DİDEM ENGİN (İstanbul) - Bu konu tabii çok önemli bir konu çünkü yurt dışında bizleri temsil eden ticaret müşavirlerimiz ne kadar kalifiye olursa ne kadar iyi eğitimli olurlarsa ne kadar deneyimli olurlarsa ihracatçılarımıza da o kadar faydalı olabilecekler, sağlıklı yol gösterebilecekler. Dolayısıyla çalıştıkları, hizmet verdikleri ülkeleri ne kadar iyi analiz edebilecek altyapıya sahip olurlarsa ihracatımızı da o kadar artırabileceğiz.

Bakanlığın yapmış olduğu sunumda, Komisyonumuza yaptığı sunumda şu yer alıyordu: "Bugün itibarıyla yurt dışı kadroların yarısına yakını boş." Boşmuş, biz bunu öğreniyoruz yani yurt dışında görev yapan kadroların yarısına yakınının boş olduğunu ve hizmet vermediğini öğreniyoruz. Çok önemli bir şey bu yani kadroların yarısının boş olması.

Etki analizinde "problem tespiti" kısmı var fakat burada problem tespitinden ziyade bir durum tespiti var. Yani o durum tespitinde de hedeflenen performans ve verimlilikte çalışmadıklarını... Yani yarı kadro boş, geri kalan kadrolar da beklenen performans ve verimlilikte çalışmıyorlar ve atamalarda zorluklar yaşanıyor.

Kanun tasarısında sanki bütün bu zorluklar sadece üç yıllık tekrar ülkemize dönüp çalışma zorunluluğundan ya da yurt dışında sadece dört yıllık bir kısıtlamadan kaynaklanıyor gibi gösterilmiş ama ben özellikle burada Sayın Bakan açıklama yapabilirse çok memnun olurum. Öncelikle, ticaret ataşelerimizin performansları nasıl ölçülüyor? Çünkü liyakat çok önemli bir ilke. Bugün aslında ülkemizde tartıştığımız pek çok konunun temelinde de "liyakat" ilkesinin dikkate alınmamış olmasından kaynaklanan sorunları da yaşıyoruz. Dolayısıyla, Ekonomi Bakanlığında "liyakat" ilkesini nasıl uyguluyorsunuz? Dış Ticaret müşavirlerimizin performansları nasıl ölçülüyor? Neden yarıdan fazlası boş, yarısı boş bu kadroların? Ve, yurt dışında dört sene görev yapma, en fazla görev yapma limiti kaldırılıyor. Bazı yerler, bazı kentler çok daha prestijli olabilir, orada çok daha uzun süre görev yapmak, daha doğrusu çok daha fazla kişi oralarda görev yapmak istiyor olabilir. Dolayısıyla, bu görevlendirmeler yapılırken keyfî bir şekilde yapılmamasını nasıl sağlayacaksınız ve liyakati nasıl uygulayacaksınız? Ben açıklama yaparsanız çok memnun olurum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Engin.