KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dün tartıştığımız önergeyle bugünkü önergenin farkını sayın bürokratın tam olarak anlattığını sanmıyorum. Hatta bana öyle geldi ki bugünkü önergeyle daha da genişletiliyor, metrekare şeyi filan kalkıyor.

Bakın değerli arkadaşlar, demokrasilerde yasa yaparken lobilerin etkisi çok fazla. Yani sadece bizimle ilgili değil, bütün dünyada demokrasilerde lobilerde güçlü olanlar tarafından oluşuyor, güçlü olanlar yasamayı etkiliyor ve kendi çıkarları doğrultusunda yasalar çıkartıyorlar. Oysa, Parlamentonun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir yasa çıkarırken bu işin kamu çıkarını, bütün bir topluma nasıl etki ettiğini, adalet ilkesini, bunları ciddi bir şekilde gözetmesi gerekiyor.

Bakın, ülkemizde bir alışkanlık var, burada da dünden beri tekrar edildi. Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, sanayicilerle konuşurken dedi ki: "OHAL'e filan karşı çıkıyorsunuz ama yanlış yapıyorsunuz, OHAL'le biz grev erteliyoruz." Dün de bizim duygusal şeylerimizle oynamak için, lobi için gelen arkadaşlar "Efendim, 13 bin işçi işsiz kalacak." gibi çok ağır cümlelerle yani sanki bu yasaya karşı çıkanlar, bu yasanın genel olarak kamu çıkarına, adalet ilkesiyle ne kadar uygun olup olmadığını tartışanlar 13 bin kişinin işsiz kalmasına sebebiyet verecekler gibi bir baskı kurmaya çalıştılar. Bunlar yanlış şeyler, bunlar yapılmasın, bunlar doğru şeyler değil.

Çok açık, net, işte sadece sanayi bölgeleriyle ilgili bir olay konuşmuyoruz. Şu anda adı geçen özellikle bu 5 tane sanayi bölgesi büyük şehirlerimizde kurulmuş, zamanında yasanın da eksikliklerinden şey yaparak kiralanmış, gelişmiş. Biz biliyoruz oraları, gittik de, oradaki insanların dertlerinin çözülmesini de istiyoruz ama oralar sadece böyle üretim tesislerinden filan ibaret değil, oralar, bir sürü, mağazasından, restoranına kadar değişik şeylere kiraya verilmiş durumda. Çok açık ve net ki rant amacı... Rant amacı kötü bir amaç falan değildir, "rant" dediğimiz zaman öyle çok da kızmayın ama bu rantın bir sınırı olması gerekiyor. Bu, rant sağlayan, kamuyu genel olarak rahatsız etmemesi gerekiyor, adalet ilkesini çiğnememesi gerekiyor.

Şimdi, bir de şehircilikle ilgili... İstanbul'da 15 milyonu geçmiş, 20 milyona doğru giden... Gerçi, Adalet ve Kalkınma Partisi, uydu şehirler, 5 milyon o tarafta, 5 milyon bu tarafta da yeni şehirler oluşturmaya çalışmaktadır ama dünya kadar altyapı yatırımı yapılmasına rağmen, bu kadar metro yapılmasına rağmen İstanbul'da kımıldanamıyor. Genel bir politika olarak yani kamu yararı, devletin genel bir politikası olarak bu sanayinin, bu tesislerin bir şekilde Anadolu'ya da yaygınlaşmasını düşünmesi gerekiyor. Anadolu'da da yapılan organize sanayi bölgeleri var. Bazıları, işte Antep'ti, Kayseri'ydi filan dolu olabilir ama birçok yerlerde de bomboş. Bunların da dikkate alınması gerekiyor. Bence, şahsen -arkadaşlar ikna olmuşlarsa söylerler- dün gelen önerge ile, Sayın Koçer'in önergesi ile Sayın Öztürk'ün önergesi arasında bizim endişelerimizi giderecek bir şey yok. Tam tersi, belki bu işin uygulanacağı organize sanayi sitelerinin sayısı azaldı gibi görülüyor ama mevcut sitelerde o kısıtlamalar da kaldırılıyor. Parsel alanının en az 3 bin metrekare olması, müteşebbis heyet ve genel kurulun uygun görmesi gibi kısıtlayıcı şartların da ortadan kaldırımı şeklinde geldi diye düşünüyorum. Arkadaşlarımız ne diyecek bakalım.

Teşekkür ederim.