KOMİSYON KONUŞMASI

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli hazırun, değerli basın mensupları; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, ülkemiz içinde ve etrafında yaşanan olaylar çerçevesinde millî çıkarlarımızın korunması açısından Bakanlığınızca etkin olacak şekilde bir çalışmanın hâlâ yapılmadığını görüyorum. Bulunduğumuz coğrafyada barışın ve huzurun tamamıyla sağlanamadığını, gerçekten bir güven ortamının yaratılmadığını da belirtmek istiyorum. Özellikle Millî Savunma Bakanlığınız ve Türk Silahlı Kuvvetleri içinde FETÖ terör örgütünün yapılanmasına, güç kazanmasına, öncelikle göz yumuldu. Ergenekon, Balyoz, casusluk davalarıyla Silahlı Kuvvetlere karşı yürütülen kumpas davalarına maalesef destek verdiniz. Birçok yurtsever, Atatürkçü, cumhuriyetçi subay ve askerlerin ordudan tasfiye edilmesini maalesef sağlamış oldunuz. Ayrıca "Bu davaların savcısıyım." denilerek FETÖ'nün yargıdaki savcı ve hâkimleriyle iş birliği yapılarak ordunun yıpranmasına, güç kaybetmesine maalesef neden oldunuz. Bunlar yetmedi. FETÖ'nün ordu içinde yapılanmasının engellenmesi için verilen raporları dikkate almadınız. Ordudan ihracı gereken FETÖ'cü subayların tasfiye edilmesi yönündeki tavsiye kararlarını da dikkate almadınız. Hatta Millî Güvenlik Kurulunun, ihraç edilmesi yönündeki kararlarının tümüne muhalefet şerhi koyarak FETÖ'cü subaylara kol kanat gerdiniz. Yine, 25 Ağustos 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulunca alınan "Türkiye'deki Nurculuk faaliyetlerine ve Fetullah Gülen'in yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüştür." şeklindeki, Hükûmetinize tavsiye kararı maalesef dikkate alınmamıştır. Ancak, Hükûmetinizin ilgili bakanlıklarınızın imzası olan bu karar çerçevesinde Nurculuk faaliyetleri ve Fetullah Gülen'le ilgili hiçbir işlem maalesef yapılmamıştır, hatta destekleyici faaliyetler ve toplantılar bile yapılmıştır. İşte o gün ihmal edilen ve yandaş örgütlenme olarak görülen Nurculuk faaliyetlerinin ve Fetullah Gülen hareketinin güçlenmesi böylece sağlanmıştır. Kendi elinizle besleyip büyüttüğünüz FETÖ terör örgütü, devlet içinde devlet olmuş, orduda örgütlenmiş ve sonunda 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmiştir.

Sayın Bakan, bu darbe girişiminde iktidarınızın ve Bakanlığınızın ihmali olduğu bir gerçektir. Fetullah Gülen hareketine sıcak bakmanızdan, hatta "Ne istediler de vermedik." demenizden, "Hocam, gel artık, bu hasret bitsin." demenizden, hatta hocaya övgüler düzmenizden kaynaklandığını söylemek isterim.

Şimdi gelinen noktada, FETÖ terör örgütünü devletin içinden ve ordudan temizlemeye çalışıyorsunuz. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu temizliğin yapılması için geçmişten bugüne hem iktidarınıza hem de güvenlik kuvvetlerimize destek veriyoruz. Ancak, bu temizlik yapılırken başka tarikatlara yol verildiği, ne Nurcular ile ne de diğer tarikatlar ile mücadele verilmediğini görüyoruz. Yine önümüzde tarikatlarla iş birliği hâlinde olan bir iktidar görüyoruz. Gelecekte aynı alanda faaliyet gösteren bu tarikatların aynı örgütlenmeyi yapabileceğini, yeni bir kalkışmanın her zaman olabileceğini göz ardı etmiş bulunuyorsunuz.

Sayın Bakan, yıllardan beri PKK terör örgütüyle mücadele ediliyor, birçok şehit de veriliyor. İktidarınız olarak her seçimde ve her şehidimiz geldiğinde PKK'yı temizleyeceğiniz, inine gireceğiniz söyleniyor fakat bir türlü bu PKK'yı bitiremiyorsunuz. Şimdi ise size soruyorum: PKK'yı ne zaman bitireceksiniz? Kandil'e ne zaman gireceksiniz? İktidarınız zamanında yapılan PKK'yla mücadelede, ABD'yle ortak istihbaratı kullandınız. Bununla ülkemize bir fayda sağlanmadığı gibi, ABD bizimle stratejik ortakmış gibi görünüp farklı davrandığını, bugünkü uygulamalarıyla da hem PYD'de ve hem de PDY'ye yardım ederek göstermektedir. Bu noktadaki durumun gerçekten dikkatle izlenmesi ve bu konudaki hataların bir daha tekrar edilmemesi gerekir.

Onun için, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak öncelikle komşularımızla ilişkilerimizin barışla, uzlaşmayla bir noktaya getirilmesinde fayda var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Arslan, son cümlenizi alayım.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Orta Doğu ülkelerinde ve komşularımızda yuvalanan her türlü terör örgütleriyle daha iyi mücadele verebilmemiz, bu barışın sağlanmasıyla uygun olacaktır diye belirtmek istiyorum.

Sayın Bakan, Ege Denizi'nde bulunan, Yunan ordusu tarafından da işgal edilen 18 adamızla ilgili gerçek durum nedir? Bu konuda hiçbir açıklamanız yok. Bu konuda ne söyleyeceksiniz, bunu da öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Evet, ben de teşekkür ederim, sağ olun.