| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/868) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .10.2017 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, dün alt komisyonda da ifade ettim. Ben İçişleri Bakanlığında yedi sene hukuk müşavirliği yaptım. Bu gerekçeyle bizim hiçbir dava kaybettiğimizi hatırlamıyorum.
İkincisi, Türkiye'de bu sorunun en ciddi yaşandığı 1993-1996 yıllarında ben Sarp Sınır Kapısı'nın mülki idare amirliğini yaptım, Artvin Vali Yardımcısıydım. O tarihte otuz altı aylık Hopa'daki kaldığım -Hopa'da ikamet ettim, Artvin Vali Yardımcısı olarak- ikamet ettiğim sürede Hopa'da 11 emniyet müdürü değişti. Şu anda büyük illerimizden birisinin emniyet müdürü olan arkadaşımız da üç aylık süresini orada tamamlayamadı. Bu arkadaşlarımızı tayin ettirenler de ne doğu blokunun devlet yetkilileriydi ne de bu genel ahlak bakımından burada eleştirdiğimiz kadınlardı. Sonuçta, bu maddeyi şu anda Türk vatandaşlığının kazanılmasıyla ilgili hâllerden birisi nedir? Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılmasıdır. Bu da kanunun 16'ncı maddesinde düzenlenmiştir. 16'ncı madde esas itibarıyla çok açık ve nettir. Bir Türk vatandaşıyla evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Eskiden kazandırıyordu, bu sıkıntıdan dolayı üç yıl şartı getirildi. Bu da 2003'te geldi.
Şimdi, burada, başvuru sahiplerinde aranması gereken şartlar:
"a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü..." vesaire, bunlar da düzenlenmiş.
Şimdi, arkadaşlar, burada eğer bu hükmü getiriyorsak genel ahlaka aykırı bir kadınla evlenen, onu istismar eden adamla ilgili de bir hüküm koymak lazım buraya.
Şimdi, Türkiye'de benim aldığım bilgilere göre 1 milyon 700 bin civarında doğu blokundan gelmiş kadınla evli insan var. Nüfustaki arkadaşlarımızın ellerinde daha net rakam vardır. Varsa, tam rakamı açıklarlarsa daha iyi olur ama benim aldığım bilgilere göre 1 milyon 700 bin diye biliyorum, bu kadar evlilik var. Şimdi, içinizden birisi evlendi bir kadınla, işte, beş sene mutlu beraber yaşadı, çoluğu çocuğu da oldu, ondan sonra müracaat ettiniz ve sizin eşinizin dosyasına yazdılar: "Efendim şu, şu, herhangi bir problem yok ama genel ahlaka uygun değildir."
NURETTİN ARAS (Iğdır) - Niye öyle desin?
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yazdı birisi...
BAŞKAN - Yani, birisi de yazsın "Kamu düzenini bozdu." Onu dersen ben de onu...
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Ağabey, şimdi, "Kamu düzenini bozdu." başka bir şey, bu başka bir şey. Burada, bakın, şimdi, kamu düzenine aykırıysa zaten eğer bir fuhuş varsa, bilmem şu varsa, bu varsa bu bizim kamu düzenine aykırı. Eğer böyle bir şey varsa aile birliğine aykırı, şuna aykırı, buna aykırı. Yani, buraya zorlama bir kelime yazıyoruz, lastikli bir kelime yazıyoruz.
BAŞKAN - Bence tamamlayıcı bir kelime olarak kabul etsen daha iyi olur.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yani tamamlayıcı değil; bu, polemiğe açık bir kelime, bu, gereksiz bir şey. Yani "genel ahlak" diye bir şeyi buraya eklemişiz, birçok kanunlarda çıkarttığımız şeyi buraya ekleyerek yeni bir polemikle uğraşıyoruz ve lüzumsuz bir şeyle uğraşıyoruz, birbirimizin de zamanını çalıyoruz, Parlamentonun da zamanını çalıyoruz. Eğer bu dosyalar buna göre tekamül ettirilip de mahkemeler bir ret kararı vermişse, işte bu Bakanlığın yaptığı işlemi reddetmişse, o zaman Bakanlık ile mahkemeler arasında bir iletişim eksikliği var demektir, savunma eksikliği var demektir. Yani burada bu dosyalar adam gibi... E, şimdi, öbür türlü siz somut bilgileri, belgeleri dosyasına koydunuz, mahkeme sizin Bakanlık olarak verdiğiniz kararı reddetti ama böyle soyut bir "genel ahlak" kavramına göre mahkeme sizin kararınızı onaylayacak. Böyle bir şey var mı? Kendi kendimizi niye kandırıyoruz arkadaşlar? Yapmayın böyle bir şeyi. Yani hukuk sistemimizi böyle lüzumsuz şeylerle meşgul etmeyelim, bunlar gereksiz.
BAŞKAN - Sevgili milletvekilim...
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Gereksiz. Gerek olsa, inanın, ben bunu sizden daha çok savunurum, desteklerim ama gereksiz. Bu genel ahlak, buradaki... Bir tek bu olmadan da zaten şu maddenin, 16'ncı maddenin içerisindeki düzenleme bizim hukuki açıdan her türlü ihtiyacımızı karşılayan bir şey. Yani buna boş polemiklerle zaman harcamayalım. Bu bir iki kelimeyi buradan çıkarttığımızda her şey zaten düzeliyor. Bu polemiği Genel Kurulda da devam ettirmeyin, devam ettirmeyin, gerekli bir şey değil. Hukukçulara sorun, araştırın, gerekirse üniversitelerden görüş alın.
Şimdi, tasarı buraya gelirken anlaşılıyor ki içinde kadro meselesi olmasına rağmen Maliye Bakanlığına gitmemiş, oraya gitmemiş, buraya gitmemiş, oturmuş, birkaç arkadaşımız bu tasarıyı hazırlamış, getirmiş buraya.
MURAT BAKAN (Muğla) - Bilgi Teknolojileri.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Zaten bize yirmi dört saat içinde geliyor Başkanım.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Neyse yani ama burada hani biz de bu işle uğraştık, ben de bu işle en çok uğraşanlardanım, İçişleri Bakanlığında en uzun süre hukuk müşavirliği yapan arkadaşlardan birisi benim yani benim kadar çok yapan olmadı bunu. Siz başkalarıyla gezerken o zaman biz orada dinleniyorduk ama dinlenirken de biz bu işleri takip ediyorduk.
Teşekkür ediyorum.