| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı b) Avrupa Birliği Bakanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2017 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, öncelikle 2018 yılı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İyi niyetinizle ve özverinizle zorlukları başaracağınıza inanıyorum.
Ben sözlerime önce dün yaşadığım bir olayı anlatarak başlamak istiyorum. Tabii, bugün ben kadın ve aileden sorumlu Bakanlığımızın görüşmeleri olacağını da bilmiyordum, tamamen tesadüf. Mersin'den çıktım, Ankara'ya gelirken yol üzerinde kadın satan insanları gördüm, yol üzerinde kadınları gördüm ve 155'i aradım bir vatandaş olarak. 155'i aradım ve "Tarsus-Adana Otobanı'nda kadın satıyorlar, bunlara müdahale edin. Mersin Milletvekili Baki Şimşek'im ben." dedim, Emniyetin kayıtlarında da vardır. Tabii, bununla defalarca karşılaşıyoruz Türkiye'nin birçok yerinde. Sorduğumuz zaman bize Emniyet yetkilileri şunu söylüyor: "Biz bunları alıyoruz, 100-150 lira gibi bir para cezası yazıp geri bırakıyoruz."
Kadın satıcılarına ve bedenini satan insanlara ağır cezaların uygulanması lazım aile mefhumunu ayakta tutabilmemiz adına. Özellikle otobanlarda kapkaç ve fuhuş amaçlı; sadece fuhuş değil, bazıları da kapkaç amaçlı. Bütün vekillerimiz bölgelerine gittiğinde görüyordur. Bununla ilgili mutlaka yasal yaptırım uygulanması lazım.
Tabii, Bakanlığımız Sosyal Politikalar Bakanlığı. Ben, Oğuz Kağan'ın milattan önce 200 yıllarında söylediği bir sözle konuşmama devam etmek istiyorum: "Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın!" demiş Oğuz Kağan. Herhâlde Oğuz Kağan asrımızda yaşasaydı 15-20 milyon insanın yoksulluk yardımı aldığı, kadın sığınmaevlerinin dolu olduğu, yaşlı bakımevlerinde ve huzurevlerinde insanların anne babalarına... Bayburt vekilimizin söylediği her kelimenin altına imzamı atıyorum; Bayburt'ta demek ki aile mefhumu ayakta. Hiçbir vatandaş, aile mefhumu ayakta olan, iyi aile terbiyesi almış bir insan annesini babasını, eğer çok çok çok imkânsız şartlarda değilse, mutlaka huzurevlerine vermek istemez.
Biz gelişmiş bir ülke olarak sosyal yardım alan vatandaşlarımızın sayısının azalmasından mutlu oluruz, her yıl sayının artmasından mutlu olmayız. Yardım miktarının artmasından ama yardım alan insanların sayısının azalmasından, kadın sığınmaevlerinde kalan kadınların sayısının azalmasından, boşanmaların azalmasından mutlu oluruz. İnşallah, önümüzdeki yılki sunumunuzda bu sayının azaldığını sizlerden duymak isteriz. Siz kadın ve aileden sorumlu Bakan olarak elbette el uzatıyorsunuz, yardımcı olmaya çalışıyorsunuz, yardım ediyorsunuz ama diğer bakanlıkların ve ülkeyi yöneten Hükûmetin bu sayıyı mutlaka azaltma yönünde çalışma yapması lazım.
Tabii, hem belediyeler hem Bakanlığınız ve birçok kurum sosyal yardım yapıyor. Sosyal yardımların sadece sizin Bakanlığınız aracılığıyla yapılması lazım. Şimdi, belediyeler kömür yardımı yapıyor, erzak yardımı yapıyor; Bakanlık da kömür yardımı yapıyor. 2017 yılında, 2018'e girerken kömür yardımı yapılmasını, özellikle şehirlerde kömür dağıtılmasını ben bir ayıp olarak görüyorum. Özellikle seçim bölgem olan Mersin'de kömür yardımı yerine -zaten sıcak bir bölge; iki ay, üç ay gibi kış mevsimi yaşanıyor- elektrik faturasına destek verilebilir, klima dağıtılabilir; büyükşehirlerde de doğal gaz desteği sağlanabilir. Şu anda metropollerde kömür dağıtılması gerçekten Türkiye'ye yakışmıyor, Türk insanı bunu hak etmiyor.
Sosyal yardımlarla ilgili de birçok usulsüzlük duyuyoruz. Belediyeler vatandaşın musluktan akan suyunu içecek su kalitesine getirememişler, yolları, sokakları yapamamışlar ama binlerce, yüz binlerce insana erzak dağıtıyor, kömür dağıtıyor, ramazan yardımı yapıyor. Bu yardımların tamamının nakdî yardım olarak yapılması lazım. Vatandaşın ihtiyacı neyse vatandaş gitsin, kendisi alsın. Özellikle bu tip erzak ve kömür yardımlarında çok büyük yolsuzluklar olduğu konusunda duyum almaktayız.
Özellikle şehit ve gazi yakınlarının atamalarında karşılaştığım bir sorunu size aktarmak istiyorum: Yine, seçim bölgem olan Mersin'de orman mühendisi olan bir şehit yakınımız Millî Eğitim Bakanlığına atanıyor. Sosyal güvenlik uzmanı olan bir başka şehit yakınımız da Orman Bölge Müdürlüğüne atanıyor. Tabii, bu atamalar kadrolara göre yapılıyor. Tabii, şehit yakınlarının mutlaka kendi meslek gruplarına göre, kadro yoksa bile gerekirse kadro ihlali yapılarak mutlaka kendi kurumuna, kendi mesleğiyle alakalı -öğretmense Millî Eğitime atansın, orman mühendisiyse Orman Bölge Müdürlüğüne- atansın, burada bir ilinti kurulsun. Maalesef bu atamalar sadece boş kadroya göre yapılıyor ve yanlış oluyor. Burada kadro ayrımı yapılmasın, yani insanların kendi meslekleriyle ilgili mutlaka direkt olarak atama yapılsın.
Bir diğer konu, evlat edinme şartlarında -Mecliste de size ben aktarmıştım- evlat edinecek anne baba ile evlatlık alınacak çocuk arasında 40 yaş gibi bir yaş zorunluluğu var, 40 yaş yaş farkı konuluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şimşek, son cümlelerinizi alayım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Son önemli birkaç nokta daha var, onları belirtmek istiyorum.
BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım lütfen.
Buyurun.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Şimdi, 50 yaşındaki bir aile evlatlık almak istediği zaman 10 yaşındaki çocuğu evlatlık alması gerekiyor. Tabii, 10 yaşındaki çocuktan da evlatlık olması Türkiye şartlarında gerçekten sıkıntılı bir durum. Bunun mutlaka düzeltilmesi lazım. Zaten insanlar 45-50 yaşına kadar şu anda tüp bebek yöntemiyle veya başka yöntemlerle çocuk sahibi olabilmenin yollarını arıyor. Ben size Mecliste gündeme getirdim, söyledim ama bir çözüm bulunmadı. Bununla ilgili yasal düzenlemenin mutlaka yapılması lazım.
Son olarak da şunu söylüyorum: Sosyal Politikalar Bakanısınız. Özellikle 2015 seçimlerinde "billboard"larda hep bir yazı, bütün milletvekilleri görmüştür, seçim vaadi olarak da anlatmıştır: "Sosyal konut vereceğiz vatandaşlarımıza, 1+1; parası olmayanlarınkini de Sosyal Yardımlaşmadan karşılayacağız, aylık 100 TL gibi bir taksitle." diye bir vaat verdiniz. Bugüne kadar böyle bir sosyal konut yapılmış mıdır? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı böyle bir para ödemiş midir? Bundan sonraki süreçte yapmayı düşünüyor musunuz?
Ben başarılar diliyorum, saygılar sunuyorum.