KOMİSYON KONUŞMASI

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben çok uzatmadan bir iki hususu ifade etmeye çalışacağım.

Şimdi, konut, aynı zamanda dönemin tarihsel olarak sosyokültürel yapısını da ortaya koyan bir şey. Şimdi, baktığınız zaman, binaların dış cephesinden bile hangi yıllarda yapıldığını görebiliyorsunuz. Ben Konut Müsteşarıyken Orta Doğu Üniversitesinde bir kitap tanıtımına katıldım bir hocamızın. Uzatmayacağım, o hakikaten anlattı. Ben onun kitabını çocuklarımla beraber, eşimle beraber oturup sesli okudum, çünkü dönemi yansıtıyordu. Basit bir şey söyleyeceğim: Bahçelievler'de evlerini boşaltıp çok katlı eve gidiyorlar, dönüşüm yapıyorlar orada da. "İlk defa karşılaştığım, ilk günkü problem 3 katı bisikleti elimle çıkarma gibi bir olay." diyor yani "İlk karşılaştığım olay buydu." diyor ve anlattı. Ben de ona dedim ki: Siz şeyi bilmiyorsunuz. Yani bayıldım, çok güzel yazmış ama bir şey eksik. Neden? Köyü bilmediği için orada meydana gelebilecek konut sektöründeki etkileri pek bilemiyor. Ama bir şey var, hakikaten buralarda şimdi, önyargılı değilim, lojman satabilirsiniz, gerekli olanı satarsınız. Ben şimdi, şuradan gidiyorum her gün, Orta Doğu'nun karşısında, Tarım Bakanlığının sanırım, köşede bir lojman var, çoğunuz görüyorsunuzdur, yani içinin yarısı boş, yarısı dolu, bazen çamaşır görüyorum, perişan oluyorum. Oradakini satıp satmamak da önemli değil ama onu oraya kazandırmak, o görüntü hakikaten cumhuriyet hükûmetine yakışmıyor. Buna baktığımız zaman, neticede oylayacaksınız geçecek, hani satarsınız satmazsınız ayrı mesele ama eğer spesifik projeler için bunu uygulamaya çalışıyorsanız ve bunu da hakikaten buradaki Saraçoğlu gibi yerlerle ilgili spesifik yapmaya çalışıyorsanız bunun yanlış olduğunu söylemek istiyorum. Bunu yapmamak lazım. Şimdi, konut sektörüyle ilgili şu anda uygulanan politikanın bana kalırsa avanta ekonomisiyle ilgisi var çünkü alıyor adam, aynı anda imarı değişiyor, yoğunluğu 0,5'ten çıkıyor 2'ye. E, şimdi, bu korkunç bir olay. Bu olayı değerlendirirken biraz daha makro bakmak lazım, hakikaten bunların içinde satılabilecekler varsa, kullanılabilecekler varsa bunu düşünmek lazım ama genel olarak bu tür, eğer rant yaratacak projeler ise bunun da kamuoyuyla paylaşılması lazım. Bazı yerde de gerekli olabilir, ona da bir şey demem ama imar planı diye bir şey kalmadı; TOKİ ayrı yapıyor, belediye ayrı yapıyor, şimdi, özelleştirme ayrı yapıyor, İller Bankası ayrı yapıyor. Şimdi, bunun hiç birbiriyle bir şeyi yok. Gelin sabah, siz de Sayın Bakanım, orada oturuyorsunuz, sizin bulunduğunuz, evinizin bulunduğu alandan Ümitköy Köprüsü'ne kadar herhâlde ilk yerleştiğinizde maksimum beş dakikada geliyordunuz, şimdi, oradan oraya gelmek normal bir saatte herhâlde Ümitköy Köprüsü'ne kadar yarım saati buluyor. Şimdi, dolayısıyla, hani bunu da bu perspektifte ele almakta yarar var. Yani satacaksanız satın ama şunu iyi düşünmek lazım: Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Şimdi, burası önemli, hemen gündeme geldi. Bazı sivil toplum örgütlerini, siz de beğenmeyebilirsiniz, ben de beğenmeyebilirim, fikrî yakınlığım da olmayabilir ama dinlemekte, belirli bir noktada uzlaşmakta da yarar var. Onun burada ne hakkı var diyeceksiniz. Hakkı yok, ayrı mesele ama neticede bir sivil toplum örgütü, onu da böyle dinlemekte yarar var.

Şimdi, tabii, bu meselede Sayın Bakan ifade etti, geçmişe yönelik çok şey konuşuldu, edildi. Ben otuz yedi senedir bu Komisyona gelip gidiyorum, yarısı bürokrat olarak geçti, yarısı... Bu Komisyonun üyesi olarak da daha önce bulundum, onu da geçtim. Bu gündeme geliyor, bunu da ne yapıyoruz? Gerçekleştiremiyoruz. Bunun mantıklı bir şekilde ele alınıp değerlendirilmesi lazım. İdeolojik olarak da bakmamak lazım ama böyle döneminin özelliklerini, sosyokültürel yapısını ifade eden şeyleri de dejenere etmemek lazım, bozmamak lazım diye düşünüyorum.

Ben, teşekkür ediyorum.