CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ben sizi dinlediğim zaman, gerçekten içim ferahlıyor. Çok güzel, böyle her şey inanılmaz, gelen notlar filan gayet...

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - O zaman tenkit etmeyeceksin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yo, daha iyi olması için söylesin, hiç rahatsız olmam.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Yani bürokratlarınız size bir yanıt ulaştırıyor, çok güzel, hemen her şey yolunda gibi.

Bakın, elimde resmî belgesi var. Sizin, biraz önce... Uludağ Üniversitesi, resmî belge, buyurun çıktısını göndereyim.

Diyor ki: "Orada alkol satışını durdur, yoksa akdine son vereceğim." Durdurursan hiçbir sorun yok. Yani size hep böyle farklı şeyler aktarılıyor. Mesela mahkeme kararları...

BAŞKAN - Peki...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Nitekim, geçen dönemde Sayın Müsteşarla da öyle bir tartışmamız oldu. Yani "Bütün kararlar uygulanıyor." diyorsunuz, uygulanmıyor efendim. Yani şöyle: Ya siz başka bir bakanlıktasınız ya da biz başka bir ülkedeyiz. Yani bu yaşananlar ne?

Örneğin diyorsunuz ki: "Hiçbir engel yok." Ben akademiyi geçtim, İzmir Millî Eğitim Müdür Yardımcısı -ben isim söylüyorum size, net söylüyorum- o öğretmene, sizin konuştuğunuz öğretmene özel lisede çalışma izni vermedi. Bakın, özel lisede...

BAŞKAN - Peki, Ceyhun Bey, tamam...

Sayın Bakanımız birkaç cümleyle cevap versin.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hayır, bir dakika, bir şey soracağım Sayın Bakan.

Bunlar hangi bakanlıkta çalışıyor ya da niye sizin bu iyi niyetiniz veya sözleriniz kullanılmıyor?

Mesela Bursa Millî Eğitim Müdürü. Görevden aldınız mı almadınız mı? Aldıysanız şu an duran arkadaş kim? Almadıysanız alan kim? Bu kadar net.

BAŞKAN - Peki.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Çünkü gazetelerde, bakın