KOMİSYON KONUŞMASI

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli hazırun; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Bugün 10 Kasım, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 79'uncu yıl dönümü. Bu vesileyle Atamızı sevgiyle, saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz.

Atatürkçülük akıldır, bilimdir, laik cumhuriyet demektir, devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktır. Atatürkçülük kadın-erkek eşitliğini sağlamaktır, çağdaşlıktır ve eşit yurttaşlık demektir, aydınlık bir gelecek, hiçbir ayrım yapmadan birlikte üretmek, birlikte yaşamak demektir, bütün dünya ülkelerinin kabul ettiği ülkemizin en önemli ortak değeridir Atatürk. Bu değeri dikkate almamak, ders kitaplarından Atatürk ismini azaltmaya çalışmak, Ata'mıza yapılan hakaretlere göz yummak, takiye yapmak hiç kimsenin işine yaramaz.

Saygıdeğer Atam, hiç kimse bizleri senin yolundan ayıramayacaktır, ruhun şad olsun, nur içinde yat.

Sayın Bakan, Kalkınma Bakanlığı önemli bir bakanlıktır ancak yaptığınız görev çerçevesinde Bakanlığınız bu alanda etkin ve planlı bir çalışma maalesef yürütemiyor. Onun için Bakanlığınızın adına yakışan bir etkinliğin ve ağırlığın Hükûmet içinde ve ülkemiz içinde olmasını bekliyoruz. Bunun için iyi bir planlamaya ihtiyaç vardır. Planlama yapılırken yerli kaynaklarımızı ve imkânlarımızı değerlendirecek, topraktan sanayiye gidecek, mamul mal hâline getirecek, her alanda vatandaşa ve ülkeye katma değer sağlayacak kaynaklarımızı öncelikle değerlendirmeliyiz. Kalkınma planını yaparken hangi alan bizim için daha çok ihtiyaç, hangi alanda gelişmeyi sağlamalıyız, nasıl daha hızlı kalkınmamızı gerçekleştirebiliriz; bunun değerlendirmesini öncelikle yapmalısınız. Örneğin tarım alanında özellikle pamuk, fındık, üzüm, çay gibi sanayi ham maddesi olan ürünlerle ilgili ham olarak değil, işlenmiş olarak satılması için topraktan tüccara, tüccardan ihracata uzanan bu alanda işletmeler kurulması için özel bir çalışmanız var mı? Yoksa işlenmeden, mamul hâle gelmeden ihracata devam mı edeceğiz?

Sayın Bakan, gerçek anlamda kalkınmamızı sağlayabilmek için eğitimden başlamak üzere eğitim alanında fen ve teknik okulların önceliğini ve ağırlığını ne zaman sağlayacaksınız? Görünürde eğitim sizin Bakanlığınızın görevi değil ancak iktidarınızın ortak programında eğitimin plansız ve imam-hatip ağırlıklı bir eğitimi sürdürmekte olduğunuzu görüyoruz. Böyle bir eğitim uygulaması çerçevesinde kalkınmamızı nasıl sağlayacağız, kalkınmış ülkelere nasıl ulaşacağız, teknolojiyi nasıl üreteceğiz? Araştıran, sorgulayan nesilleri nasıl devreye sokacağız? Gerçek anlamda bir kalkınma sağlamak istiyorsak yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı öne çıkaran bir çalışma gerçekleştirmelisiniz. Yatırım odaklı, üretim ve rekabet odaklı bir kalkınma modeli ortaya çıkaramazsanız ihracatımızı artıramazsınız, ithalatımızı da azaltamayız, bağımlı olmaktan da kurtulamayız.

Sayın Bakan, iktidarınız hep ihracatımızın arttığını söylüyor. İhracat artışında daha çok ithalat artışını da görüyoruz. Bunu önemli saymalısınız. Öncelikle ithalatımızı karşılayacak şekilde bir ihracat seferberliği başlatmalısınız. Ülkemizdeki ithalatın ağırlıklı olarak ara malları kapsadığı bir gerçektir. Bu ara malların üretimi konusunda özel bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Hele hele bu ara malların ham maddesi ülkemizde üretiliyorsa, örneğin pamuk gibi ürünler neden hâlâ dışarıdan alınmaya devam edilmektedir? Bunun cevabını maalesef göremiyoruz.

Pamuk ülkemizin çoğu bölgelerinde yetişmektedir, Menderes havzasında ise dünyanın en kaliteli pamuğunu yetiştirmekteyiz. Mısır'ın Nil havzasından sonra bu alanda, pamukta en uzun elyaf uzunluğunu, en büyük bir şekilde, daha doğrusu kaliteli bir şekilde ürettiğimiz bir üründür. O hâlde zaman geçirmeden pamukla ilgili üretim politikamız değişmeli, toplu ekimlerin yaptırılması konusunda daha geniş alanlara ekimin yaptırılarak üretimin artırılması için gerçekçi bir teşvik politikasına ihtiyaç vardır. Topraktan tüketime uzanan ve her alanda katma değer sağlayan bir üründür pamuk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen tamamlar mısınız?

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ekiminin teşvik edilmesi, çiftçinin, çırçırcının, iplikçinin, dokumacının, boyacının ve konfeksiyoncuların para kazanması için bir araçtır pamuk. İstihdam yaratmaktır, istihdamın en yoğun olduğu üretim alanıdır tekstil sektörü. Bu sektörü maalesef ihmal ettiniz. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz her gün biraz daha umutsuzluğa düşüyorlar çünkü iş bulamıyorlar. Buna hakkınız yok. Ayrıca gençlerimizin yurt dışına kaçma durumunu, beyin göçünü iktidarınız eliyle yapmış oluyorsunuz. Bunu görmezlikten gelemezsiniz.

Sayın Bakan, üniversitelerimizi yeteri kadar değerlendiremiyoruz. Üniversite gençliğini hafife alıyoruz. Uygulamalı fen, teknik okullarımızı öne çıkarmalısınız. Üniversite eğitimi şu anda çökmeye doğru gidiyor. Buna fırsat vermeyelim. Üniversite eğitimi böyle gelmiş böyle kesinlikle gidemez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, son cümlelerinizi alalım.

Buyurun.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Genç nüfuslu potansiyelimizi heba etmeyeniz. Her meslekte yetişmiş olan gençlerimizi değerlendirmeliyiz. Sokakta boş dolaşan, üretime dâhil edemediğimiz bir durumu kesinlikle kabul etmiyoruz.

Bakanlığınızın bünyesinde olan TÜİK'in yeterli ve gerekli çalışmaları yapmadığını görüyoruz. Türkiye'nin neye ihtiyacı var, hangi alanlarda yatırım yapmalıdır, daha faydalı olacağını gösteren veriler maalesef ortada yok. TÜİK ülkemizin temel ihtiyaçlarını tespit etmeli. Bunların ne kadarını kendimizin ürettiğini, hangi miktarlarda ithalat için döviz ödediğimizi hızla ortaya koymalıdır. Özel sektör ile sanayi, ticaret, ticaret borsası, ihracat birliklerini bilgilendirmelidir. Yerli üretimi, yerli sanayiyi geliştirecek, büyütecek destekler ve teşvikler mutlaka yapılmalıdır. Artık bugün gelişmiş ülkelerde bile korumacılık öne çıkmaktadır. Ülkemiz de bunu hızla uygulamaya sokmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Bitiriyorum, son cümleler.

Sayın Bakan, kalkınmanın kalıcı ve sürdürülebilir olması için dünya ülkeleriyle iyi ilişkiler sürdürmeliyiz. Restleşerek, ilişkilerimizi zedeleyerek önce bozup sonra düzeltmeye gitmek ülkemizin itibarını azaltmakta, güvenimizi zedelemektedir. Bu nedenle yargının bağımsız olması, ülkemizin hukuk güvenliğinin olması, ayrıca, OHAL'in bir an önce kaldırılması gerekmektedir.

Teşekkür ederim.