KOMİSYON KONUŞMASI

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ben öncelikle Yusuf Bey'e teşekkür ederim.

Bu TEOG meselesi konusunda haklı. Bu mesele anlaşılamıyor yani kamuoyunda ve sınav gibi algıladığımız için öyle oluyor. Bu, şöyle düşünün, lise ve ortaokul düzeyinde 5 bin kişinin 10 puan aldığını düşünün, öyle algılamak lazım. Ben bu konuda Millî Eğitim Bakanlığının... Bu süreci destekliyorum, daha önce de beni gazeteden, bir yerden aramışlardı ilk başlarken, şöyle demiştim: Bu TEOG sınavını aslında kaldırmanın da -yani belki adını değiştirmekte fayda var çünkü bir karmaşa yaratıyor- tek yolu bu. Aslında, bir miktar da çocukları ulusal boyutta standardize etmenin ve eğitimi bir çizgiye toplamanın da bir yolu bu ama en önemlisi çocukları öğretmenlerin kişiliğine, ahlakına, görgüsüne, bilgisine tamamen terk etmemenin yolu da bu. Çünkü hepsi aynı nitelikte değil. O yüzden, bir elin yani yılda bir ya da iki sınavla bütün öğretmenleri de... Çünkü aynı zamanda bu öğrencilerin denetimi değil ki, bu aynı zamanda öğretmenin de denetimi. Hani sen ne öğretiyorsun? Çünkü öğretmen o zaman merkezden gelecek sorular nedeniyle belli bir disiplini, belli bir dersi vermek zorunda kalacak çünkü veli onu sorgulayacak, diyecek ki: "Benim çocuk niye... Hani öbürü..." Çünkü öbür türlü okullar kendilerine göre, öğretmenler kendilerine göre öğrencilerine iltimas sağlayabilir. Hatta bu sayının zaman içinde yılda 4 sınava çıkıp sadece, 2'si merkezî, 2'si yerel sınava... Hani öğretmeni de çok dışlamayan bir yöne dönmesinde fayda var.

O yüzden ben kutluyorum. Yalnız Hocam, bir saniye, Bakırçay açıldı, önemli.

Ben, buradan, iktidar partisindeki milletvekili arkadaşlarımıza, özellikle Eğitim Komisyonunda Ertan Bey o gün Meclisteydi, gördüm, hatırlıyorum; Burhanettin Bey de. İzmir Demokrasi Üniversitesi ve Bakırçay kurulurken Sayın Müsteşar da oradaydı, Komisyondaki arkadaşlara şu sözü verdi, hatırlayın konuşmaları. "Bu üniversitelere, İzmir'de kapatılan, yerine kurduğunuz üniversitelerin öğretim üyeleri, personeli hem deneyimli insanlar, hani öğrenci işlerine ve yazı işlerine, onlar öncelikli alınacak." dedi. Siz bu sözü verdiniz. Hatta yazalım dedik. "Olur mu, sözümüz söz, AK PARTİ sözü." dediniz. Ben o sözün tutulmasını bekliyorum. Çünkü o personel, okutman, öğretim üyesi arkadaşlara öncelik tanınmıyor, kapı dışarı ediliyor, randevu bile verilmiyor. Yani lütfen bu sözünüzü tutun.