MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, şunu ifade etmek istiyorum da kayıtlara geçsin: Evet, bu madde hazırlanırken Sayın Bakanın ve bürokrat arkadaşın açıklamalarından böyle bir şey anladım: "Devletin, hazinenin, milletin malına gelmiş, birileri oturmuş, işte uzun süre kullanmışlar, halledilememiş."

BAŞKAN - Ha, bu güzel bir üslup, evet.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi biz bunu düzeltmeye çalışıyoruz ama bu mantıkla düzeltmeye çalışıyorlar. Böyle değil. Bu insanlar bu işin bedelini ödemiş. Kimisi kanla ödemiş, Balkanlarda kalmış ailesi, kimisi Kafkaslarda kalmış, kimisi Dersim olaylarında buraya gelmiş, iskân edilmişler. Herkes bedelini ödemiş bunun. Bu insanlar burada. Şu anda bu problem çözülememişse bunun sorumlusu bu insanlar değil. Bunların bedeli ödenmiş aslında. Dolayısıyla, bu mantıkla yaklaşılırsa daha kolay bir şekilde çözülebilir. O zaman bu insanların hakkı hukuku dikkate alınır. Belki de bilabedel bunu yapmak lazım. En hakkaniyetli olan da budur. Bunun kayıtlara geçmesini istedim.

BAŞKAN - Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konuşmayacağız burada, çünkü Sayın Beyefendi kızıyor. Devletin bakanı kızıyor. Plan Bütçe Komisyonu olmayacak, kimse konuşmayacak. Milletvekillerinin söz hakkı yok. Niye? Sayın Bakanın morali bozuk. Böyle saçmalık olur mu arkadaşlar ya?