KOMİSYON KONUŞMASI

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkanım, çok değerli Plan ve Bütçe Komisyonunun üyeleri ve bugün itibarıyla bütçe sunmak üzere burada bulunan Meclis Başkanımız, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterimiz, Ombudsmanlık Kurumu Başkanımız, Sayıştay ve Millî İstihbarat Teşkilatımızın çok değerli temsilcileri; öncelikle bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.

Tabii, bu bütçe günü, ilk günü. Kurumlarımızın ilk gününde, maalesef, basına yansıyan tatsız bir haberle güne başladık ve burada da sabah çok üzücü bir şekilde tartışma yaşandı. Bu, Plan ve Bütçe Komisyonunun muhabbetine, mehabetine uygun bir ortam değildi ama bir siyasi kişilik olarak, bir milletvekili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak bu yansıyan haberleri, bu söylenmiş haberleri de dile getirmeden burada teknik bir konuya, kurumlarımızın faaliyetlerine ve yapmış oldukları konulara ilişkin teşekkürlere girmeden önce... Bu ülkede milletimizin birliğini temsil eden ve bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen ve milletin iradesiyle burada görev yapmış olan ve hukukçu kimliğiyle bir muhalefet partimizin genel başkan yardımcısı statüsüyle görev yapan, çok da takdir ettiğimiz arkadaşımızın Cumhurbaşkanımıza ilişkin söylemiş olduğu cümleler pervasızlıktır, hadsizliktir -sakın, bu kelimeler o kişiye ilişkin bir hakaret değildir- haksızlıktır, çok kabadır, gerçekten çok kötü bir davranıştır, çok kötü bir davranış sergilemiştir. Suç vardır, suç unsuru vardır; suçun dışında da ahlaki anlamda, ciddi anlamda bir zafiyet göstermiştir. Buna sessiz kalmak, bunu görmeden buradaki bütçe konuşmasına devam etmek bir milletvekili olarak içimden gelmiyor. Dolayısıyla, öncelikle kınıyoruz. Arkadaşımız, gerçekten, maksadını aştığını... Bu ülkenin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanımıza karşı yapılan tavrı düzeltir diye ümit ediyoruz, öncelikle bunu vurgulamak isterim.

Dolayısıyla, buradan da sırasıyla kurumlarımızın bütçelerine ilişkin bir teşekkürü baştan belirtmek isterim; Cumhurbaşkanlığı kurumuyla, Cumhurbaşkanlığı müessesesiyle ilgili, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak, değerlendirme yapmak isterim.

Burada önceliği Cumhurbaşkanlığı bütçesine vermek gerekir. Gerçekten, işte, 2014 yılında seçimle Cumhurbaşkanımızı seçtik; bütün milletimizin iradesiyle, yüzde 51'i aşan oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanımız var.

Ben, tabii ki, üniversite yıllarıma, Ankara'da hukuk fakültesinde okuduğum yıllara gidiyorum. Tabii ki hukuk fakültesine girdiğinizde -siyasal ve hukuk yan yana iki fakülte- devlet idaresine talip öğrenci olma ve devlete ilişkin hedefleriniz var ve kurumları tanıyorsunuz. Biz o yıllardan itibaren Cumhurbaşkanlığı kurumuna, müessesesine, avlusuna, etkinliklerine katılma şansı bulamayan o dönemin gençlerinden birisi olarak ta ki milletin iradesiyle seçilmiş... Anayasa'daki görevlerini kullanmak yerine sembolik görevle görevlerini tamamlamış Cumhurbaşkanlarımıza hizmetleri için teşekkür ederiz ama Anayasa'da var olan yetkisini kullanmayarak Cumhurbaşkanlığı müessesesinin temsil makamı ağırlıklı olmak üzere ve milletle buluşma noktasında zayıf bir halka oluşturan Cumhurbaşkanlığının... Milletin daha güçlü iradesiyle seçilmiş, milletin kurumlarını dizayn eden, Meclisle ilişkilerinde, siyasi partiyle ilişkilerinde, STK'yla ilişkilerinde daha güçlü bir Türkiye için daha güçlü bir aktör olarak, gecesini gündüzüne katarak bu işe talip olmuş ve milletin iradesiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanlığını... 2014'ten sonraki döneme baktığımızda, gerçekten bugünkü gençlere, bugünkü STK üyelerine, bugün Cumhurbaşkanıyla, Cumhurbaşkanlığı müessesesiyle buluşma imkânı yaşayan kişilere Türkiye'de herkes imreniyor, ben de imreniyorum ve takdirle karşılıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza, yaklaşımı, yönetim tarzı itibarıyla teşekkür ediyoruz; Türkiye'de milletin temsilinin nasıl olması gerektiğini en güzel şekilde bize örnek olarak sunuyor.

Bugün, mahalle muhtarlarımız Külliye'ye gelmek için benden talepte bulunuyorlar. Biz de İçişleri Bakanlığına bildiriyoruz. Muhtarlarımız aralıksız bir şekilde Külliye'ye geliyor ve direkt cumhurun başkanıyla, milletin temsilcisiyle dertleşiyor, yemek yiyor, sohbet ediyor; STK'larımız hakeza, öğrenci temsilcilerimiz hakeza. Gerçekten milletin, takdir ve tebrik edilmesi gereken toplumun değişik kesimlerini iltifat ederek, ödüllendirerek, motive ederek toplumu bir birlik içerisinde ayakta tutan, zinde tutan, millete hedef gösteren bir Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanımız var. Bakıyorsunuz, işte, çok polemik yapıldı, onlara girmek istemiyorum. Bu yapılan tüm gayret ve çabanın sonucu milletin devletiyle buluşmasına bir araçtır, bir hedeftir. Gerçekten Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde camisiyle ve şimdi devam eden devasa kütüphanesiyle, konferans salonlarıyla insanların, yarın öğrencilerimizin, vatandaşlarımızın keyifle vakit geçirebileceği, keyifle, hiç problemsiz bir şekilde Cumhurbaşkanıyla görüşebileceği bir konsepti bizlere kazandırdılar. Burada, Genel Sekreterimiz başta olmak üzere tabii ki bu çalışmanın en büyük ayağını da oradaki bürokrasi kadromuz ve orada çalışan kardeşlerimiz yapıyor. Gerçekten o kadar keyifli bir ortam var ki gitmeyenlerin, gidemeyenlerin hiç problem yapmadan Külliye'ye davete icabet etmelerini buradan diliyorum.

Cumhurbaşkanlığımızın faaliyetlerine bakıyoruz: Cumhurun başkanı bu sene, 2017 yılında 35 veya 38 ile gitmiş, milletin ayağına gitmiş, milletle buluşmuş, oradaki sivil toplum kanaat önderleriyle buluşmuş ve devletimizin kurumlarının sorunlarını dinleyerek burada bakanlıklara taşımış. Bu vesileyle, ben Cumhurbaşkanlığımızın kadrolarının yapmış olduğu çalışmaya, Cumhurbaşkanımızın himayesindeki bu güzel hizmetlere teşekkür ediyorum. Tabiri caizse eleştiri anlamında, öneri anlamında bir şeyler yapabiliriz ama eleştirilecek bir husus bulamıyorum. Gerçekten aklımıza gelmeyen projelerle milletimiz çok rahat bir şekilde kendisini eminde, güvende hissediyor. Tekrar, Genel Sekreterimizin ve diğer bürokrasi kadrolarımızın emeklerine ben teşekkür ediyorum.

Meclis Başkanlığımızın bütçesiyle ilgili, 15 Temmuzdan girmek istiyorum. Evet, bir 15 Temmuz günü ve biz illerimizde, Meclis Başkanımız Meclisi bizzat açarak o gün milletin üzerine kâbus gibi çöken bu hain kalkışmanın önünde öncü olarak ve Ankara'da olan milletvekillerimiz iktidarıyla muhalefetiyle Meclise gelerek... Milletin tarihî bir şekilde hedef alındığı bu kalkışmaya karşı Meclisteki o görüntünün, o birlik ve beraberliğin ve o gece geçirilen mesainin heyecanıyla, ruhuyla milletimiz güç kazanmıştır. Milletimiz... Bu kalkışmayı püskürtmede Meclisimizin, Başkanımızın duruşunun büyük etkisi olmuştur; dolayısıyla, bu gayretinden dolayı Meclis Başkanımıza, bürokrasideki arkadaşlarımıza ve o gün Ankara'da ve Ankara dışındaki etkinlikte sahada, meydanda olan milletvekillerimize ben tekrar teşekkürü bir borç biliyorum.

Meclisimizin bütçesiyle ilgili değerlendirme yaptığımızda, evet, 1960'lı yıllardan itibaren Meclisimizin bize kazandırılmasında emeği olanlara da teşekkür ediyoruz, mekânları cennet olsun. Ondan sonraki çalışmalara baktığımızda -işte, bu çalışmaları inceledik- ciddi bir çalışma yapılmadığını görüyoruz. 15 Temmuzda ağır hasar alan Mecliste, buraların tedarikinde, eksikliklerin giderilmesinde Meclisin güçlü bir irade sergilediğini... Hem maddi kaynak anlamında hem irade anlamında, teknik anlamda ciddi bir çalışmayla bugün bizlere güzel hizmet verme noktasında ciddi bir emek var, ortada bir eser var. İktidar ve muhalefet milletvekillerinin, daha doğrusu burada Meclis çalışanlarının daha huzurlu bir şekilde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - ...yasama faaliyetini yürütmelerinde gerçekten, gerek idari hizmetler anlamında, yemekhanesinden kütüphanesine kadar ciddi bir çalışma var. Ben tekrar teşekkür ediyorum.

Şimdi, burada bir şeyin altını çizelim: Meclisin kültür sanat faaliyetleri kapsamına bakıldığında, ciddi anlamda, çok kolay da olmayan sempozyumların yapıldığını, İstanbul'da Saray'da yapılan çalışmaları ve orada ziyaretçi anlamındaki sayıya baktığımızda Meclisimizin, bürokrasideki arkadaşlarımızın aslında bu kalabalıkta görünmeyen çok ciddi gayretini buradan görüyoruz. Tekrar, Meclis Başkanımızın şahsında bütün kardeşlerimize, görev yapan kamu görevlisi arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Burada çok tekrar edildi, sabah Komisyon Başkanımız ve daha sonrasında vekilimiz de ifade etti: Plan ve Bütçe Komisyonunun rakamlarına baktığımız zaman, Meclisteki çalışmaların üçte 1'ine yakınını bu Komisyonun çıkardığını görüyoruz. Burada, gerçekten, eğitimlerine ve emeklerine baktığımız zaman çok nitelikli uzmanlarımız var. Belki, uzmanların yetişmesi zaman alacağından, burada en fazla ihtiyacımız olan, bize de, özellikle iktidar milletvekillerine daha fazla ihtiyaç olan bir şey olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda yoğun misafir ve taleplerle karşı karşıyayız. Muhalefet milletvekilleri alınmasınlar ama gerçekten burada daha fazla katkı verme anlamında zorluk çektiğimizi... Yani burada belki bir geçişle AR-GE'deki uzmanlarımızın yoğunluğuna bakarak veya diğer yerlerdeki uzmanlarımızın yoğunluğuna bakarak Plan ve Bütçe Komisyonunun uzman sayısının ve katkısının artırılmasına ilişkin öneriye ben de katılıyorum.

Buradan tekrar teşekkürlerimi bildirerek...

BAŞKAN - Sayın Taçcı, toparlayalım lütfen.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Ombudsmanlık Kurumuna ilişkin, yine öğrencilik yıllarıma gittiğimizde -yani bunu siyaseten söylemek istemiyorum- Türkiye'de hukuk kitaplarından okuduğumuz, "İsveç modeli" dediğimiz bu sistemi Türkiye'de on yıl sonra ben kurumsal olarak göreceğimi hayal edemezdim. Bugün, Allah'a şükür, AK PARTİ hükûmetlerinde cesur bir şekilde hukuki anlamda kurumsal düzenlemeler, çalışmalar yapıldı. Burada birkaç şeyi söylemek istiyorum. Gerçekten biz bu kurumu kurduk yani anayasal olan bir çalışmayla bu kurumun çalışmasını -kuruluşundan itibaren- gayretlerini görüyoruz. Şimdi, Başkanımız da burada. Buna ilişkin bir iki önerim olacak yani bunu soru niteliğinde ve öneri niteliğinde alabilirsiniz. Yurt dışında yaşayan Türklerimiz var, o ülkedeki vatandaşlarımızın sorunları var. Acaba bu sorunlara Ombudsmanlık Kurumu nasıl el atabilir? Yine, Yurt Dışı Türkler Başkanlığının gurbette yaşayan vatandaşlarımızı orada eğitme, oradaki sorunlarını çözme noktasında yasal sınırları nedir, ne değildir? Soru olarak bunları önermek isterim.

Yine, üniversitelerde öğrenci topluluğu oluşturarak... Çünkü hukuk fakülteleri başta olmak üzere, böyle bir kurumun yargı yükünü azaltma anlamında, Türkiye'deki kavgayı ve ihtilafı azaltma anlamında sulh yoluyla ve idari yolla çözme noktasında çok fonksiyonel bir özelliğini ve bundan sonra daha büyük özelliklerini kazanma noktasında bizim yasama olarak katkı vermemiz gerekiyor, bütçesinin yarın daha artarak daha fonksiyonel bir hâle gelmesi noktasında.

Bakınız, biz referandumla 2019'da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Bugün bu kurumun -yapması gereken bence- dağınık olan kurumları, aynı işe koşan, aynı işi yapan benzer kurumları birleştirerek bir çatı altında, daha etkin, fonksiyonel görev almasını öneririm. Mesela, BİMER, CİMER gibi kurumlar ile İnsan Hakları Eşitlik Kurumu, Etik Kurulu gibi kurumların Ombudsmanlık Kurumu bünyesinde birleşmesinde hem israfı önleme anlamında hem etkinlik anlamında hem de bugün aslında sadece illiyet bağı var gibi gözüken bu kurumun Meclisle paydaşlığının daha büyük artırılmasında somut bir şekilde bizim de yakın çalışma anlamında fırsat bulmamızda ve Türkiye'deki idari denetimin etkin bir şekilde denetiminde önemli bir misyon üstleneceğini düşünüyorum. Hani diyoruz ya burada...

BAŞKAN - Lütfen, toparlar mısınız.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım, "Toparlayın." derken.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Tamam Başkanım.

Dolayısıyla, TBMM, yasama yeni dönemde daha bir etkin hâle gelir.

Başvuru sayısına baktığımız zaman ciddi bir artış var. Bir de resen inceleme yetkisi bu kuruma verilirse... Çünkü şikâyete bağlı bir inceleme yapılıyor. Dolayısıyla resen inceleme yetkisinin de verilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.

Bu vesileyle bütçelerimizin tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.