KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana ben de bir kez daha hayırlı olsun dileğimi iletmek istiyorum. Kendisini, değerli milletvekili arkadaşlarımızı, saygıdeğer bürokratları ve değerli basın mensubu meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.

Ben sözlerime, Sayın Bakanım, bir, bir buçuk yıl önce hepimizin birlikte karşılaştığımız belayı hatırlatarak ve oraya nasıl gelindiğini hiçbirimizin unutmaması gerektiğini belirterek başlamak istiyorum. O da neydi? 15 Temmuz darbe girişimiydi. O darbe girişiminde, biz burada yani bu Mecliste, bizi bombalamak isteyenlerin, Mecliste bizi bombalayanların daha doğrusu, 250 yurttaşımızı şehit edenlerin, yüzlerce yurttaşımızı yaralayanların hangi yurtlardan, hangi koşullarda eğitim görerek geldiğini hiç unutmamamız lazım. Onlara bu imkân verilirken maalesef, şahsınız değil tabii ki ama Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yıllar boyu belki de yeterli oranda yurt yapamamakla, yapmamakla, aslında, bir miktar, evlatlarımızın bu yurtlara mecbur kalması konusunda sorumlu olduğunu düşünüyorum. Buradan dersler almalıyız. Yani önemli olan, geçmişi konuşurken "Siz şöyle yaptınız, böyle yaptınız." değil, bundan sonrasında evlatlarımızın, gençlerimizin benzer şekilde, dün FETÖ'ydü, yarın bir başka tarikat, bir başka cemaat olmasın, evlatlarımız devletin yurtlarında barınabilsinler. Yurt sayısının bu yüzden artması, ihtiyacı karşılaması lazım.

Siz bizimle az önce paylaştınız iyi niyetli bir şekilde çalışmalarınızı, çabalarınızı. Bir kez daha hayırlı olsun diyorum. Ancak bu konunun, belki de konuştuğumuz diğer her türlü konudan ki özellikle spor her zaman daha fazla öne geçiyor ama bence Bakanlığınızın birinci, ikinci, üçüncü, onuncu, kaçsa önceliğinin hep yurt yapımı olması, barınma sorununun aşılması gerektiğini düşünüyorum. Ona vurgu yaparak konuşmama başlamak istiyorum.

Maalesef, tabii, bugüne kadar partinizin politikaları gençliğin sorunlarının çözümü noktasında olmadı. İşte, az önce bahsettim, yurt meselesi ortada. Benzer şekilde, yine, gençlik... Nasıl bir gençlik istiyoruz? İşte, dindar, kindar vesaire bir sürü tanım yapılabilir ama aslolan, olması gereken, bizce, özgür düşünen, tartışabilen, hangi görüş olursa olsun serbest fikir ortamında, özgürlük ortamında tartışabilen bir gençlik olması gerekmektedir. Ama bu gençliği nasıl yaratacağız? Öyle bir yönetim altındayız ki Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı da olan Sayın Cumhurbaşkanı "TEOG kaldırılsın." diyor, sistem kalkıyor. Bir başka gün "Statların ismi şöyle olsun. 'Arena' kalksın, 'arena' gelsin." diyor, değişiyor. Böyle olmaması lazım ve gençliğin, artık gençliğimizi emanet edecek olduğumuz gençliğin özgür düşünen, sorgulayabilen, hepimizi, sizi, bizi herkesi sorgulayabilen bir gençlik olması lazım.

İstatistiklere baktığımızda, şu anda ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri de Sayın Bakanım -birçok yerde atıf yapılıyor, siz de bu çalışmaları görmüşsünüzdür- hem eğitimde olmayan hem de iş sahibi olmayan kesimin çok büyük bir yüzdeye erişmiş olması. OECD rakamlarında da bu var. Yıllardır bunu konuşuyoruz. İşte yine ne zaman istatistikler çıksa yani özellikle de genç kesimde -20 ile 30 yaş arası hatta 18'den belki başlayarak- bu rakam yüzde 30'ları bulmuş gözüküyor. Yani bu insanlar ne yapıyor? Okulda değil. Bu insanlar nerede? İşte de değil. Bu insanlar işte bizim kaybetmememiz gereken ve işte her türlü suç örgütüne ya da belaya maalesef kapılabilecek gençlerimiz. İşsizler, iş bulmamız lazım. Diyebilirsiniz ki bu benim meselem değil ama Gençlik Bakanı olarak onların iş bulabilmesinin yolunu açacak faaliyetler, aktiviteler konusunda belki ön almamız gerekiyor diye düşünüyorum Sayın Bakanım.

Şimdi spor denilince tabii ki kamuoyunun aklına maalesef sadece futbol geliyor ve bu nedenle siz de mesainizin önemli bir bölümünü futbola ayırmak durumundasınız. Millî Takım'ımızın 2018 Dünya Kupası elemelerini geçememiş olması maalesef hepimizi üzdü. Bu, Millî Takım'ın kaçırdığı dördüncü Dünya Kupası olacak. Şimdi bu başarısızlığın bir faturası olacak mı, çıkacak mı birilerine? Daha önce, bu başarısızlıkta işte Süper Lig'de, Türkiye Ligi'nde yabancı oyuncuların fazla olması konusu tartışılmıştı. Bu konuda sizin görüşünüz nedir, bir netleşme olacak mı? Hakikaten bir istatistik yaptırdınız mı Süper Lig'de ve İşte Birinci Lig'de ya da sadece Süper Lig'de ya da diğer liglerde yabancı oyuncu oranı ne aşamada, altyapıdan gelen oyuncu oranı ne aşamada? Bu konulara sanırım eğilmek gerekiyor.

Tribünde şiddet meselesi: Bu konuda bir kanun çıkartıldı ama yeterli caydırıcılığı oldu mu? Şiddet görüntülerinin devam ettiği görülmekte. Kanunda bir değişiklik düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz bilemiyorum ama benim vurgulamak istediğim bir husus var: Bu kanun tribünde şiddeti durdurmakta yeterli olmazken -yani çıkarılan kanun- tribünlere işte "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" yazılı pankartın sokulmaması ya da "Nuriye ve Semih yaşasın" pankartı açan taraftarların tutuklanıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yani ne var bunda yani Nuriye ve Semih yaşasın" demekte, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demekte ne var, kimi rahatsız etsin? Hiçbirimizi burada 2 insanın yaşaması, hayata tutunması rahatsız etmemeli. İşte 10 Kasım önümüzde, yine hep birlikte anacağız Atatürk'ü. İnsanların "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demesinden niye rahatsız oluyoruz? O yüzden tribünlerde bir siyasi tahakküm kurulmak istendiği şeklinde algıya neden olabiliyor bu tür yaklaşımlar.

Benzer şekilde Passolig uygulaması. Bir kez daha biz bunun kalkmasını istiyoruz. Yani tribünlere Passolig uygulaması geldiğinden beri de böyle can, böyle bir yeterli seyirci geldiğini de görmüyoruz doğrusunu söylemek gerekirse.

Sayın Bakanım, bir konuda da çalışmalarınızı belki detaylı dinleme fırsatı olursa sevinirim. O da hem sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada sporun başındaki belalardan biri dopingi meselesi. Ancak Türkiye'de dopingle mücadele ne yazık ki yeterince yapılamıyor. Atletizm ve halter başta olmak üzere son yıllarda büyük şampiyonalarda madalya kazanan sporcularımıza verilen cezalar ülke olarak hepimizi üzdü. Yasaklı maddelerin uluslararası şampiyonalarda ülkemizi temsil eden sporcularda çıkmış olması, bazı branşlarda antrenörlerin ve spor federasyonlarının dopinge göz yummuş olabileceği iddialarını kuvvetlendirmekte. Doping yapan sporcuya verilen cezalar kadar acaba antrenörlerin de benzer, caydırıcı cezalar alması gündeme alınabilir mi diye dikkatinize getirmek isterim. Bakanlığınızın dopingle mücadele konusunda kapsamlı bir yol haritasına ihtiyacı olduğu düşüncesindeyiz. O konuda eğer bizimle paylaşacağınız yeni bilgiler varsa çok memnun oluruz. Bu arada sormak isterim: Son on yılda örneğin, numunelerinde dopingli maddeye rastlandığı için yasaklı hâle gelen sporcu sayımız nedir? Bu sporcuların yasaklı hâle gelmesi nedeniyle iade edilen madalya ve ödül miktarı nedir? Onu da sormak isterim.

Türkiye'nin, daha doğrusu İstanbul'un uzun yıllardır Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya yönelik bir talebi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda işte Hükûmetinizin mücadelesi oldu, bizler, tüm kamuoyu destek oldu. Yıllardı uğraşıldı ancak en son 2020 Oyunlarını düzenlemek için girdiğimiz yarışmayı kaybettik, 2024 için de böyle bir talebimiz olmadı. Bundan sonraki yıllara yönelik bir hazırlık içinde misiniz? Eğer böyle bir hazırlık varsa İstanbul'un acaba olimpiyat süreci bundan sonra canlanacak mı, yoksa artık askıya alındı mı demeliyiz? İstanbul'un trafik sorunu başta olmak üzere bir dizi altyapı problemiyle gerçekten olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu düşünüyor musunuz diye sormak istiyorum.

Tabii bu arada Sayıştay raporlarında önemli unsurlar var. Bunları dikkate almanız gerektiğini düşünüyoruz. Her yıl, gelen sayın bakanlarımızla bunları paylaşıyoruz. Genel müdürlükçe ihale edilen inşaatlara ilişkin -Spor Genel Müdürlüğüne ilişkin- yapı denetim, danışmanlık hizmet alım işlerinde şartname ve sözleşme hükümlerine aykırı hususların tespit edildiği vurgulanıyor. Raporda ceza ve kesintiler gerektiren durumlarda cezaların uygulanmadığı belirtiliyor. Toplam 908 bin 95 lira 46 kuruşluk bir kamu zararının tespit edildiği, idarenin bu inşaat işlerinde yüklenicilere fazladan ödeme yaptığının kabul edildiği anlaşılıyor. Bahsedilen meblağ ciddi bir orandır. O yüzden acaba bu konuda bir idari soruşturma açma ihtiyacı hissettiniz mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bitiriyorum birkaç dakika içinde Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Lütfen, tamamlar mısınız Sayın Çakırözer.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tabii.

Benzer şekilde Kredi Yurtlar Kurumuna ilişkin raporda öğrenim ve katkı kredisi taksitlerinin geri ödenmesinde takip işlemlerinin sağlıklı yürütülmediği tespit edilmiş durumda. Tabii, bu doğal bir taraftan. Çok fazla kredi alan var ama bu konuda borcu bulunan vatandaşlarımızı rahatlatacak bir yeniden yapılandırmayı düşünüp düşünmediğinizi merak ediyorum.

Şimdi, amatör kulüplerimizin desteğe ihtiyacı var, bunu sizinle görüşmemizde de aktarmıştık Sayın Bakanım. Antrenman sahası bulamıyorlar, spor kıyafeti alacak imkânları yok, bunlara destek olunması lazım. Altyapı gerçekten gerekli. Bu noktada Eskişehir'imizin -işte, bakın, 7 tane sentetik sahası var toplam, 2 tanesini belediye yaptı- saha ihtiyacı var. Belediyelerimiz de imkânları oldukça yapıyorlar ama daha fazlasına ihtiyaç var.

Az önce dile getirildi bir başka milletvekilimiz tarafından, ben de aktarmak istiyorum. Mesela okul sporlarında bizim deplasman giderleri bir yıldır karşılanmıyor biliyorsunuz, çok zor durumdalar. Bazı öğretmenler işte kredi kartıyla vesaireyle çocukları göndermeye çalışıyorlar, mağdurlar.

Bu TOHM merkezlerinden bildiğim kadarıyla Eskişehir'de yok. Eskişehir'imize de isteniyor.

Eskişehir'imizle ilgili olan ama aslında tüm kulüplerimizi ilgilendiren iki husus daha var, onu da dikkatinize getirerek konuşmamı bitirmek isterim Sayın Bakanım.

Şimdi, Eskişehirspor'umuz biliyorsunuz taraftar kültürü ve başarılarıyla futbol dünyasına, Anadolu kulüplerine örnek olmuş bir camia, taraftarıyla olsun, spor kulübüyle olsun, ne yazık ki zor günler geçirerek Birinci Lig'e düştü. Ciddi ekonomik ve diğer sıkıntılar, sorunlar ortaya çıktı. Çok kısa zaman önce yeni bir yönetim seçildi. Bu arada, Sayın Başbakan 2 kez dört ay içinde, siz 2 kez, Futbol Federasyonu Başkanımız 2 kez Eskişehir'e geldiniz, destek sağlanacak dendi ancak yeterli destek sağlanamadığı için şimdi 22 Kasımda kongreye gitmek durumunda kalıyor Eskişehirspor. Eskişehirspor sevdalıları inanıyor ki, hepimiz inanıyoruz ki geçen yılın kötü anılarını silebilmek ve yeni bir başlangıç için bu sezon Eskişehirspor'umuzun hedefi süper lige çıkmak, şampiyonluk olacak. Fakat önceliğimiz maddi destek.

Şimdi o kadar ziyaret yapılıyor. Bırakın maddi desteği bulmayı, tam tersine 3 puanımız silindi bizim biliyorsunuz birkaç gün önce. İşte gelenleri saydım az önce size. Sayın Başbakan geldiğinde, Genel Başkan Yardımcısı da olan Eskişehir Milletvekiline "Destekte bulunulacaktır." dedi, güzel dileklerle gittiler, açıklamalar yaptılar, formalar verildi alındı. Bu yüzden, şimdi, bütün kentimizde herkes, iş insanları, sivil toplum, belediyeler, siyasetçiler elinden geleni yapıyor ama olmuyor. Az önce haber sitelerindeydi "Eskişehirspor'a savcılık el attı." diye. Çok üzülerek ben de bakmak durumunda kaldım.

BAŞKAN - Sayın Çakırözer, lütfen...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hemen bitiyorum.

Bizler Eskişehirspor'umuzun yok olmasını değil, hepimizi gururlandıran, sadece Eskişehirlileri değil, tüm Türkiye'yi gururlandıran, "Anadolu Şimşekleri" dediğimiz döneme tekrar dönmesini, yeni başarılara kavuşmasını diliyoruz.

Son olarak da, Sayın Bakanım, Eskişehir'imize yeni bir stat yapıldı, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu statta A Millî Takımımız maçlarını, bir tanesi hariç, hep kazanıyor, İzlanda ve Hırvatistan maçları burada yapıldı. Şimdi, stat yapılıyor ancak statların ismi... Bizim stadımızın ismi "Atatürk Stadyumu"ydu, şehrin ortasındaki stadyumumuz. Şimdi, Yeni Eskişehir Stadyumu, Yeni Stadyum gibi bir laf... Yani Atatürk Stadyumu Atatürk Stadyumu'dur, bu "Atatürk" isminin yaşatılması lazım. Az önce de söyledim, Atatürk ismi hepimiz için gurur kaynağı, onur kaynağı, ülkemizin kurucusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin, önemli bir isim. Ama işte, başka şehirlerde de duyuyoruz, Yeni Konya Stadyumu...

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyoruz Sayın Çakırözer, lütfen...

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hemen bitiriyorum, hemen bitiriyorum efendim.

O yüzden, bizler, hem Eskişehir'imiz için hem de diğer illerdeki statlarımız için, stat adlarının değiştirilmemesi gerektiğini, stadyumumuzun adının mutlaka Atatürk Stadyumu olarak kalmasını istiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak paydası. Dolayısıyla bu ortak paydaya hep birlikte sahip çıkalım diyoruz.

Amatör kulüplerin desteği önemli.

Son olarak da Vadişehir Mahallemizde Odunpazarı Belediyemiz bir futbol sahası yapmak istiyor, izin başvurusu Bakanlığınızda. Bu konuda gerekli iznin verilmesini sağlayabilirsek çok teşekkür ederiz.

Bakanlığımız bütçesinin hayırlı olmasını dilerim.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çakırözer.