MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakana bir iki cümle etmek istiyorum.

Şimdi, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu. Önemli, herkesin cebini ilgilendiren, milyarlarca TL'lik kaynağı oradan bu tarafa aktaran çok önemli bir torba yasa, yasa görüşüyoruz. Milletvekilleri olarak, muhalefet olarak burada eksik ne, fazla ne, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.

Sayın Bakan her seferinde teşekkür de ediyor, "Büyük katkılar aldık." diyor. Bildiğini okuyor ama teşekkür de ediyor sağ olsun. Fakat biraz sıkıştığında da hemen muhalefete "Siz her şeye karşı çıkarsınız." gibi çok klasik sokak şeyine gidiyor. Daha da şey yapamayınca işte terörle falan şey yaparak suçlayıp susturuyor. Bu yanlış bir şey. Yani bu yöntemle yasa falan da görüşülmez, bütçe de görüşülmez, böyle olmaz Sayın Bakanım. Yani biz serbest bir şekilde konuşacağız. Yanlış şeyler de söylemiş olabiliriz ama netice itibarıyla milletvekilleri olarak düşüncelerimizi açıklıyoruz. Hemen dışarıda yani sokakta, kahvede konuşuluyor gibi işte "Köprüye de karşı çıktınız, Akay geçidine de karşı çıktınız." bilmem ne. Öyle değil Sayın Bakanım, sıkışınca buralara atlamak doğru değil. Bu şekilde yasa yapılmaz, görüşme yapılmaz. Düşüncemizi ifade edeceğiz ya. Düşünceler ifade edilmeyince en doğrusu nasıl bulunacak yani? Niye baskı altına alıyorsunuz milletvekillerini?

Teşekkür ederim.