| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/1929) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .11.2017 |
MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de sözlerime öncelikle sizi, Sayın Bakanı, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımı ve katılan bürokratları selamlayarak başlamak istiyorum.
İkinci olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bütün öğretmenlerimize saygılarımızı ve muhabbetlerimizi göndermek istiyorum buradan bir öğretmen çocuğu olarak. Bugünlere gelmemizde en büyük emeği olan öğretmenlerimizin hepsinin saygıyla anılması gereken bir gündeyiz ancak bu günlerin, böyle anmaların ötesinde, eğitimdeki sorunlarımızın ve öğretmenlerimizin içinde bulunduğu sorunların ve çözüm yollarının tartışılacağı günler olarak değerlendirilmesi gerektiğini de belirtmek isterim.
Çok kısa bir iki noktanın altını çizmek üzere söz aldım. Bir defa, süreç eksik işletilmiştir, alışılageldiği bir biçimde acele yaklaşımlarla ve tartıştırılmadan Komisyonumuzun önüne bir teklif getirildi ve bu teklifin çok kısa süre içerisinde de yasalaşması için çaba gösterileceği belirtildi, hatta tarih bile verildi "Aralığın başında bu yasalaşır." deniyor. Tabii, burada bu acelenin sebebini sormak gerekiyor. Çünkü -Sayın Sancar da bahsetti- Türkiye demokrasisi her açıdan sorunludur ancak son bir iki seçime kadar, özellikle 16 Nisan referandumuna kadar Türkiye'de seçimlerin güvenliği bu denli tartışmalı olmamıştı. Oysa seçimlerin güvenliğinin bu kadar tartışıldığı ve seçim sonuçlarının demokratik meşruiyetinin yerlerde olduğu, tartışılır olduğu bir ortamda Yüksek Seçim Kuruluyla ilgili bir düzenlemenin çok daha geniş ve ayrıntılı bir biçimde çeşitli platformlarda tartışılmış ve olgunlaştırılmış olması beklenirdi ancak yine de alt komisyon çalışmasına gidecek olmamız bizi bu konuda ümitlendiriyor. Umarım ki alt komisyonda, işte, biraz önce Sayın Erkek'in bahsettiği gibi, özellikle özerk bütçesi olan, seçmen kütükleriyle ilgili düzenlemelerde yine denetlemeyi, özellikle siyasi partilerin denetiminin önünü açan ve içindeki bu seçim güvenliğini -bize göre- yerle bir etme ihtimali olan maddelerin de çekildiği ve düzenlendiği daha olgun ve Türkiye demokrasisine daha katkı verecek bir yasa yapma fırsatı buluruz.
Bir konuyu dikkate sunmak istiyorum: Bu, özellikle, müşahit kartı ihtiyacı nereden kaynaklanıyor? Bunun üzerinde dikkatle durmamız gerekiyor. Bakın, şimdiye kadar müşahit kartı, sadece o gün verilen ve resimsiz bir karttı. Burada hangi sorun yaşanmıştır? Bu uygulama, Türkiye'de siyasi partilerin ve sivil toplumun seçimleri denetlemesini sağlayan en önemli enstrümandı, araçtı. Bundan niye rahatsızlık duyulmuştur? Ve bu Yüksek Seçim Kurulunun ana yapısını belirleyen bir yasaya seçimlerin güvenliğini etkileyebilecek böylesine bir iki madde sokuşturarak -bu kelimeyi bilerek kullanıyorum- acaba bir erken seçimin taşları mı döşenmektedir? Bu tartışmayı bir an evvel ayrıntılı bir biçimde yapma ihtiyacı içerisindeyiz. Bu noktada da bütün siyasi partilerin çok dikkatli olmasında bence yarar var.
Değerli arkadaşlar, özellikle Yüksek Seçim Kurulu, 16 Nisan referandumu sırasında açıkça şaibeli bir kurul olmuştur. O seçim, o referandum mühürsüz bir referandumdur. O tartışmaları tekrar açmak istemem ama oradaki Yüksek Seçim Kurulunun kendi kanunlarını ve 2014'te verdiği kendi kararlarını görmezden gelmesi bir yana, saat beşten sonra yani saat 17.00'de 32 ilde seçim sandıkları açıldıktan ve sayıma geçildikten sonra dahi geriye yürüyecek bir karar verecek kadar hukuku ayaklar altına aldıktan sonra bugün artık hiç olmazsa Yüksek Seçim Kurulunu ilgilendiren ve seçim güvenliğini ilgilendiren yasaları yaparken Türkiye'yi ve demokrasimizi rahatlatacak bir düzenleme yapılması gerektiği apaçık ortada. Çünkü değerli arkadaşlar, demokratik meşruiyetin temeli, seçimlerin -bizim Anayasa'mızda yazdığı gibi- şeffaf ve güvenilir bir biçimde yapılmasıdır. Bu olmadığı zaman demokratik meşruiyet tartışılır, seçimler tartışılır ve bu tartışmalar yürüdüğü sürece de Türkiye özellikle şu anda da içinde olduğumuz gibi, her türlü iç ve dış saldırıya da açık hâle gelir. Türkiye'nin ağır bir dönemden geçtiği ve ciddi sorunlarla karşılaştığı hepimizin malumu ama şu da bilinmelidir ki bu sorunlardan çıkmamızın en temel yolu da güvenli seçimlerdir ve seçilecek yönetimlerin, iktidarların da demokratik meşruiyetinin sağlam olmasıdır.
Bu anlayışla, bu acele hazırlanmış, eksik hazırlanmış ve seçim güvenliğini tehdit edecek maddeler içine yerleştirilmiş tasarının alt komisyon çalışmalarında bir şekliyle düzeltilerek tekrar Komisyonumuzun önüne gelmesini umut ediyorum ve saygılar sunuyorum.