| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .10.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, şimdi, öyle anlaşılıyor ki bu FATİH Projesi'yle ilgili radikal bir model, strateji değişikliği yapılıyor. Tabii, bu projeyle ilgili gerekli miydi, değil miydi, bu nedir, bu ayrı bir tartışma konusudur ama bununla ilgili de birkaç cümle söylemek isterim. Bu projenin tanıtıldığı bir yazıda, yine Bakanlıkla ilgili bir sitede diyor ki: "Kitaplı ve defterli eğitim yerine, bilişim teknolojisi eğitimine geçiliyor." Yani kitap ve defter, tebeşiri de eklemek lazım; bunları terk edip bilişim teknolojisi eğitimine geçiyoruz. Tabii, Türkiye'nin eğitim modeli, eğitimin ne olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde on beş senede eğitimde geldiğimiz yer nedir, bu sorulara cevap vermek için öyle derin araştırmalar yapmaya gerek yok. Son günlerde yaşamış olduğumuz bu TEOG ve üniversite giriş sınavlarıyla ilgili tartışmalar bunu açıkça ortaya koyuyor.
Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi elbette on beş senedir ülkeyi yönetiyor, bir sürü işler yaptı ama yapamadığı, yanlış yaptığı dünya kadar iş var ve bu işlerden bir tanesi de -bunu kabul etmek zorundayız- eğitim politikalarıdır. Eğitim politikalarında çok ciddi sıkıntılar var ve on beş senede çok farklı modeller denenmiş olmasına rağmen, her seferinde bu modeller "büyük devrim" olarak takdim edildi, insanlar umut bağladı, beklenti içine girdi, dünya kadar harcama yapıldı FATİH Projesi'nde olduğu gibi. Ama netice itibarıyla geldiğimiz yer, mesela üniversite giriş sınavında -dün Sayın YÖK Başkanının yaptığı açıklamalarla- daha önce terk edilen modele tekrar dönülmüştür. O klasik lafları söylemek istemiyorum, maalesef yazboz tahtası; eğitimle ilgili ciddi problem var. Arkadaşlarımız anlattılar, gerçekten bugün sadece işte eğitimde teknoloji dönemine geçilmesi, teknolojili eğitim, problem bu mudur, Türkiye'nin, millî eğitimimizin eksikliği bu mudur, yoksa daha derin, daha kapsamlı, daha çok problem mi var; bu ayrı bir tartışma konusudur.
FATİH Projesi büyük bir umutla anlatıldı 2010'larda, gerçekten bir devrim; kitap, defter, tebeşir terk edilecek, bilgisayarla uçacağız. Büyük bir iddia da vardı: "Fakir ve zengin de eşitlenecek." diye bir iddia vardı.
Şimdi, bir arkadaşımız FATİH Projesi'yle ilgili geçtiğimiz yıllarda Sayın Bakana soru sormuş ve Sayın Bakan projeyle ilgili birtakım açıklamalarda bulunmuş, özetle vermek istiyorum, bu projenin önemini filan anlattıktan sonra 2011 ve 2012 yılında pilot uygulamalarla ilgili sembolik harcamalar yapıldı, bütçeler tahsis edildi ama 2013'ten itibaren, 2013 ve 2014'te işte 1 milyar, öbür sene 1 milyar... Yapılan başka açıklamalar da var bu konuda, burada da yapılan açıklamalar var. "1 milyar 600 milyon TL'lik bir harcama yapıldı." deniliyor, öyle anladım ben. Bakanın açıklamalarında 2,5 milyar TL'ye yakın bir harcama yapılmış bugüne kadar.
Şimdi, bütün bunlar bir tarafa konuluyor ve yeni bir modele geçiliyor, olur yani buna da bir şey demiyorum. Bir Hükûmet var, bu Hükûmet bu konuyu yatırmıştır masaya, konuşmuştur, tartışmıştır ve yeni bir modelle daha etkili bir şekilde bu işi yapacaktır. Nedir yeni model, bakıyoruz? Yani bu proje nasıl uygulanacak, bu projenin yani eski modelin eksiklikleri nelerdi, sadece tedarik konusunda mı bir problem vardı, ihaleler konusunda mı bir problem vardı, işte iki bakanlık arasında yaşanan tartışmalar mı, işte bütüncül bir ihale yapılmaması, parça parça ihale yapılması, problem bunlar mıydı? Yoksa bu projenin uygulaması açısından, eğitim açısından -Sayın Bakan diyecektir ki "Millî Eğitim Bakanı gelir, bunu size anlatır." ama bir şey geliyor, bunun da anlatılması gerekiyor- nerede eksiklikler vardı, öğretmen eğitiminde mi eksiklikler vardı, ailelerde mi vardı, okullarda mı vardı, alınan araç ve gereçler uygun değil miydi, bu konularla ilgili söylenen hiçbir şey yok. Dolayısıyla, biz muhalefet olarak "Modeli niçin değiştiriyorsunuz?" sorusunu soruyoruz, havada kalıyor.
Buraya gelen şeyde ise öyle anlaşılıyor ki satın alma, tedarikle ilgili yöntem değişikliği bize geliyor bu 51'inci maddeyle. Bugüne kadar işte yapılan ihaleler parça parça yapılıyordu, araçlarla ilgili ihaleler yapılıyordu. Şimdi ise daha farklı, bütüncül bir ihale yapılacak, ihaleyi alan firma ne gerekiyorsa hepsini tedarik edecek, öyle anlaşılıyor. Yapılan açıklamalardan, buradan ve daha evvel yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki bu ihalelerle, bu proje, bütünüyle iletişim, GSM operatörlerine terk edilecek. İşte, Türkiye'de 4 tane operatör çağrılacak, bunlar üzerinden ihale edilecek. İyi yani burada "Niye?" diye sorabiliriz; nasıl olacak, daha etkili mi olacak? Bu operatörler bütün bu araç ve gereçleri mi üretiyorlar? Öyle de değil. Ürettiklerini kendileri yapacaklar, üretmediklerini de temin edecekler. Hatta bunun için, bu teminler için özel firmalar kurabilecekler. Biz bu 4 tane firmayı bütün bu işlerde, tüm vergilerden ve diğer yükümlülüklerden bütünüyle muaf tutuyoruz yani bu çok ciddi, büyük bir teşviktir. Bu teşvik acaba gerçekten bu FATİH Projesi'yle mi yapılıyor yoksa bu 4 tane firmaya mı böyle bir şey yapılıyor, bu soru soruluyor. Çünkü daha başka maddelerde de bu firmalarla ilgili birtakım alacaklar sanıyorum yeniden yapılandırılacak ya da silinecek, böyle bir şey var. Niye bu iş bu 4 tane firmaya? Bu iş ortada duruyor.
Şimdi, baktığınız zaman gerçekten şunu bize anlatması gerekiyor Sayın Bakanın ya da Bakanın görevlendireceği bürokratların: Bu şekilde bütün kalemlerde bu firmaların, FATİH'le ilgili tedarikleri yapacak firmaların vergi ve diğer tüm yükümlülüklerden muaf tutulması bu projenin hızlanmasına, bu projenin başarıya ulaşmasına nasıl bir katkı sağlıyor, bunu gerçekten merak ediyoruz, bunu ikna edici bir şekilde bize anlatmaları gerekir diye düşünüyorum.
Son bir şey daha söyleyeyim: Gerçekten bugüne kadar harcanan para tam olarak nedir ve bugüne kadar yapılan işler de tam olarak nedir? Yani bu proje için bugüne kadar harcanan para 2,5-3 milyar neyse, bunlar tamamen, proje tamamen çöktü mü, çöpe atıldı mı? Biraz evvel Sayın Tamaylıgil de sordu, gerçekten bu verilen tabletler, tahtalar mahtalar, bunların durumu nedir, yoksa sil baştan, sıfırdan yeniden mi başlıyoruz? Sil baştan, yeniden başlıyorsak hakikaten bugüne kadar yapılanlarla ilgili herhangi bir hesap sorulacak mıdır sorulmayacak mıdır soruları da ortada duruyor diyor, teşekkür ediyorum.