KOMİSYON KONUŞMASI

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokrat ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Sayın Bakan, birlikte üstlendiği görevler itibarıyla, bağlı, ilgili kuruluşlarla 80 milyona hizmet sunan bir bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Bakanlığın görev tanımı itibarıyla sosyal güvenlikten istihdama, iş gücü piyasası ve iş hayatının düzenlenmesinden denetimine, mesleki eğitimden iş sağlığı ve güvenliğine, sendikal haklardan yabancıların çalışma izinlerine, meslek standartlarının hazırlanmasından işsizlik sigortası işlemlerine kadar daha birçok konu görevleri arasında sayılmış.

Şimdi bunu konuşacağız ama bir iyi, bir kötü şey söyleyeceğim size. İyi şey şu: Dünyanın her yerinde uğraştığınız alan sıkıntılı. Strese girerseniz problemi çözemezsiniz. İkincisi: Oturduğunuz koltuk iğneli fıçı. Sıkıntılı bir alan. Dolayısıyla hem rahat olacaksınız hem problemi çözmeye çalışacaksınız. Çünkü stres yaptığınız zaman bu alanın çözümü kolay değil.

Ben kamu maliyesiyle uzun yıllar uğraştım. Bu Sosyal Güvenlik Yasası geldiğinde, sanıyorum, Sayın Başkan, Mustafa Bey, bir de ben vardım; alt Komisyonda da Mustafa Bey vardı, Başkan var mıydı bilmiyorum. Şimdi, alan problemli. Bir de şunu söyleyeyim: AK PARTİ geldiğinde, vatandaşların her sağlık kurumuna müracaatını rahatlattı ve ikinci dönem seçimi almasına da imkân sağladı ama bugün geldiğimiz nokta itibarıyla bu işi değerlendirmemiz lazım. Benim rahmetli babam maliyeciydi, iyi bir maliyeciydi. Bizim yörenin tabiriyle şunu söylüyordu: "Lan Emin, oğlum, ben yirmi beş sene çalıştım, otuz dokuz sene emekli maaşı aldım; buna can dayanmaz." Şimdi, dolayısıyla sistemi incelerken, etüt ederken, tenkit ederken bir bunlara bakmamız lazım. Bunda tabii ki bürokratlardan çok siyasetçilerin neyi var? Sıkıntısı var, uyguladıkları politikayla. Bizim açımızdan siyasetçi olarak burada konuşmanın bir sıkıntısı var Sayın Bakanım. Herkes konuşuyor, biz konuşmayan alana doğru girmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla, ben bir makro perspektif vermeye çalışacağım öncelikle. Bir kere elinizdeki İşsizlik Fonu'na iyi bakın. Bu ekonomi bakanları, hazine bakanları, maliye bakanları hiç eder bunu. Ta, ben çocukluğumda tasarruf bonosunu bilirim, o kâğıtları da bilirim; sayın bakan zaten bilir yaşı itibarıyla. Hiç oldu gitti.

Şimdi, çok stresli bir şeyi fazla ironiye de kaçmadan gerçekçi bir biçimde anlatmamız lazım. Şimdi, hizmete ulaşım kolaylaşınca buradaki harcamalar da ne yapmaya başladı? Artmaya başladı. Şimdi, Sayın Bakanım, elimizde sizin bütçeniz var. Bu bütçe önemli. Bakın, Sayın Bakanım, başlangıç ödeneği 2016 yılı 38 milyar, harcaması 43,5 milyar. 2017 yılında 49 milyar başlangıç ödeneği var, ağustos sonu harcamanız 46; yakalamışsınız yani, bir 15 daha gidecek, burada gidiyor. 2018'de de 59, oradaki artış da yüzde 20. Bu katlanarak gidiyor. Bu, dayanılmaz bir şey, bunu çözemezsiniz. Detayına geldim baktım, bir nedir, ne değildir diye. İnşallah kolay bulurum. Şimdi, başlangıç ödeneği 2017'nin 25 hazine yardımı, şu anda 2018 teklifi 38,9. Şimdi, burada nereden bakarsanız bakın başlangıç ödenekleri arasındaki artış yüzde 70-80'e geliyor. Dolayısıyla bunu çok ciddi bir şekilde değerlendirmemiz lazım.

Diğer taraftan, biraz önce sayın bakan söyledi, Mustafa Bey de söyledi, biraz rahatlatarak söylediler ama işin şeyi bana göre vahim, ona da bir bakmamız lazım. Şimdi, özellikle prim karşılığı olmayan hizmetler falan diyoruz ama bütçeye toplamda baktığımız zaman burada çok önemli bir gidişat var. Hadi, ben rakamını söylemeyeyim diyeceğim ama, rakamından öte sizin gelir gider farkınız... Millî gelirin yüzde 1'i kadar açık veriyorsunuz. Bu bütçe transferlerini bu işe dâhil ettiğimizde 3,9 da orada açık var yani 4,9; millî gelirin 5'ine geliyor. Bunu ben aşağıda söylediğimde, Faruk Bey bir sene sonra planlamada bütçe transferini sizin gelir-gider farkınızın altına aldırdı az gözüksün diye. Öyle değil mi? Biraz önce söyledim Başkanım, duymadınız. Sosyal güvenlik şeyinde siz buradaydınız, 3 kişi kaldık zaten, başka da yok.

Siz hakikaten 7/24 çalışıyorsunuz. Bu açık -millî gelirin- hakikaten korkunç boyutlara ulaşmış. Bir taraftan bu olaya ne kadar ideolojik bakarsak bakalım realiteye geldiğimizde olay kaynakla eş değer bir olay. Buldunuz mu, buldunuz; bulmadınız mı, yok. Şimdi, bir kere önümüzdeki yıl için işsizlik oranlarında bir iyileşme beklemiyoruz. Orta vadeli programda bunu görüyoruz, bu sıkıntıyı gideremeyeceğiz. Neye rağmen? Fevkalade iyi bir büyüme rakamı söylememize rağmen. Aslında orada dolar bazında millî gelir ne yapıyor? Küçülüyor. Onu da söylememiz lazım.

Bunun ötesine geldiğimiz zaman, özellikle işsizlik konusunda 15-24 yaş arası önemli. Burada çok büyük bir sıkıntı var. 2017 Temmuzda genç işsizlik yüzde 21'e ulaşmış. Şimdi, Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olan ülkemizde istihdam alanında maalesef biz bu avantajı kullanamıyoruz. Hele hanımefendilerde bu, Temmuz döneminde yüzde 15'e çıkmış, istihdam oranı yüzde 30 seviyelerinde. Bu, bayağı sıkıntılı bir alan. Kadın çalışanların iş ve aile yaşamını uyum içerisinde sürdürebilmesi için çalışma hayatından uzaklaşmadan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla diğer yarım çalışma ödeneği uygulaması getirilmesini olumlu buluyoruz. Çalışanların ve milletimizin yararına gördüğümüz her şeyi de parti olarak destekliyoruz.

Bir diğer taraftan, aktif iş gücünün eğitimi önemli. Eğitimini yapacağız, artı ne yapacağız? Meslek edindirme, meslek geliştirme ve meslek değiştirme programlarını desteklememiz lazım. Yani istihdam diliyle, sizin teknik anlamda söylediğiniz, aktif iş gücü programlarının hayata geçirilmesini sağlayacağız. Bu amaçla, Bakanlığın ilgili kuruluşu olan Türkiye İş Kurumunun başta İşsizlik Sigortası Fonu kaynağı olmak üzere, diğer kuruluşlardan aldığı, sağladığı fonlarla insan kaynağının niteliğinin geliştirilmesine yönelik bir kısım projelerin hayata geçirildiği de bilinmektedir. Bu projelere tahsis edilen kaynaklar -ifade edilen- hiç de küçümsenmeyecek rakamlara, meblağlara ulaştı. Bu noktadan hareketle, bu projeler için tahsis edilen kaynakların ne yapılması lazım? Etki analizinin yapılması lazım.

Diğer taraftan, aktif istihdam tedbirlerinin başarıyla uygulandığı ülkelerde nitelik kazandırma eğitimlerinin ötesinde, beceri kazandırma faaliyetlerine ağırlık verildiği görülüyor. Bunun da ne yapılması lazım? Bunun da bizde sağlanması lazım. Kaynakların etkin, verimli kullanılabilmesi adına, aktif istihdam tedbirlerinin düzenlenmesine, başta özellikle bilişim sektörü olmak üzere katma değeri yüksek olan ve ihracat kalemi olabilecek sektörlere yönlendirilmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz.

Bir taraftan, iş gücü piyasasının en önemli yapısal sorunlarından bir tanesinin nitelikli iş gücü ihtiyacının karşılanamaması sorunu olduğu... Bakanlık olarak nitelikli ve beceri seviyesi yüksek iş gücünün yetiştirilmesinin yanı sıra, iş piyasasının da ihtiyaç duyduğu yani talep ettiği alanlarda iş gücünün kazandırılmasına yönelik faaliyetlerin artırılması önemli. Eğitim-istihdam arasındaki ilişkinin sağlıklı kurulması gerekli. İş gücü piyasasının talep tarafının da dikkate alınması önemli.

Diğer taraftan, meslek standartlarının da güncellenmesi lazım. Bu da önemli, çünkü her geçen gün gelişen şartlara göre buna da bakmak lazım.

Bir diğer husus, engellilerin iş gücü piyasasına kazandırılması. Bu da çok önemli bir olay. Kendi emeğiyle hayatını idame ettirebilecek binlerce engelli kardeşimizin, bu, özellikle istihdam meselesinde problemlerinin çözümünün sağlanması lazım. Bunun sık sık gündeme de taşınması gerektiğine inanıyorum.

Şimdi, işsizlik sigortası dediğimiz zaman, işçi, işveren ve devlet katkılarıyla İşsizlik Sigortası Fonu kuruldu. Fona işveren 2, işçi ve devlet 1'er olmak üzere toplam yüzde 4 katkı sağlanıyor. Ekim ayı itibarıyla 114 milyar TL. Biraz önce söyledim, siz bunu sıkı tutun; bu maliye bakanları, ekonomi bakanları, hazine bakanları olduğu müddetçe bu parayı muhafaza etmeniz biraz güç.

Şimdi, diğer bir olay: İşsizlik sigortası ödeneği ve hizmetlerinden yararlanma koşulları oldukça ağır. Sigortalının iş akdi sonlanmadan önce, son 120 günde 1 gün dahi adına prim yatırılmazsa işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkı sıkıntılı. Ayrıca, ödemenin alt sınırı, günlük ortalama brüt kazancın yüzde 40'ı asgari ücretin altında kalıyor. Bu detaylara girmek istemiyordum ama özellikle önemli olduğunu söylediler. Hak etme koşullarının esnetilmesi lazım geldiğini de söylüyorlar.

Bir diğer olay: Kayıt dışı istihdam. Kayıt dışı istihdam önemli. Yabancıların kaçak çalışması, çocuk işçiliği ve uygunsuz koşullarda mevsimlik işçiler, ölümcül iş kazaları hayatımızın kronik sorunları arasında hâlâ yerini almaya devam ediyor. Sayın Bakanım, burada özellikle söylemek istediğim bir şey var: Bizim önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyacağımız, hatta bugün duyduğumuz bazı çalışma alanlarında yabancıların kaçak ve yoğun bir şekilde çalıştığını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ayhan, toparlar mısınız lütfen.

Buyurun.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim.

Şimdi, bunu bir şekilde yerli iş gücüyle -ne yapmamız lazım- telafi edecek şekilde de düzenlememiz lazım, eğitimi sağlamamız lazım. Bunun dışında -Sayın Başkan, uzatmayacağım, söz veriyorum- özellikle ölümcül iş gücü kazalarının azaltılmasına yönelik tedbir alınmasına rağmen uygulamada çok başarılı olunamadığı gözüküyor. Bir diğer olay: İstihdamın maliyetinin minimize edilmesine yönelik çalışmaları artırmalıyız. Diğer taraftan da teşvik sistemi bütün sektörler için tek tip uygulanmaktadır. Oysa ki teşvik sisteminin başta istihdamda küçülen, eleman temininde güçlük çeken sektörleri ayağa kaldırması ve stratejik öneme sahip sektörler için...

BAŞKAN - Sayın Ayhan, lütfen toparlayalım, rica ediyorum.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - ...ilave istihdamın işverene getireceği yükü azaltmaya yönelik pozitif ayrımcılığı ön plana çıkarması gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.