EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum.

Ben fazla uzun bir şey söylemeyeceğim ama bu, konut sektörünün bütününün yeniden değerlendirilmesiyle ilgili bir olay. Bizim çocukluğumuzdaki lastik toplar, teknoloji bu kadar gelişmediği için çabuk gümlerdi; bir tarafından vurduğumuz zaman öbür tarafı çıkar, bizim vurduğumuz taraf hırpalanır, içe göçerdi, karşıdan arkadaş vurduğu zaman da tam tersi olurdu. Şimdi, olaya böyle baktığınız zaman, konutta, sektörde bir öngörülebilirlik yok. Bugün bir konut aldığınız zaman, yarın önünüze imar planında nasıl bir şey gelebileceğini tahmin etmeniz mümkün değil, nasıl değerlenebileceğini tahmin etmeniz mümkün değil. Bir taraftan, hakikaten zenginlere bir arazide veya konutta rantı vergilemeye çalışıyorsunuz, diğer tarafta da tesadüfen orada mirasla elde ettiği bir konutun vergisini ödeyemeyecek hâle düşen insanlardan oluşan bir grubu da görüyorsunuz. Burada bizim öngörülebilirliği sağlamamız lazım, belirsizliği gidermemiz lazım. En azından bir on sene, on beş sene o bölgenin imar planının ne şekilde değişebileceğini bilmemiz lazım. Bunları bilmeden hangi tedbiri alırsak alalım, bu yetkileri verdiğimiz zaman, belki şikâyetçi olduğumuz anda, kendi partilerinize mensup olan belediyelerin bile ister istemez hem rant hem de kaynak elde etmek amacıyla hem de rantı değerlendirmek amacıyla, vergilendirmek amacıyla yaptığı birtakım girişimlere karşı çıkmak zorunda kalabilirsiniz.

Dolayısıyla, bu olayı değerlendirirken belki bugün bir şekilde iktidar çoğunluğuyla, buradan istediğiniz şekilde veya toplumdan gelen baskılar neticesinde tam olmasa da topu bir tarafı hafif içine girmiş şekilde düzeltmek mümkün olmakla beraber, gerçek değerinde bir vergilemeyi mümkün kılacak bir yöntem bulmanız hemen hemen mümkün olmayabilir. İleriye dönük olarak sektörün tekrar gözden geçirilmesinde yarar olduğu kanaatindeyim.

Teşekkür ederim.