| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .07.2017 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Yine bu maddeyle yapılmak istenen değişiklik 73'üncü maddede özellikle Komisyona havale edilip orada itiraz edilmek istenen hususun sözlü olarak Genel Kurulda yapılması şeklinin yazılı hâle getirilmesi değişikliğidir. Şimdi, bunu da muhalefetin sesini kısmak, yine milletvekillerinin konuşma olanağını ortadan kaldırmak ve iktidarın tahakkümünü yine Mecliste devam ettirmeye yönelik bir çalışma, bir değişiklik olarak görüyorum.
Şimdi, Meclis Başkanlığına gelen bir tasarının yanlış bir komisyona gönderilmesi durumunda bir milletvekilinin dikkatini çekmesi, ilgisini çekmesi ve bu yanlışlığın düzeltilmesi için Genel Kurulda sözlü olarak bu itirazı yapmasını gerçekten bir hak olarak görmenizin uygun olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar gerek uygulamalarda gerekse İç Tüzük uygulamalarında bunun da çok fazla uygulandığını da görmüyoruz ama buna rağmen yani az da olsa, uygulamada örneği az da olsa bunun bile tahammül edilemeyecek boyutta görülüp bunun da ortadan kaldırılmasının kesinlikle Parlamento hukukuna uygun olmadığını düşünüyorum. Genel anlamda anlatılmak istenilen hususun yanlışlığının Genel Kurul tarafından düzeltilmesi imkânının verilmesi gerekirken bunun ortadan kaldırılmasının kesinlikle uygun olmadığını belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, iktidar, her yerde, her şekilde kendisini kanıtlayabiliyor, imkânları kullanabiliyor, konuşabiliyor ama muhalefetin konuşma imkânları çok kısıtlı, parlamenterlerin konuşma imkânları çok kısıtlı. Parlamenterlere de gelen birçok sorun olduğunu ve bu sorunların da değişik şekillerde Mecliste konuşulması, anlatılması ve Genel Kurulda sunulması gerektiğini de görmeniz gerekiyor. Eğer bu değişikliği yaparsanız muhalefet üzerinde bir başka anlamda baskı kurmuş ve vesayet düzenini gerçekten bir başka şekle sokmuş olursunuz. Muhalefetin sesi kısılacaksa, muhalefet konuşturulmayacaksa, muhalefet sorunlara parmak basmayacaksa, yanlışların giderilmesi için Genel Kurulda sözlü itirazını yapamayacaksa o zaman Mecliste muhalefete ne gerek var? O zaman muhalefeti ortadan kaldırarak demokrasiyi sakatlayacak bir yöntemi burada uygulayabilirsiniz ve muhalefetin sesini de tamamen yok etmiş ve kısmış olabilirsiniz.
Muhalefetin çalışmalarında üç önemli görevi var. Birincisi, eleştiri görevi yani iktidarın yaptığı işlerin, getirdiği kanun tasarılarının veyahut da getirdiği önerilerin yanlışlığı noktasında eleştirilerini ortaya koymak suretiyle hem yasa tasarılarının daha düzgün bir şekilde, daha teknik bir şekilde, ihtiyaçlara daha iyi cevap verebilecek şekilde yasalaşmasına olanak sağlamak ve bununla birlikte, önerilerini de ortaya koymak suretiyle o yanlışların düzeltilmesi noktasında değerlendirmelerini, görüşlerini ortaya koymak; böylelikle, iktidarın yanlışlarını giderebilecek ve doğruların yapılması noktasında ona yardımcı olacak çalışmaları ortaya koymaktır. Üçüncü olarak da denetleme görevidir. Şimdi, denetleme görevi İç Tüzük vasıtasıyla değişik şekillerde yürütülmeye çalışılıyor. Şimdi, denetleme görevinin en önemli uygulama şeklî, gerek sözlü sorular gerek yanlışların ortaya konulması gerekse farklı şekilde uygulamalardan çıkan sıkıntıların ortaya konulması, gerçekten, denetleme görevinin iyi bir şekilde icra edilmesine fırsat verecektir. Ama siz muhalefeti konuşturmak istemiyorsanız, muhalefetin sesini kısarak, onun söz hakkını yok ederek gerçekten, İç Tüzük'ü uygulamaya ve Parlamentoyu çalıştırmaya başlarsanız kesinlikle iktidarın yaptıkları sürekli yanlış olarak ortaya çıkacak ve bu yanlışlar, yanlışları tetikleyecek ve birçok yanlışları da sürekli Parlamentoda, Mecliste düzeltmek zorunda kalacağız. Biraz önce arkadaşım da örnek verdi. Gerçekten, yaptığımız kanunların birçoğunun kanun tekniği açısından, kanun birliği açısından, bütünlüğü açısından çok sakat bir durumu içerdiğini söylemek istiyorum. Şimdi, bir hukukçu olarak, birçok hukukçunun bile takip etmekte zorlandığı bir yasa tasarısı, bir kanun yapısı ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Hâlbuki, yasaların çıkarılmasında bir bütünlük, bir teknik, bir beraberlik, başından sonuna kadar aynı konuyu iyi bir şekilde ortaya koyabilecek bir kanun tekniğinin, kanun kapsamının ortaya konulması gerekecektir. Maalesef, bunların çok acele bir şekilde, teknik anlamda iyi bir şekilde düzenlenmeyerek Meclise getirildiği, hatta, birçok yasanın getiriliş amacına yönelik olmayan ve bu yasanın genel kapsamının dışında birçok yasanın aralara sokulmak suretiyle, korsan maddeler getirilmek suretiyle bir torba yasanın sürekli olarak bu Mecliste kullanıldığını ve böylelikle, gerçekten, dağınık bir kanun yapısının ortaya çıktığını da belirtmek istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Arslan, toparlayabilir misiniz.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Daha yeni başladık Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen, toparlar mısınız.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bunları yapamazsak muhalefet partisi olarak, parlamenteri olarak, gerçekten, halkın vekili olarak üzerimize düşen görevleri yapamayız. Önerilerimizi sunamazsak, denetleme görevimizi yapamazsak, eleştiri görevlerimizi yapamazsak birçok sıkıntıların her zaman Mecliste oluşacağını belirtmek istiyorum.
Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hep birlikte bir yürüyüş başlattı. Yirmi beş gün süren bu yürüyüş çerçevesinde 450 kilometrelik "Hak, hukuk, adalet" yürüyüşü gerçekleştirdik. Hakkın, hukukun tecelli etmesi, adaletin gerçekleşmesi çağrısını yaptık. Adaletsizliğe uğramış olan binlerce vatandaş bizimle beraber yollarda yürüdü, milyonlar mitinge katıldı. Siz de bu adalet yürüyüşümüzün yapılması sırasında "Adaletsizlik yok." diye hiçbir şey söyleyemediniz. Çünkü gerçekten, toplumun her kesiminde, ülkenin her noktasında her gün farklı bir şekilde adaletsizliğin olduğu bir gerçek. İşte, bu adaletsizliği, yine bu İç Tüzük düzenlemesi sırasında Parlamentonun hukukunu zedeleyecek, parlamenterin hakkını, hukukunu yok edecek ve adaletsiz uygulamaları ortaya getirecek bir düzenlemeyi yine de buradan geçirmek istiyorsunuz. Dolayısıyla, adaleti zedeliyorsunuz, adaletimizi gerçekten yok etmeye çalışıyorsunuz. Gelin, bu sevdadan, bu uygulamalardan lütfen vazgeçin.
Ülkemizin bu İç Tüzük düzenlemesinin dışında çok önemli sorunları var; ekonomik sorunları var, siyasi sorunları var, sosyal sorunları var, işsizlik var, o konularda bekleyen kanun tasarılarımız da var.
BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen, toparlar mısınız.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bu kanun tasarılarının bir an önce Meclise gelerek görüşülmesi gerekirken biz yok yere zaman harcayarak İç Tüzük düzenlemesi getirip muhalefetin sesini kısmaya, parlamenterleri de susturmaya çalışıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, demokrasi bir uzlaşma rejimidir. Eğer uzlaşırsak birçok yasayı da çok hızlı bir şekilde geçirdiğimizi de biliyorsunuz. Geçmişte, çalışma dönemimizde bunları çokça yaşadık. Dolayısıyla, "Sadece bizim dediğimiz olsun, biz ne istersek o yapılsın. Biz, muhalefetin dediği gibi değil, kendi dediğimiz gibi, kendi istediğimiz gibi hem ülkeyi yönetmek istiyoruz hem de yasaları çıkarmak istiyoruz." diye yola çıkarsanız, kesinlikle, demokratik bir ülkeden, demokrasisi askıya alınmış, parlamenter sistemi de askıya alınmış bir düzene, bir sisteme maalesef geçmiş oluruz, bunu işletmiş oluruz. Bu değişiklikleri yaparsak uzlaşmayı ortadan kaldıracak ve tamamen bir dayatma anlayışını öne çıkaracak uygulamaların her zaman Mecliste olacağını bugünden görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, ülkede işler iyi gitmiyor. Gerçekten, gerginlik her gün artıyor, terör kapımıza dayanmış, birçok terör örgütüyle uğraşmak durumunda bulunuyoruz. Bu kadar gerginliğin olduğu, bu kadar sıkıntının yaşandığı ve toplumsal ayrışmanın olduğu bir dönemde yeni bir gerginliğin, yeni bir baskının yeni bir olay yaratacak bir değişikliğin, sıkıntı yaşatacak bir değişikliğin yapılmasına ihtiyaç gözükmüyor. Bu nedenle, yalnızca bugünü düşünerek bu değişiklikleri lütfen yapmayın. Yarın muhalefete de geçtiğiniz zaman gerçekten bu değişikliği niçin yaptığınızı ve gelecekte size ihtiyaç olabileceğini düşünmeden gerçekleştirdiğinizi göreceksiniz. İş işten geçmiş olacak, eyvah diyeceksiniz ama değişen bir şey olmayacak. Dolayısıyla, parlamenter sistem de yara almış olacaktır.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlarım, bu değişikliğe kesinlikle ihtiyaç yoktur.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Arslan, lütfen, toparlar mısınız!
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Toparlıyoruz.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bugünkü düşüncemiz, 12'nci madde bitene kadar devam etmek, şu an 9'uncu maddedeyiz.
Buyurun.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bu değişikliğe kesinlikle ihtiyaç yoktur. Enine boyuna iyice düşünüp sadece bugün değil yarını da düşünerek bu değişiklikten lütfen vazgeçin. Mevcut Tüzük'ümüzü uzlaşma anlayışı içinde, demokratik bir anlayış çerçevesinde, demokrasinin kuralları çerçevesinde yürütmeye devam edelim diyorum.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.