| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2014 |
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Başkanım, değerli milletvekilleri; daha önce alt komisyon olarak biz Kilis konteyner kent, Kahramanmaraş çadır kentleri de ziyaret ettik; en son yapılan, Midyat'a gitmedim ama Viranşehir ve Suruç'taki o kampları ve sınırdaki incelemelerde, Suruç Devlet Hastanesindeki incelemelerde beraberdik, arkadaşlarla beraber. Gerçekten şundan mutluluk duydum ben: Devlet olarak gerekli her türlü yardımı yapmışız. Millet olarak da, bölge halkı olarak da olaya sahip çıkmışız. Gerçekten, bu bizim açımızdan son derece önemli ve mutluluk verici. Bundan dolayı mutluluk duydum ben şahsen.
Sağlık hizmetleriyle ilgili konuşmak istiyorum: Daha önceki kamp ziyaretlerimizde de gördük, kamplarda bizim sağlık hizmetleri ücretsiz verilir. Orada yapılamayan ameliyatlar, ileri derecede müdahale gerekiyorsa da hastanelere gidilir ve orada ücretsiz olarak yapılır. Bu ücretle ilgili, tabii, daha önce bizim hastanelerimizde performansa dayalı ücretlendirme sistemi getirildi ki; bir, hekimlerin hastaya olan ilgisini artıralım; ikincisi de hekimlerimiz artı bir ücret alsınlar. Daha önce yaşanan sıkıntılar ülkemizde malum, bıçak parası vardı, hekim yeteri kadar ücret alamadığı için kendine bir hak iddia ediyordu, bıçak parası alıyordu veya ben sağlık müdürlüğü yapmış, on yedi yıl hekimlik yapmış, dört yıl da başhekimlik yapmış bir insanım; doktor odasında otururduk, polikliniğe hekim arkadaşlarımız gitmekte nazlanırdı. Ama ne zaman ki performans uygulaması geldi, Allah'a şükürler olsun, polikliniklerde hızla muayene olunmaya başlandı, insanlar ameliyat olmaya başladı. Dolayısıyla, bu bağlamda düşünmek lazım diye düşünüyorum.
Bu, Kemal Bey'in ateş hattında müdahaleyle ilgili... Şimdi, sağlık personelini bizim böyle bir şeye zorlamaya yetkimiz yok. Mesela bir depremde bile enkazın altına sokma yetkimiz yok aslında. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı, benim de sağlık müdürlüğü yaptığım dönemde UMKE'yi kurdu. Çünkü gönüllülük esastır burada. Enkazın altına soktun veya ateş hattına doktoru, hemşireyi gönderdin, öldü orada; ne olacak o? Bir daha hizmet etme şansı yok, onun ailesi var, tazminatı var. Dolayısıyla, burada gönüllülük esas aslında. Yani UMKE'nin kuruluş amacı da bu aslında. Keşke UMKE gidip orada da çalışsaydı. Yani onlar gönüllü oldukları için istedikleri takdirde karşı tarafa gitme, enkaza girme, ateş hattına gitme hakları var. Keşke öyle bir düzenleme yapılsaydı, bence iyi olurdu.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Türkiye gerçekten, Allah'a şükürler olsun, Kürt, Türk, Arap, Ezidi, Türkmen ayırt etmeden herkese yardım etti. Burada sadece şunu söylemek istiyorum ben: Ben Midyat'a gitmedim de Midyat'a giden arkadaşlar dedi ki: "Midyat'taki Ezidiler Birleşmiş Milletlerle görüşmek istedi ve en yakın bir Avrupa ülkesine geçmek istiyorlar." Bu Ezidiler zannediyor ki... İşte, Avrupa kapılarını niye açmıyor? Bunlar Müslüman. Kürt'ü de, Türk'ü de, işte... Biz gayrimüslim olduğumuz için bizi hemen kabul eder zannediyor. Ya, Batı'nın böyle bir derdi yok ki. Bu Batı'nın ne kadar ayrımcı olduğunu gösteriyor aslında ve bu taleplerine rağmen, daha Birleşmiş Milletler Ezidilerin kamplarına gitmemiş Başkanım. Onların ne kadar ayrımcı olduğunun, bizim de ne kadar kuşatıcı olduğumuzun bir göstergesi. Tutanaklara geçmesi açısından söyledim, teşekkür ederim.