| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2017 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Enerji Bakanlığımızın ve diğer kamu kurumlarının saygıdeğer çalışanları, değerli basın mensubu meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Bakanlığınız gerçekten ülkemizin geleceği, bizlerin, yavrularımızın geleceği açısından son derece önemli bir bakanlık. Sunumunuz için çok teşekkür ediyorum. Özellikle, geçen yıl da vurgu yapmıştınız ama bu yıl daha güçlü bir vurgu yaptınız, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim ve buradaki oranın artması sevindirici ancak yine de arzu ettiğimiz noktada değil, hem rüzgâr hem güneş enerjisinden daha fazla faydalanabilecek bir potansiyele sahip ülkemiz. Umarız önümüzdeki dönemde daha fazla bu konuya yönelme kararlılığı oluşur Hükûmetimizde.
Vurgu yapmak istediğim bir konu yerli kömür ki bir süredir bunu ısrarla vurguluyorsunuz, sunumunuzda, yerli kömür hususuna değindiniz, yerli kaynakların kullanımı açısından önem taşıdığını hep vurguluyorsunuz. Ben de size bu konuda bazı önemli hususları paylaşmak, dikkatinize getirmek isterim burada. Öncelikle, tabii, hava kirliliğiyle başlamak istiyorum. Siz de bu verilere sahipsiniz, Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre Türkiye'nin hemen hemen tüm illerindeki hava kirlilik düzeyi Dünya Sağlık Örgütünün normal kabul ettiği değerlerin çok üzerinde. En kirli havaya sahip 10 şehirden 8'inin Türkiye'de olduğu değerlendirmesi yapılıyor ve tabii, bu kirlilikte özellikle de sayıları hızla artan partikül kömürlü termik santrallerin etkisi olduğuna, olumsuz etkilediğine vurgu yapılıyor. Türkiye'de yalnızca kömürlü termik santrallerin neden olduğu hava kirliliği nedeniyle her yıl en az 2.876 erken ölüm, 4.311 hastaneye yatış ve 637.643 iş günü kaybı yaşandığı raporlara yansımış durumda. Yapılan sempozyumların birinde akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 36'sı, kronik obstrüktif akciğer hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 35'i, inmeye bağlı ölümlerin yüzde 34'ü ve kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 24'ünün sorumlusunun hava kirliliği olduğu vurgulanıyor.
Şimdi, bu konuda belki şunu vurgulamakta fayda var yerli kömür projesinden bahsederken: Şimdi, burada kullanmak istediğimiz linyit kömürünün kalorisinin düşük olması, buna karşılık işte, aynı zamanda yandığında sülfür, kül oranı bağlamında çok yüksek olması; bu da tabii kömürün kalitesiz ve kurulacak termik santralin de verimsiz ve çevreye verilen zarar açısından da çok yüksek zararlar meydana getiren santraller olması anlamına geliyor. Bu bağlamda, sizin de sunumunuzda yer verilen -kitapçıklarda değiniliyor- Eskişehir'e bir termik santral yapma hazırlığınıza gelmek istiyorum. Bu konuda Eskişehir halkımızın kaygılarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Tabii ki, kömür millî zenginliğimizdir ancak bizim başka millî zenginliklerimiz de var. İşte, Alpu Ovamızın tarım açısından verimli bir alan olduğunu Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetiniz daha bundan birkaç ay önce, ocak ayında ilan etti. Büyük bir ova olarak yani "Tarım dışı kullanılamaz." dediniz kendiniz, Resmî Gazete'de yayımlandı. Türkiye'nin 141 büyük tarım ovasından biri. Sadece kentin değil, ülkemizin tahıl ambarı. Böylesine bir verimli ovaya kıyma noktasına gelmiş durumdayız. Proje hayata geçerse bölgede tarım ve hayvancılık bitecek Sayın Bakanım. Santralden çıkan kül, duman, zehirli gazlar meralara, nehirlere yayılacak; oradan beslenen hayvanlar hastalanacak, eti, sütü etkilenecek; onları yiyen bizler, sizler, hepimiz bu santralin zararını birlikte çekeceğiz. Santral su kaynaklarımızı da yakından etkileyecek. Kömür çıkarmak için yer altındaki suyun boşaltılması gerekiyor. Benzer şekilde, santralde kullanılan atık sıcak su en yakın yere drenaj edilecek, bu da Porsuk Çayı olacak. Dolayısıyla Porsuk Çayı'ndan elde edilen tarımsal su artık kullanılamayacak, buradan sulama yapacak tüm çiftçilerimiz zarar görecek. Termik santral, verimli topraklar üzerinde inşa edilecek olmasının yanı sıra Eskişehir kent merkezine sadece 32 kilometre mesafededir. Santralin yapılması öngörülen yerin 2 kilometre yakınında Beyazaltın ve Gündüzler Mahalleleri bulunmakta. Yaşam alanlarına bu kadar yakın mesafede termik santral inşasının yaratacağı sağlık sorunlarından büyük kaygı duymaktayız.
İşte, yakın geçmişimizden örnek verirsek Muğla Yatağan önümüzde duruyor Sayın Bakanım. Greenpeace'in geçtiğimiz yıllarda hazırladığı raporda, Muğla merkezdeki hastaların yüzde 13,8'inin, Yatağan'daki hastaların ise yüzde 28,2'sinin solunum sistemi rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gördüğü belirtiliyordu. Tabii, termik santral yapılan yerlerde insan ömrünün on yıl kısaldığına ilişkin raporları da dikkatinize getirmek isterim. Biz Eskişehirliler böyle bir gelecek istemiyoruz Sayın Bakanım.
Ayrıca, burası dünyada lüle taşı çıkarılan tek yer olan Sepetçi, diğer adıyla Beyazaltın köyümüzün dibinde, beş bin yıllık geçmişe sahip bir alan, bölge halkının en önemli geçim kaynağı. Termik santralin alanı kül döküm sahalarının altında kalacağından da tamamıyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Görüldüğü gibi Sayın Bakanım, yörede yaşayan üreticilerimiz hem ekonomik hem sağlık hem de gıda güvenliğinden yoksun gıda üretimiyle karşı karşıya kalacaklar. Uzmanların hesaplamalarına göre hayata geçmesi hâlinde bu santralde yılda yaklaşık 6 milyon ton kömür yakılacak. Bunun sonucu olarak da yaklaşık 2 milyon ton katı atık oluşması öngörülüyor. 1,6 milyon taban külü, 350 bin ton da alçı taşı ortaya çıkacak. Hesaplandığında 422 tane futbol sahasını yan yana koyduğunuzda bunu dolduracak kadar atık ortaya çıkacak Sayın Bakanım.
Şimdi "İstihdam yaratacağız." diyerek yöre halkını ikna etmek için tur atanlar, çaba harcayanlar var; bunu duyuyoruz ancak bu kişiler iş bittikten sonra ortada görünmüyorlar. Bakın, Elbistan santrali örneğine bakarsanız, bırakın istihdam sağlamayı, santralde çalışmak üzere 2 bin Çinli işçi getirildi daha ucuza çalışsınlar diye.
Sayın Bakanım, bu kararın yeniden gözden geçirilmesi ve iptal edilmesini talep etmekteyiz. Bu sözleri burada ben dile getiriyorum diye sanmayın ki sadece Cumhuriyet Halk Partisi ya da muhalefet bundan rahatsız. Termik santral hiç kimseyi korumayacak Sayın Bakanım; AKP'lisi, CHP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisi, Saadetlisi, Büyük Birliklisi, erkeği, kadını, çocuğu, yaşlısı demeden hepimizi etkileyecek, kanser yapacak, tarım arazilerimizi, geleceğimizi yok edecek.
Nitekim, bakın, Eskişehir'de bu santralden kaygı duyanlar arasında Saadet Partisi var, Büyük Birlik Partisi var, hatta ve hatta partinize mensup olan, yakınında bulunan isimler de var. İşte, Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal daha bu hafta açıklama yaptı -danışmanlarınız size o açıklamayı bulsun- çıkarılacak kömürün bölgede mevcut diğer santrallere gönderilmesini öneriyor. Eskişehir'de kent konseylerimiz, çevre örgütlerimiz ve diğer sivil toplum örgütlerini temsil eden bir çevre platformu oluşmuş durumda. Bunu da siz, danışmanlarınız görüşüp dinleyebilirsiniz.
Görüşmekten bahsetmişken Sayın Bakanım, hafta sonu Eskişehir'de yapılan bir toplantıya dikkatinizi çekmek isterim. İsmini şuradan kaydedeceğim, Enerji Bakanlığınızın 2 yetkilisi Eskişehir'e gelmişler, Sayın Enerji İşleri Genel Müdürü Murat Zekeriya Aydın ve Bakanlık İletişim Danışmanı Sayın Sevda Güner. Cuma günü Bakanlığınızdan bir genel müdür yardımcısı ve iletişim danışmanınız olduğunu söyleyen bir yetkili gelip bir otelde toplantı yapmışlar. Yapmışlar diyorum çünkü biz bunu basından öğrendik Sayın Bakanım Eskişehir'in milletvekili olarak; tahmin ediyorum, diğer milletvekillerimiz de aynı şekilde basından öğrendiler. Muhtarlarımız davet edilmiş toplantıya. Tabii ki önemli, başımızın üstünde yeri var muhtarlarımızın ama bu şehri temsil eden milletvekilleri, bu şehrin seçilmiş belediye başkanları, büyükşehri, metropol ilçeleri ve hatta, işte, termik santralin yapılacağı bölüme ev sahipliği yapacak olan bir ilçe yani hem Tepebaşı var hem de Alpu, hiçbiri yok; kanaat önderleri yok, sanayi, ticaret, borsa, oda başkanları yok, hiçbiri yok; meslek odaları, sivil toplum örgütleri yöneticilerinin hiçbiri çağrılmamış, basın mensupları kapıdan geri çevrilmiş. Böyle bilgilendirme olur mu Sayın Bakanım? Toplantıya katılan Bakanlığınıza bağlı yetkililerin Karadeniz'de HES'lerden örnek vererek bunlara itiraz eden, araçlarla yolu kapayarak projeyi protesto edenleri terör örgütü mensuplarıyla aynı kefeye koyduğu ve Eskişehir'deki bu santrale itiraz edecekleri de böyle terörist gibi algılatmaya çalıştığına ilişkin iddialar bugün Eskişehir basınının manşetlerinde. Gerçekten termik santrale karşı çıkanlar terörist ise bu ülkedeki sizin partinize de oy veren değerli vatandaşlarının da aralarında bulunduğu milyonlarca insanımız terörist midir Sayın Bakanım? Bundan daha korkunç bir iddia, bir suçlama olabilir mi? Ekibinizdeki isimlerin halkı ikna için bu tür söylemlerden sakınmasını salık veririz. Eğer doğru değilse de bunu sizin ağzınızdan duymak, Eskişehir'e duyurmak isteriz. Şehrine, geleceğine, çevresine, toprağına sahip çıkmanın bedeli sizlere göre terörist olarak damgalanmak mıdır Sayın Bakanım?
Sayın Bakanım, toplantıya katılan muhtarlarımıza verilen bir de çanta var. Burada yanımda getirdim. İçinde neler var sayayım göstererek: Yara merhemi, cilt maskesi, sabun, tüy dökücü krem, güneş kremi, şampuan, termos ve zeytin yağları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çakırözer, lütfen toparlar mısınız.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tabii, bitiriyorum ama bu paket Enerji Bakanlığı yetkilileri tarafından dağıtılmış muhtarlara.
Şimdi, bunları dağıtarak, halkın geleceğine ilişkin ciddi kaygıları ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar galiba. Arkadaşlarınız termik santrale, zehre, küle karşı çıkanları bu ürünlerle ikna edebileceklerini düşünüyorlarsa o zaman biz de kaygılarımızı anlatmak ve sizi bu zararlı projeden vazgeçirmek için verimli Alpu Ovamızda yetişen ve halkımızın sağlıklı beslenmesine imkân sağlayan buğdaydan üretilen unla, ekmekle, şeker pancarından üretilen şekerle mi ikna edelim sizleri? Böyle mi yapmalıyız? Böyle bir şey olabilir mi Sayın Bakanım? Çanta burada. İşte çanta Türkiye Kömür İşletmelerinin çantası, muhtarlara bunları dağıtmışlar. Bir de el feneri var, şu anda burada değil, bir de el feneri var efendim.
Sayın Bakanım, Eskişehir'imizi, Eskişehirlilerimizi derinden kaygılandıran bu projeden vazgeçelim. Ülkemizde yeterince termik santral var. Eskişehir'imizin çevresinde 6 tane var: Tunçbilek, Seyitömer, Nallıhan, Yunusemre, Bolu Göynük'te Aksu Termik Santrali bulunmakta. Ayrıca Elektrik Mühendisleri Odasının bir çalışmasına göre de -yine danışman, siz de biliyorsunuzdur- mevcut santraller yüzde 40 eksik verimle çalışmakta. Yeni santral kurmak yerine bunları daha verimli, daha sağlıklı çalıştırmayı hedef almalıyız Sayın Bakanım. Eskişehir'in geleceğini düşünen herkes bu projenin karşısında olmalıdır. Dünyada termik ve nükleer santrallerden vazgeçilmekte, gelişmiş ülkelerde kömür ocakları kapatılmakta. Biz yerli kömürümüzü kullanalım diyor isek eğer, bunu sağlıklı ve verimli bir şekilde kullanmamız gerekir diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, bir de bürokratlarınızdan Eti Maden Genel Müdürüne teşekkür etmek isterim. Bundan bir süre önce Seyitgazi Kırka'daki fabrikayı onun ilgisiyle gezme fırsatı buldum. Büyük bir millî zenginlik. Zaten her sunumda burada siz de vurguluyorsunuz, bizler de vurguluyoruz. Tek üzüntümüz, bor madenimizi sadece üretip ham madde olarak yurt dışına satmamızdan kaynaklanıyor. Keşke bunu biz işleyip işte, aklınıza gelen her türlü teknolojiyle...
BAŞKAN - Sayın Çakırözer, lütfen tamamlar mısınız.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Keşke bunu işleyip biyomedikalde ve bütün aklınıza gelen beyaz eşyada, vesairede bizler ihraç edebilsek.
Kırka'dan söz açılmışken Eti Madene dönem dönem işçi alımı oluyor ve bu Eskişehir'imizi, Kırka'yı, Seyitgazi'yi çok olumlu etkiliyor istihdam anlamında. Yalnız burada bizim kulağımıza gelen ve ben yetkililerle de paylaştım, çok üzücü olduğunu düşündüğüm, partizan bir tercih yapıldığı yönünde iddialar var. Bunun doğru olmadığına inanmak istiyoruz ve orada bulunan yurttaşlarımıza öncelik verilirken parti, siyasi görüşlere bakılmaması gerektiğini düşünüyorum.
BAŞKAN - Çok teşekkür ediyoruz Sayın Çakırözer.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bir son konuyu vurgulayarak bitiriyorum Sayın Başkanım, o da şu: Sayın Bakanım, Bakanlığınızın bütçesiyle ilgili olmasa da şahsınızla ilgili olan bir konuyu gazeteci olduğum için gündeme getirmek istiyorum. Size ait olduğu iddia edilen ve bir hacker grubu tarafından ele geçirilerek internet üzerinden yayınlanan e-posta içeriklerini haberleştirdikleri ya da yaydıkları gerekçesiyle gazeteciler Mahir Kanaat ve Tunca Öğreten'in tutukluluk hâlleri 300 günü aşkın bir süredir devam ediyor. Ömer Çelik ancak geçtiğimiz günlerde serbest kalabildi. E-postaların içeriği, size ait olup olmadığı gibi kişisel tartışmalara ya da nasıl ele geçirildiğine ilişkin hukuki tartışmalara girmiyorum. Ancak bir biçimde ele geçirildiği belirtilen belgelerin haberleştirilmiş olması ya da bir yerden bir yere atılmış olması nedeniyle gazetecilerin tutuklanması doğru değil Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Sayın Çakırözer, bunu soru bölümüne koyalım mı?
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hemen bitiriyorum, son cümle zaten.
Bizim itibarımızı da etkiliyor çünkü ne RedHack mensubu bu kişiler... Ben cezaevinde ziyaret ettim Mahir Kanaat'i; 2 çocuğu var, 2'nci çocuğunu daha göremedi yani doğduğunda yanında değildi. O yüzden bu isimlerin, yani bu gazetecilerin bu nedenle tutuklanmaları, özgürlük... Yani başka türlü, işte, maddi tazminat ödeyebilir, başka şey yapılabilir vesaire eğer suçlu bulunursa ama tutuklu kalmaları, bakın, bir yıla geliyor, bir kere daha onların tahliyeleri gerektiğini dikkatinize getirmek isterim.
Bakanlık bütçemizin hayırlı olmasını dilerim.