracaksınız.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Demagoji yapmayın.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Demagoji siz yapıyorsunuz Sayın Bakanım, baştan beri demagoji yapıyorsunuz ve bir bakana yakışmıyor bunlar.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kusura bakmayın, siz milletvekili olarak bu tür laflar edemezsiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, siz istediğiniz lafları edeceksiniz kimse bir şey söylemeyecek!

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Etmiyorum, ben size o şekilde... Şu söylediğiniz tavırda, şu ana kadar şu gösterdiğiniz tavırda ben size bir tavır...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Herkese haddini bildireceksiniz!

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ya, kusura bakmayın, kimseye had bildirme durumunda değilim, böyle bir terbiyesizlik de yapmam.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne yapıyorsunuz peki, ne yapıyorsunuz ki?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama kusura bakmayın. Ya, biraz önce biz milletvekilimizle karşılıklı görüştük. Tamam, kendi aramızdaki bir tartışmadır. Benim Sayın Vekilime saygım var, görüş ayrılığım olsa dahi çıkar kucaklaşırım. Yine konuşuyorum, hiçbir sorun yok.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bak, ne güzel bir noktaya geldiniz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama kalkıp da biraz önce milletvekilimizle yaptığımız konuşma üzerinden siz bir milletvekili olarak bir değerlendirmede bulunmayın. Bırakın, kendi aramızda konuşmuşuz. Siz ne karışıyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İyi bir noktaya geldiniz. Bence biraz evvelki diyaloğun görüntülerini alın, bir daha inceleyin. Ne yaptığınızı siz görün ve siz karar verin.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz bırakın onu ben değerlendireyim, vekilim değerlendirsin, herkes değerlendirsin. Siz analist misiniz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, analistim Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gidin televizyon ekranlarında yapın analizinizi.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, bunu burada noktalayalım isterseniz, karşılıklı şey olmasın.

Madde üzerindeki görüşlerinizi ben almak istiyorum, rica ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Vallahi korka korka konuşacağım.

BAŞKAN - Estağfurullah.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nerede çıkacak bağıracak, korkuyorum yani! Sopa elinde nasıl olsa!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, değerli arkadaşlarım, biraz evvel de ifade edildi, daha önce ağustos ayında çıkarılan 6736 sayılı Kanun'u yeniden çıkarıyoruz. Anlaşılan şey bu. Bu Hükûmet, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri zamanında da belki defalarca buna benzer yasalar çıkarıldı, borçlar, devlet alacakları yapılandırıldı. Şimdi yeni bir tanesini daha yapıyoruz. Tabii, herkesin aklına, dolayısıyla borçluların aklına da şöyle bir şey geliyor: Tekrar bu yapılandırmalar olacak mı? Tekrar bu aflar çıkacak mı?

Bana sordu bir yakınım muhasebeci: "Ne diyorsunuz? Tekrar böyle şeyler olacak mı? Bu hep böyle devam edecek mi?" diye sordu. Ona da müşterileri soruyormuş. Ben -yanılmış da olabilirim- "Herhâlde bundan sonra çıkmayacak. Bu kanuna bir madde ekliyorlar ve burada bundan sonra Meclis, Plan ve Bütçe Komisyonu filan devre dışı kalacak. Bakanlık, Hükûmet, belli şartları uyan mükelleflerin borçlarını yapılandıracak, erteleyecek, affedecek." filan dedim. Herhâlde yanlış bir şey söylemedim. Bundan sonra bu şekilde yapılandırmalar olmayacak herhâlde. Bunu soru olarak da yöneltiyorum Sayın Bakana.

Başka bir şey daha: Yine çok dikkatle konuşuyorum bir yanlışlık yapmayayım diye. Daha evvel yapılan yapılandırmalarda toplanan paraların ne kadarı toplandı, ne kadarı toplanamadı, bunlarla ilgili bilgi verdiler. Kendisine önceki komisyon toplantılarında bu daha önceki yapılandırmada "varlık barışı" diye geçen maddeler çerçevesinde Türkiye'ye ne kadar para geldiğini sormuştum, bunu bir soru önergesiyle de Sayın Bakana yönelttim. Yurt dışından değişik vesilelerle ne kadar para geldi, bu paralar Türkiye'de ne kadar kaldı, ne kadarı geri gitti, bunları tespit etmek mümkün mü? Bu konuda Komisyonu bilgilendirmesi mümkün mü?

Başka bir şey daha: Hükûmet, özellikle bu dönemde, 1 Kasım seçimlerinden bu tarafa tıkanan ekonomiyi canlandırmak için çoğu Plan ve Bütçe Komisyonundan geçen çok sayıda kanun çıkardı, düzenleme yaptı, teşvikler çıkardı, cumhuriyet tarihinde görülmemiş teşvikler çıkardı ama buna rağmen, aylar geçmiş olmasına rağmen ekonomide bir kımıldanma görünmüyor, işte, işsizlikte bir azalma görünmüyor, tam tersi, enflasyon da artıyor. Ama Hükûmet, bütün bunlar, bu rakamlar açık, ortada olmasına rağmen herhangi bir düzenlemeyi de -ciddi bir düzenleme yani bu işi kökten çözecek, hani öteden beri hep yapısal tedbirler filan dedikleri- tedbirleri de getirmiyor. Tabii, daha sonra gelecek, göreceğiz ama Sayın Başbakanın da, Bakan arkadaşlarımızın bir kısmının da açıkladığı yeni ekonomik tedbirlerle ilgili yeni paketler geleceği basında konuşuluyor, tartışılıyor. Bu paketler şu anda konuştuğumuz vergi erteleme gibi, daha evvel çıkarmış olduğumuz birtakım teşvikler gibi palyatif mi olacak, yoksa gerçekten yapısal tedbirler alınacak mı? Bunu da Sayın Bakana sormak istiyorum.

Bir başka sorum da son iki ay içinde, belki de bir ay içinde yoğun bir şekilde içeriden dolar alındığına dair analistler -analist kelimesini Sayın Bakan takmasın- yorumlar yapıyorlar, dışarıdan döviz gelmesine rağmen içeriden dövize müthiş bir talep var, para alıyorlar ve döviz mevduatı miktarı da giderek artıyor. Şöyle yorumlar da yapıldı: Bu "teşvik" filan diye verilen paralar aslında o düzenlemelerin amacına uygun olarak kullanılmadı, bu paralarla da döviz alındı şeklinde yorumlar var. Bunların tespit edilmesi imkânı var mı? O verilen teşviklerin şartları var, o şartlara uyup uymadıklarına dair herhangi bir izleme imkânımız var mı ve bunlar ne durumda?

Teşekkür ederim.