KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Elitaş'ın ilk eleştirisine cevap vereyim. Aslında teşekkür ederim, ben çok vakit almamak için hızlı anlattım, herhâlde çok açık olmamış. Burada sorun madde gerekçesinin bu şekilde değiştirilmiş olması değil, madde gerekçesinin aynen madde metninden alınmış olması. Zaten tam da bunu anlatmaya çalışıyorum, madde gerekçesinin maddeyi açıklayan, maddeyi daha anlaşılabilir yapan, amacı ortaya koyan ve daha özgün olması beklenir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tam tutanak tutuluyor, bakarsınız tutanaklara.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - O gerekçe amacı tam, net bir şekilde ortaya koyuyor, siz anlamıyorsanız onu...

MURAT EMİR (Ankara) - Tamam, ben de diyorum ki, bakın, gerekçeyle ilgili eleştirim şudur, tekrar söyleyeyim, o zaman da söyledim, gene söyleyeyim: Madde metnini aynen getirip buraya koyarsanız, madde metnini de arada değiştirirseniz açıkta kalırsınız diyorum. Bakın, ilk paragrafını okuyayım ben size gene, diyor ki: "...Anayasanın ilk dört maddesine aykırı beyanlarda bulunanlar..." diyor; hâlâ duruyor bu. Ya, sorun bu zaten, bunu anlatmaya çalışıyorum, iyi ki dokundunuz oraya.

Şimdi, bu tartıştığımız madde metnindeki murat Anayasa'nın ilk dört maddesine aykırı fiilleri ve sözleri yasaklamak mıdır? Bakın, öyleyse o zaman bu ne? Buysa o ne?

BAŞKAN - Bu, o değil ama.

MURAT EMİR (Ankara) - Zaten diyorum ki ben, söylemeye çalıştığım şu: Madde değişir...

BAŞKAN - O başka.

MURAT EMİR (Ankara) - Aynı maddeden bahsediyoruz.

BAŞKAN - Madde aynı da mesela numarası da değişseydi ne olacaktı? O zaman bunu söyleyemeyecektiniz.

MURAT EMİR (Ankara) - Yapmayın Sayın Başkan, burada numara da değişebilirdi, burada özensizliği söylüyorum, ciddiyetsizliği söylüyorum; yol göstermiyor. Niye önemli? Çünkü bilmiyoruz.

BAŞKAN - Ama hayır, şimdi...

MURAT EMİR (Ankara) - Bakın, bütününü dinlerseniz konuşmamın... Bilmiyoruz yani biz hangi konunun ilk dört maddeye aykırı olduğunu, hangi sözün ortak tarih geçmişine aykırı olacağını, neyin ne olduğunu bilmiyoruz. Geleneksel, MHP'nin her zaman kullandığı bir millet tanımı koymuşlar oraya. Bu değil, bunu anlatmaya çalışıyorum. Bundan kim tatmin olduysa olabilir ama ben tatmin olmuyorum ve bunu millet değerlendirecek.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bakın, parti tanımı değildir o, millet tanımı sosyolojik bilimsel bir tanımdır.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Oradaki millet tanımını kabul etmiyor musunuz?

MURAT EMİR (Ankara) - Biz kendi millet tanımımızı kendimiz yaparız siz hiç merak etmeyin, sizin tanımlarınızla kendimizi... Dar düşünmeyiz çünkü bakın, diğer gerekçeleri de okuyabilirdim, diğer gerekçe de aynısı, aynısı yani çoğunlukla öylesine yazılmış, bunu niye kabul etmiyorsunuz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Burada nasıl tutabilirsiniz siz bunu, genel gerekçeyi değiştirmediniz?" dediniz.

BAŞKAN - Sayın Elitaş...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben de dedim ki: "Değiştiremezsiniz bunu, siz Anayasa Komisyonu üyesisiniz, ben iktisatçıyım."

MURAT EMİR (Ankara) - Tamam, orada sorun yok.

BAŞKAN - Sayın Emir, bir şeyi ben söyleyeyim yani... Şimdi, teklif veriyorlar, teklifi verirken bir gerekçe yazıyor maddelere yani istediği gibi yazar gerekçe, bir gerekçe olması lazım...

MURAT EMİR (Ankara) - Tabii ama doyurucu yazması lazım, benim anlattığım budur.

BAŞKAN - Yalnız şimdi, Komisyonda bunda değişiklik yapılırken değişiklik teklifi veriliyor tekrar, önerge; bu değişiklik teklifi kanun teklifi değil, kanun teklifindeki maddeyi değiştiren bir teklif. Dolayısıyla, onun gerekçesi öbürünün gerekçesinden muhakkak farklı oluyor çünkü onu değiştiriyor.

MURAT EMİR (Ankara) - Tabii.

BAŞKAN - Ama o gerekçeyi öbürünün yerine koyamıyorsunuz, o gerekçe duruyor, siz yeni bir gerekçe yazıyorsunuz, onu değiştiren metinle ilgili bir dilekçe.

MURAT EMİR (Ankara) - Burada sorun yok Sayın Başkan, o açık...

BAŞKAN - Onu değiştirme imkânı yok.

MURAT EMİR (Ankara) - ...benim aksi bir iddiam da yok zaten. Benim ifade etmeye çalıştığım, bakın, buradaki gerekçelerin neredeyse yüzde 80'i ve bu maddenin de aynısı alınmış, madde metni oraya yazılmış gerekçe gibi, madde metni değişince de iş karışmış ve bizi doyurmuyor diyorum. Niye önemli bu? Önemli kısmı da şu: Şimdi, biraz önce söyledim, yani madem öyle tekrar söyleyeyim: Şimdi, "ortak tarihî geçmiş" derseniz, ondan sonra "Genel Kurulun huzuru" derseniz, "çalışma düzeni" derseniz, "Anayasa'nın ilk dört maddesine aykırı beyan" derseniz, "Anayasa'nın ilk dört maddesini tahkir, tezyif" derseniz işte benim orada gerekçeye bakma ve oradan anlama ihtiyacım doğar. Hadi buradan anlamadım, buraya yazmadınız, bu teklifi getirenlerin bunu açıklaması lazım, burada anlatması lazım. Zaman zaman Sayın Elitaş söz alıyor, söylüyor; iktidar milletvekilleri neredeler, niye anlatmıyorlar bu teklifi getirenler, sürekli "evet", kabul oyu verenler? Ya, bu tutanaklar değerli arkadaşlar, bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu önemli değil mi? Bunu anlatmaya çalışıyorum.

İkinci kısmına gelelim. Birçok şey söyledi ama bildiğimiz şeyleri söyledi Sayın Elitaş ama ben söylemeye çalıştığımı herhâlde anlatamadım, tekrar söyleyeyim: Bakın, burada disiplin cezasına para cezasını ekleyemezsiniz çünkü 156'ncı madde açık. Burada ben "İhtiyaç var/yok." demiyorum, bakın, bana göre ihtiyaç yok da, buradaki maddelerin içeriğine katılmıyorum ama bir an için katıldığımızı varsayalım, bu iki madde birbiriyle çelişiyor diyorum. Niye çelişiyor? Çünkü 156'da saymış, diyor ki: "Uyarma, kınama, Meclisten geçici olarak çıkarma verebilirsin." Ondan sonra sizin getirdiğiniz teklifte de ayrıca bir para cezası koyuyor. Yapamazsınız. Bunu yapmayı çok istiyorsanız 156'yı da değiştireceksiniz. Bu kadar açık. Yani buna cevap vermedi Sayın Elitaş. Ben de daha fazla vaktinizi almak istemem.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Emir.