| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/666) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 23 .11.2016 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Şimdi, eleştirilerimizi yaparken, arkadaşlar, gerçekten burada siyaset yapmak yani karşı olma anlamında bir şeyler söylemek için söylemiyoruz. Bu ülkenin geldiği noktayı... Tabii, elbette ki yapılanlar var. Biz yapılanlara hayır demiyoruz, zaten hiçbir şey yapılmadığını da ifade etmiyoruz ama her şeye karşı olma gibi bir anlayışımız kesinlikle yok. Yapıcı bir muhalefeti her zaman yapmak istiyoruz çünkü muhalefetin görevi, devletin yönetiminde olmadığı için öncelikle önüne gelen kanunları, tasarıları, araştırma önergelerini kendine göre değerlendirip oradaki eleştirilerini, önerilerini ortaya koymaktır. Muhalefetin asli görevi bunlardır. Bunun yanı sıra da eğer yapabiliyorsa, gücü yetiyorsa, daha doğrusu sayısal olarak yetiyorsa denetim görevini de gerçekleştirmektir. Ama sayısal olarak denetim görevimizi gerçekleştirme olanağını maalesef bulamıyoruz. Ama eleştirilerimizi ve önerilerimizi her zaman ortaya koymaya ve sizleri uyarmaya ve yön vermeye de devam edeceğiz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, "ihracat yapmayan" diye ifadeye başladı arkadaşımız. Bilmiyorum beni mi kastetti, başka arkadaşı mı kasetti.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Sizi kastetmedim.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bugün ürettiğimiz ürünün yüzde 80'ini ihracat yapıyoruz. Ama nasıl bir ihracat? Piyasayı kaybetmemek için, müşterimizi kaybetmemek için maliyetine satış yapan bir ihracat yapıyoruz. Para kazanıyor muyuz? Kazanamıyoruz. Gerçekten para kazanan ihracatçı var mı? Evet, maalesef yok. Bunları eğer söylemezsek, bunların çözümünü üretmezsek gelecekte ne üretici bulabiliriz ne de ihracatçı bulabiliriz. Arkadaşlar, bu piyasalar kolay kazanılmadı. Belli bir süreç içerisinde bütün firmalarımızın özel gayreti, devletimizin teşvikiyle ihracat belirli bir noktaya geldiyse buradan düşüşün cevabını iktidar vermek zorunda. Eğer bunu biz eleştiriyorsak... Artık, o zaman, biz hiçbir şey yapmayalım, hiç ses çıkarmayalım, ihracat düşsün, üretim düşsün, işsizlik artsın, istikrar bozulsun, kamu düzeni bozulsun. Yani devleti yıllarca FETÖ'yle birlikte, FETÖ'cülerle birlikte yürütme noktasında eleştirilerimizi de dikkate almadınız, hatta övgüler yağdırdınız. Sonra da ne oldu? Bizim dediğimiz noktaya geldiniz. PKK'yla ilgili konuda da.
Yani şunu söylemek istiyorum: Arkadaşlar, yani, eleştirimizi gerçekten kötüye çekmeyin. Yani biz bir art niyet olarak bunları söylemiyoruz. Devletin tarikata dayalı olarak değil, cumhuriyetin temel ilkelerine dayalı olarak yürütülmesinin her zaman faydalı olacağını düşünüyoruz.
Bak, yine bir eleştirimizi daha koyacağım. FETÖ'yü temizlerken diğer tarikatların devreye girdiğini görüyoruz, birçok kurumda aktif olduklarını görüyoruz. Şimdi, arkadaşlar, bunu söylüyorsak, biz karşı olduğumuz için değil, biz tarikatlarla devletin yönetilemeyeceğini, ona dayalı bir yönetim anlayışının her zaman Türkiye'yi zora sokabileceğini belirtmek istiyoruz. Söylemeye de devam edeceğiz.
Şimdi Denizli'ye gelelim. Şimdi, Denizli'de, arkadaşlar, Şahin Bey konuştuğu için söylüyorum, gerçekten 2002'den 2016'ya kadar beklenen yatırım yapıldı mı, yapılmadı mı? Kaç fabrika açıldı, kaç fabrika kapandı? Bakın, 34-35 adet fabrikanın Denizli'de kapandığını söylemek isterim sizlere arkadaşlar, organize sanayi bölgesinde birçok yerimiz boşaldı. Şimdi, bunu biz söylemeyeceğiz de, bunların neden olduğunu araştırmayacağız veyahut da iktidarın bu konuda önlem almasını belirtmeyeceğiz de ne söyleyeceğiz? Hiçbir şey söylemeyecek miyiz yani? Denizli'de gerçekten piyasa çok mu iyi? Denizli eski müteşebbis ruhuna, heyecanına bugün -hep Denizli'den bahsediyorum- gerçekten sahip mi? Bunu sorgulamamız lazım.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Bu kadar Denizli Milletvekili olunca tabii ki öyle olur.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bu sadece Denizli'de de değil, gerçekten aktif olan, müteşebbis ruhlu olan, yatırımcı olan birçok ilimizde; Antep'te, Kahramanmaraş'ta, Bursa'da, Manisa'da, gerçekten birçok ilimizde de aynı sıkıntıların yaşandığını...
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Maraş'ta yok.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Evet, var, var, orada kapananlar da var. İplik fabrikalarının birçoğunun çalışmadığını biliyorum şu anda.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, yani, şimdi, örneğin, bizim Suriye'yle kavga etmemizin ne anlamı vardı?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Biz etmiyoruz ya, onlar ediyorlar.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ama bakın, Esat'la üç dört seneye kadar kankasınız, beraber oluyorsunuz ama bir bakıyorsunuz, başka bir problem ortaya çıkıyor.
BAŞKAN - Kazım Bey, Komisyonumuz teknik dedik ya...
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Anladım da hayır, yani bu Şahin Tin bunları söylediği için söylüyorum.
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Ama bunları konuşabiliyor olmamız lazım.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ben demin bunlara pek fazla girmedim yani olayları teker teker ortaya koymadım ama...
Onun için, arkadaşlar, şu noktada bir kere hemfikir olmamız lazım: Özellikle iş çevrelerinden gelen, iş dünyasıyla irtibatlı olan bizlerin daha akıllı, daha ortak paydalarda birleşen, ülkenin ufkunu açan, geleceğini açan konularda da birlikte olmamız, beraber olmamız ve ülkenin kalkınması, gelişmesi için hem demokrasi alanında hem yatırım anlamında hem ekonomik anlamda da gerçekten bölgesinde yine gözde olan bir ülke konumuna gelmemiz gerekir. Bütün amacımız bu.
Şahin Bey bize biraz dokundurdu "Muhalefet her şeye karşı çıkıyor." diye, onun için söz aldım.
Beni dinlediğiniz için tekrar teşekkür ediyorum, sağ olun.