OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Hem Cumhuriyet Halk Partisi milletvekiliyim hem bir akademisyenim, doçentim hem de tarımcıyım, iki tarafta da konuşabilirim ama Mustafa Hocamın bahsettiği gibi ben isterdim ki "Yeni zeytin ağaçları dikilecek." diye bir üretim reform paketi yapılsın. Siz var olan zeytinlikleri talan etmek üzerine bir madde koymuşsunuz, bir de kurul oluşturmuşsunuz. Toprak Koruma Kurulu zaten var. Bu kurulda çok ciddi çalışmalar var, mahkemeler açılabiliyor bazı kurumlar açısından ama bu mahkemeleri açacak kurumların çoğu şu anda açamıyor. Bir tek Ziraat Mühendisleri Odası neredeyse bu konuda savaşıyor. Zeytincilik Koruma Kurulunda Ziraat Mühendisleri Odası da yok, inceledim ben maddeyi. Ben de aynen, bu maddelerin komple buradan kaldırılmasını... Çünkü bu bir torba yasa. İncelediğimizde, baktığımızda anne sütünden sonra en sağlıklı ürün zeytin ve zeytinyağıdır. Siz zeytin üretimini artırma yerine zeytin üretimini köreltmeyi planlıyorsunuz. Türkiye, çok stratejik bir coğrafyada, Akdeniz coğrafyasında, dünyaya zeytinyağı ihraç edebilecek bir potansiyeldeyken biz kendi insanımıza zeytinyağı tükettiremiyoruz. Sağlıklı bir ürünün tüketim miktarlarına baktığımızda çok az olduğunu görüyoruz. Zeytin, aynı zamanda zeytin dalı uzatmaktır, barıştır, kardeşliktir. Bunları bizim çoğaltmamız gerekirken, koruma altına almamız gerekirken... İşte "15 tane zeytin ağacı yoksa orası zeytinlik değildir." 100 yaşında, 150 yaşında zeytin ağaçları var. Bunlar koruma altına... Ama tabii ne var? Karşıda güzel bir deniz var, bir sahil var. "O ağaçları keselim, orasını ranta açalım." Yıllardır maalesef yapılan budur. Bu maddelerin komple -zaten 6 defa gelmişti bu, biliyorum, bu 7'nciye geliyor- çıkarılması... Ama bu mantıkla gidersek siz 8'e 9'a da getireceksiniz, biz de aynı şekilde muhalefetimizi koyacağız. Türkiye'nin zeytinde dünyada söz sahibi olması için yeni zeytinlikleri... Ama bunları tabii planlayarak, hem üretimini planlayarak hem tüketimini planlayarak hem ihracatını planlayarak madem üretimde bir reform yapıyoruz hem de bir planlama yapalım, Hükûmetiniz zaten üniversiteleri planlayamadı.

Yüksekokulda da bir müdürlük yaptım, Sayın Mustafa Bey'e de aynen katılıyorum, staj çok önemlidir ve bir dönemin kesinlikle sanayide ya da bir kurumda yapılması da gereklidir. Altı yıl bir yüksekokulda müdürlük yaptım, özellikle teknik alanlarda staj yapan öğrenciler bir kurumda çalışıyorlarsa, bir fabrikada çalışıyorlarsa çok başarılı da oluyorlar. Bunun öğretim süresine değil de ekstra bir süre de konulmasında fayda vardır yani alabileceği dersler vardır ileride önüne de çıkabilir bunlar. Önemli olan çok sayıda üniversite açmak değil onları kalite açısından donatmaktır. Bir öğretim üyesi o kadar kolay yetişmiyor. Dolayısıyla o öğretim üyesinin bir kütüphaneye ihtiyacı var, dünyayı dolaşmaya, gezmeye, görgüsünü artırmaya, kongrelere katılmaya ihtiyacı var. Madem reform yapacağız, onların desteklerini, katkılarını artıralım.

Aynı zamanda Lezgin Bey'e de katılıyorum, 50/d bir faciadır. Bu kadroda görev yapan bir araştırma görevlisinin 35 yaşına geldiğinde iş akdinin feshedilmesi bunun bilim yapamamasına da neden olmaktadır, bu sorunu da çözmek zorundayız.

Aynı zamanda ÖYP'liler vardı, onlarla ilgili de neler yapıldı, neler yapılmadı tam bilmiyorum ama bu FETÖ davasından artık kurtarmak lazım üniversiteleri. Yani kim sınavlarda başarılı olduysa liyakate bakarak... Tabii ki terörle bulaşıklığı varsa bu temizlenmeli ama en iyilerini aldığımız bu ÖYP'li akademisyenlerin de üniversitelere katkı sağlaması lazım. Yani bunun yeniden dikkatli bir şekilde ayrılarak -özellikle zeytin alanlarını korumak için geldim ben buraya- yapmamız gerekli diye düşünüyorum, şimdilik teşekkür ediyorum.