KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Öncelikle hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

Benim bir önerim var: bu sürekli konuşma süresiyle ilgili olarak yapılan tartışmalara. Herkes, tabii, fiziksel olarak yoruluyor da, saatlerdir buradayız, buradan ayrıldığımızda da dün gece saat 3'tü, sabah da 2'de tekrar başladık. Şimdi bence iktidar partisi mensupları buradaki milletvekili sayısı kadar birer metin hazırlasın, biz onları okuyalım, gidelim. Yani konuşma tam olarak kaldırılsın, okuma dönemine geçelim, işi bitirin. Ne siz stres olun, ne biz stres olalım, bu iş böyle bitsin. Zaten...

BAŞKAN - Bunu bir teklif olarak sunun, Komisyonda değerlendirelim.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir müsaade edin Sayın Başkan, bitireyim ben. Değerlendirirsiniz tabii böyle faşistçe şeyleri.

BAŞKAN - Teklif olarak sunun, biz Komisyonda değerlendirelim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Faşistçe bir teklif yapıyorsunuz, faşistçe diyorsunuz. Faşistin kendisi faşist teklif yapar.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir müsaade edin.

BAŞKAN - Sayın Yedekci Başkanlık Divanını muhatap alın, devam edin lütfen.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - O da zaten muhatap değil mi Sayın Başkan? Madem muhatabımız değil, niye sürekli bize o cevap veriyor?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bana talimat verme! Bana ne yapacağımı söyleme!

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sizin Başkanınız söylüyor!

BAŞKAN - Sayın Yedekci lütfen Başkanlık Divanını muhatap alarak konuşun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Faşistçe teklifte bulunuyorsun, faşistçe bir teklifte bulunuyorsun, bana atıf yapma!

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Size atıf da yapmıyorum. Siz ilk imza sahibiyseniz eğer cevap veriyorum diyorum.

BAŞKAN - Sayın Yedekci bu teklifinizi bağımsız yapabilirsiniz.

Buyurun.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir müsaade ederseniz ben bitireyim.

BAŞKAN - Evet, buyurun.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Benim önerim bu. Eğer gerçekten susan, hiç konuşmayan ve sadece sizin söylediğiniz metinleri kabul edecek bir Meclis istiyorsanız böyle bir çalışma yapınız. Zaten kapalı, nefes alınmayan bir atmosferde milletvekilleri. Eğer havanın karardığını da az önce pencerelerin önündeki jaluziler açılınca fark ettik ve neyin, neden yapıldığı da belli değil. Muhalefet milletvekilleri burada konuşuyor ama söylediğimiz, saatlerce yaptığımız bu konuşmalar sizin getirdiğiniz taslak metinde tek bir kelimeyi bile değiştirebildi mi? Öyle bir ihtimal var mı? Bir tane kelimenin yerini değiştirebilmek, bırakın kendisini çıkarmayı, yerini değiştirebilmemiz mümkün mü? Ama biz sadece vicdanınıza seslenmeye çalışıyoruz. Yani eğer sizin...

BAŞKAN - Sayın Yedekci, toparlar mısınız.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Eğer sizin vicdanınızı...

BAŞKAN - Sayın Yedekci...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - İsterseniz böyle karşılıklı konuşalım Sayın Başkan.

Yani sonuç itibarıyla, söyleyeceğimiz şey şu ki: Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, HDP olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, şu anda belki sizinle beraberler ama, muhalefet ne söylerse söylesin sizin yapmak istediğiniz şey belli, siz sadece teorik olarak bir şey yapıyorsunuz. Bu sizin işiniz. Evet, Komisyon toplanacak, muhalefetten milletvekilleri gelecek, bir şeyler söyleyecek ve gidecekler. Onun dışında herhangi bir hareket, herhangi bir aksiyon söz konusu değil. Mesela bu getirilen madde çok ilginç bir madde, yani silah kısmını bir tarafta tutuyorum çünkü şöyle garip bir anekdotu ben kendim yaşadım. Ben silaha ve silahlanmaya karşı da bir insanım. Yemekhaneye iniyoruz, sadece milletvekillerinin yemek yediği bölüme gidiyoruz ve taramalı tüfeklerle -o tüfeklerin adını ben bilmiyorum, adı her neyse- bir sürü insan var orada. Yemekhaneye gireceğiz, nedir bu dedik. "Efendim, içeride bakanlar var, biz de korumalarıyız." dediler. Şimdi, milletvekilleri için bu önlemi alıyorsunuz, korumalar için bir önlem alacak mısınız? Silahlar, tamam, milletvekilleriyle birlikte giremeyecek, korumalarla birlikte girecek olan silahlarla ilgili nasıl bir önlem alacaksınız? Onu mesela bu soru olsun Sayın Başkan, bunun cevabını lütfen verin.

Bir de bu çizimlerle ilgili bir şey söylemek isterim.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen toparlayın.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bismillah, daha yeni başladık Başkan.

BAŞKAN - Peki, Sayın Yedekci, devam edin, devam edin o zaman.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Çizimlerle ilgili bir şey söylemek isterim. Mesela, saatlerce konuşabileceğiniz bir konuyla ilgili bir çizim, bir tablo, bir grafik, bir karikatür, beş saniyede, on saniyede size bunu anlatamaz mı? Anlatabilir değil mi? Niçin bunu göstermek suç olsun? Ya da iki kelimelik bir pankartla sayfalarca anlatacağınız şeyin özetini anlatabilirsiniz. Niye bunu suç şekline getiriyorsunuz? Bir de işin garibi, siz bunu parayla cezalandırıyorsunuz. Ben bir düşüncenin, bir anlayışın yansıması olarak görüyorum. Her şeyi para olarak görüyorsunuz, dağı, taşı, ormanı, insanı, şimdi de milletvekilini...

BAŞKAN - Sayın Yedekci, bu görüşmeler devam edecek daha.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani bu teklifi biz de kabul ettik diyoruz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Yanlış teklif etmiş kim teklif ettiyse.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, bu görüşmeler devam edecek daha. Lütfen toparlayın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Oğuz Oyan.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Şimdi, ben müsaade ederseniz konuşayım devam etsin ama başkan sürekli araya giriyor.

BAŞKAN - Müsaade ediyorum ama Sayın Yedekci...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Beni değil, Yedekci değil, Elitaş demeniz lazım Sayın Başkan. Ben konuşurken müdahale eden Elitaş, sizin Elitaş demeniz lazım.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen toparlar mısınız.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Elitaş'a da söylerseniz müdahale etmese...

BAŞKAN - Ben bunun böyle olacağını biliyordum ama iyi niyetli bir şekilde müzakereler devam ediyor.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Vallahi, zaten en kötüsü bu, yönetimlerin iyi niyete bırakılması. Kimsenin iyi niyetine ihtiyaç olmamalı.

BAŞKAN - Peki, o zaman gelin siz oturun, buyurun.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Milletvekilleri konuşabilmeli.

BAŞKAN - Konuşmalı.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - En azından İç Tüzük değişmeden iki cümle söyleyebilmeliyiz, belki etkilenir burada da bir değişiklik yaparsınız Sayın Başkan, olabilir mi öyle bir ihtimal acaba?

BAŞKAN - Sayın Yedekci, buyurun toparlayın lütfen.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Yani, hiç kimse konuşmasın, sadece buraya gelen metin buradan geçsin, Komisyondan geldiği şekliyle de Genel Kurulda oylansın ve bitsin istiyorsunuz. Tek bir kişinin söylediği de Parlamentoda hiç soruşturulmadan, araştırılmadan geçsin istiyorsunuz. Ama şunun farkında mısınız bilmiyorum, biz muhalefet milletvekilleri olarak bunu her geçen gün artarak yaşıyoruz, Parlamentonun itibarını azaltıyoruz. Bu yaptığınız bütün çalışmalar Parlamentonun saygınlığını ve itibarını azaltmakta. Bunu acaba görmüyor musunuz, yoksa görüyorsunuz ve bilerek mi yapıyorsunuz? Burada başka bir amaç mı var? Bunu da ayrıca sormak istiyorum size. Ve meta üzerinden değerlendirmenizi en azından insanlar üzerinden çekmenizi yani insanların bu değerlendirmenin dışında tutulması gerektiğini düşünüyorum ve iletişimin sadece sözle olmadığını düşünmek istiyorum ve mesela ben burada çıkıp elime bir pankart alıp "bu bozuk düzen bozulsun artık" ya da "bitsin insanın insana kulluğu" diyebilmeliyim ve bu da ceza olmamalı. Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: Bedeli neyse, kaç paraysa öderiz yine de söyleyeceğimiz sözü söyleriz.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Muhakkak, inanıyorum.

Çok teşekkür ediyorum.