MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; dün yaşanan bir tatsız tartışma üzerine birkaç cümle etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, herhâlde Ankara'nın oksijeni en az, mikrop, virüs yoğunluğu en fazla olan bir odasında günlerdir, bazı günler on beş saate kadar varan bir çalışma, bir mesai yapıyoruz, gerginlikler olabiliyor. Dün de bu şekilde bir gerginlik yaşadık burada. Milletvekili arkadaşımız Hayati Bey'in söylediği cümlenin amacını aşan bir cümle olduğunu ben ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki arkadaşlar da kabul ediyor.

Evet, maalesef, yani yukarıda kurulan ve kimliklerin önde olduğu bir ayrıştırıcı dil... Sanki birbirimizi farklı ülkelerde, çok farklı kimlikler ve kültürler yaşayan insanlar olarak görüyoruz. Özellikle süper egonun kontrolü kalktığı gergin zamanlarda öyle kabul ediyoruz. Dolayısıyla Hayati Bey'in söylemiş olduğu cümlenin amacını aşan bir cümle olduğunu burada ifade ediyorum ancak değerli arkadaşlarım, böyle durumlarda yapılacak şey bellidir: Başkandan söz alınır ve bu cümlenin yanlış olduğu, söylenenlerin doğru olmadığı, gerekiyorsa cümleyi edenin amacını aşan bir cümle olduğunu belirtmesi istenir. Dün böyle olmadı; sert cümlelerle, hatta işte, hakaret, küfüre varabilecek cümlelerle bastırılmaya çalışıldı. Bunu doğru bulmuyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızda, evet, laf atmalar olabilir, gerginlikler de olabilir, bazen sesimizi yükseltebiliriz; bunların hepsi normal şeyler ama küfretmek, hakaret etmek bize yakışmaz. Özellikle Sayın Kavcıoğlu'nun bu konuda daha dikkatli davranmasını rica ediyorum. Evet, diyebilirdi ki "Bunu kabul etmiyorum, reddediyorum, doğru değildir, geri al sözünü." ama, işte "terbiyesiz" gibi kelimeleri kullanmasını doğru bulmuyorum. Daha önce de arkadaşımız aynı şekilde davranmıştır. Sanıyorum bu konuda kendisi de bir şeyler söyler.

Teşekkür ederim.