| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .10.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Pardon.
Sayın Bakan da "Bu konu bu yönüyle burada konuşulmasın, bu ayrı bir konu." filan dedi. Hiç de öyle düşünmüyorum yani tütünle ilgili konu ayrı bir konu değil ve şu anda görüştüğümüz kanunla ilgili.
Yani, şunu açıkça şey yapalım: Türkiye yıllardan beri, ta Osmanlı'dan bu yana, Düyun-ı Umumiye'den bu yana tütünle uğraşıyor; tütünle ilgili bu konular geliyor, gidiyor, konuşuyoruz. İşte, Reji İdaresini filan okumuşuzdur. 20 bin insan ölmüş, biliyorsunuz, yabancı tütün şirketleri kâr etsin diye. İşte, 1980'den sonra da, TEKEL yönetiminden sonra yavaş yavaş tekrar yabancı şirketler gelmiş, neoliberal uygulamalar gündeme gelmiş, tekel kalkmış, daha sonra TEKEL satılmış ve şimdi geldiğimiz yerde 2001'de çıkan yasa, meşhur on beş günde on beş yasayla ilgili noktadayız ve o yasanın koymuş olduğu şeyleri aşamıyoruz.
Şimdi, arkadaşlarımızın söyledikleri enteresan. Yani, Türkiye'de 250 bin ton-70 bin ton-80 bin ton tütün üretme kapasitesi var ama biz bunu üretmiyoruz; dışarıdan getireceğiz, dâhilde işleme rejimiyle işletip tekrar dışarıya satacağız. Niye böyle, niye üretmiyoruz? sorusuna cevap verilmiyor.
Bakın, burada iki tane konu var, bir: Yani, "Türkiye, bağımsızlık, millî, yerli" filan laflar ediyoruz ya, yani bağımsızlığıyla ilgili bir olay var. Şimdi, bu yasanın daha evvelki tasarıdaki hâliyle gelmesi hangi endişelerle oldu, nasıl oldu; bir. Kaçak şey arttı, belli bir oranı geçti; dolayısıyla, Hükûmet düşündü ki "Bunları biz vergilendirelim. İşte, 35 milyar TL değil de 38 milyar TL gelirimiz olsun.", bir amaç bu. İkincisi de: Tekelerin baskısı var, yani "Yok." filan derseniz inandırıcı olmaz. "Yok." derseniz, o zaman "Hadi tütün ekimini de serbest bırakın." gibi şeyler gelebilir.
Değerli arkadaşlarım, 2002'de çıkan yasa, yani, bilmiyorum, başka bir ülkede var mı, kendi üreticisine kanun çıkarıp ürününü ekmesini sınırlayan, kota koyan bu amaçla başka bir ülke var mı, bilmiyorum. Var mı Sayın Başkan?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yok.
BAŞKAN - Şimdi söylemeyeceğim, siz konuştuktan sonra cevaplayacağım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Size sormuyorum zaten.
Değerli arkadaşlarım, yani "Bu konularla, şimdi konuştuğumuz konularla ilgisi yoktur." derseniz, o zaman, gerçekten, milletvekillerinin konuşma iradesini sınırlıyorsunuz anlamına gelir.
Şimdi, burada gerçekten üreticiler... Kooperatif kurulacak, izin verilecek, burada bir rahatlama geliyor. Sayın Sarıbal'ın söylemiş olduğu konulara katılıyorum, ilk hâli ile şu andaki hâli arasında önemli farklar var. Ama yine tütünde yasak, sınırlama, hapis, işte, nakledenlerle ilgili, ticaretini yapanlarla ilgili bu şey devam ediyor. Bu konu burada nasıl çözülür bilmiyorum ama Hükûmet tütünle ilgili, aslında şekerle ilgili, pancarla ilgili birçok konuda ciddi bir tarım politikası... Sayın Başkanın dediği gibi, belki bütçe konuşulurken bunlar konuşulacak ama bunların konuşulup bir hâl çaresine konulması gerekiyor, yoksa yaptığımız şey: "Sadece gelir olsun ve yabancı tekeller kazansın."
Şunu kabul edebiliyor musunuz, son cümlem, bitiriyorum: Türkiye'de tütün üretilebiliyor, tütün tüketenler de var ama yasa zorlamayla, bu millî Meclisin çıkardığı yasa zorlamayla yüzde 85 yabancı tütün, yüzde 15 yerli tütün... Bu kabul edilebilir bir şey mi arkadaşlar yani? Bu, piyasa böyle istediği için, talep böyle olduğu için olmuyor; bu millî Meclisimizin çıkarmış olduğu yasalara dayanarak bu karar alınıyor: Yüzde 85 yabancı, yüzde 15 yerli. Bunu kabul ediyorsunuz, içinize sindiriyorsunuz ve hâlâ "Yerliyiz, millîyiz, bağımsızız. Yedi düvele karşı savaşıyoruz, şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz." diyorsanız bu inandırıcı değil değerli arkadaşlarım.
Saygılarımla.