| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783)(Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .07.2017 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, aslında evet, teklifin en önemli maddelerinden 14'üncü madde. 14, 15, 16 belki hepsini aynı şekilde değerlendirmek lazım.
Bu madde Anayasa'nın 25, 26'ncı maddelerine, düşünce özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne aykırı. 83'üncü madde, yasama dokunulmazlığının düzenlenmiş olduğu maddeye aykırı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde düzenlenmiş olan adil yargılanma ilkesine aykırı, 10'uncu maddesinde düzenlenmiş olan ifade özgürlüğü ilkesine aykırı. Bunlar da biliyorsunuz, insan hakları konusundaki uluslararası sözleşmeler. Bizim Anayasa'mızın 90'ıncı maddesine göre iç hukuktan yeri geldiğinde üstün sayılabiliyor çatışma hâlinde.
Şimdi, aslında Şenal abla bir örnek verdi 96. Ben de bu maddeyi okuduğumda ilk aklıma 1996 yılı geldi çünkü ben de Ankara'da öğrenciydim o sırada. Harçlara büyük zam yapılmıştı, protestolar yapılıyordu. Ben de...
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Harçları biz kaldırdık yalnız, unutmayın.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ama şimdi, Mecliste pankart açma örneğini anlatıyorum.
İkinci öğretimde de kaldırılmasını talep ediyoruz harçların, onu da yeri gelmişken söyleyelim.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Onu da biz kaldırırız.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Öğrencilerle ilgili bir talebimizi de buradan geçirmiş olalım.
O dönemde çok masumane bir talepti ve dinleyici locasındaki bir grup öğrenci arkadaşımız "Harçlara hayır." dedi. İşte süreci anlattı, ben onu anlatmayacağım ama sonrasında da bildiğim kadarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi burada ihlal kararı verdi Türkiye aleyhine. Dolayısıyla, bu da yani bir dinleyici dahi Mecliste pankart açınca buna verilen ceza tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir ihlal olarak nitelendiriliyorsa milletin vekillerinin açacağı pankart, döviz, vesaireyle ilgili verilecek herhangi bir ceza ki bu kınama cezasını düzenliyor, bu da mutlak surette bir ihlal olarak değerlendirilecektir. O yüzden gelin bu hükmü hiçbir şekilde buraya koymayalım.
Bu maddede ne getiriliyor? Fiilî saldırı alınıyor sonraki maddeye ekleniyor yani Meclisten çıkarma cezası kapsamına alınıyor. Silahla girilmemesi hükmü getiriliyor ve en önemli madde aslında çalışma düzenini, huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyal getirmek, kullanmak. Aslında sadece bu cümle günlerce, aylarca üzerinde konuşabileceğimiz bir cümle. Geneli üzerinde de konuşurken anlatmıştık. Bu çok muğlak, çok keyfîliğe yol açabilecek bir cümle. Nedenini de aslında ilk konuşmamda şurada bir örnek okumuştum, hiç kimsenin dinlemeye dahi tahammül edemediği küfürler içeren bir paylaşımdı, burada herkesin suç olduğu konusunda mutabık olduğu bir ifadeydi ve o ifadelere Bursa'da bir değil, tam iki savcı "Suç değil." dedi. Bu kadar keyfî olarak yorumlanabilen, bu kadar objektiflikten uzak olabilecek bu ifadeyi de tabii ki biz biliyoruz, uygulanırken birçok sorunla karşılaşacağız. Çok örnekler verildi, aslında ben Musa Çam'ın prompter örneğinden sonra bu maddenin değiştirilmesi konusunda ümitliyim. Çünkü çalışma düzenini bozmak, huzur kaçırmak kişiden kişiye değişir yani bana göre başka bir ifade, başka bir pankart huzur kaçırır ama size göre başka bir pankart, başka bir döviz huzur kaçırır. Bu da genel evrensel hukuk ilkelerine, ceza yargılaması ilkelerine, adil yargılama ilkelerine aykırılık teşkil eder çünkü disiplin yargılaması da aynı zamanda bir ceza yargılamasıdır ve bu ilkelerden yararlanılması gerekir. Suçların, cezaların kanuniliği, öngörülebilirliği... Bir yandan da bana işaret yapıyor Başkanım kısa keseyim diye ama farkındaysanız çok hızlı, çok net, böyle ilkeleri pat, pat, pat vurarak, örnekleri çok uzatmayarak anlatıyorum. Bu madde değil, dolayısıyla da bu hâliyle gerçekten iktidara göre, kişiye göre değişkenlik arz eder, uygulanırken değişken olarak uygulanır. Örneğin, Anayasa görüşmelerinde sizden bir kadın milletvekili bir pankart açtı yani hiç hoş değil yani "köpek giremez" gibi bir şey açmıştı hatırlarsanız. Yani bu huzuru bozan, çalışma düzenini bozan bir pankart mı, değil mi? Belki size sorsak bazılarınız "değil" diyeceksiniz ama bize göre böyle bir pankarttır. Veya "Nuriye ve Semih" ölmesin demek veya şöyle, örneğin, geçen gün, dün daha doğrusu, Tunceli Milletvekilimiz Gürsel Erol konuşması sırasında bir pankart kaldırdı, dedi ki: "Necmettin Yılmaz bizim şehidimizdir, bizim onurumuzdur." Şimdi, mesela demin kaba bir yaklaşım sergilendi, dedi ki: "Bundan sonra döviz açılamayacak." Yani bu çalışma düzeni ve huzuru bozma kavramı da aslında zihinlerde gitmiş arka plana, direkt kafada şey var -görüyorum iktidar partisi milletvekillerinde- hiçbir pankart döviz açılamayacak yaklaşımı var.
BAŞKAN - Sayın Kayışoğlu, lütfen toparlayın.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Böyle bir şey açılamayacak mı mesela? Bunun için, örneğin kınama cezası mı vereceksiniz? Çok tartışmalı hakikaten, o yüzden ben bu maddenin kesinlikle ve kesinlikle bu metinden çıkarılması gerektiğini düşünüyor, söylüyorum. Sizleri hak konusunda, insan hakkı konusunda, demokrasi konusunda, adil yargılanma konusunda, yasama dokunulmazlığı konusunda bir kez daha evrensel ilkelere davet ediyorum.
Olabildiğince kısa tutum.
Teşekkürler.
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Kayışoğlu.