KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, buradayım efendim. Komisyon üyesi olmayınca arkaya düştük, süremiz de yarı yarıya düştü.

Hepinize saygılar sunuyorum değerli arkadaşlar.

BAŞKAN - Uzatma da yapmıyoruz. Haberiniz olsun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim. Ben zaten çok konuşmayacağım. Komisyon üyesi arkadaşlarımız burada, aynı zamanda Millî Eğitim Komisyonu üyesi arkadaşlarımız da burada.

Bütçenizin hayırlı olmasını baştan temenni ediyorum.

Millî Eğitim Bakanlığının gerçekten çok ağır sorumlulukları var. Hele hele şu anda sistem tartışmaları çok fazla. Ben onlara girmeyeceğim çünkü her sistemin kurallarından ziyade uygulamasının önemli olduğunu biliyoruz. İnşallah, bu keşmekeşten çıkacak bir şeyler olur. Onu da arkadaşlarımız takip edecek.

Ben bir fikrî takip için söz istedim Sayın Bakanım siz gelince. Yusuf Bey hemen gülmeye başladı, biliyor. Yani gülüyor ama bu sefer biraz zülfiyâra dokunacak. Orhan Bey de biliyor, bütün arkadaşlar biliyor. Yalnız, benim anlayamadığım bir şey var: 31 Ekimde yeni bir protokol yapmış Millî Eğitim Müdürlüğümüz. Siz hemen bakıyorsunuz. Şişli'deki meslek liseleri kampüsü diyoruz artık ona. Mesleki ve teknik anadolu lisesi ve müştemilatından oluşan bir yer var. Ben, geçtiğimiz haftalarda gittiğimde tekrar gezdim ki o zaman bu protokol yoktu. İki üç hafta önce gittim, yerinde arkadaşlarla bir daha ziyaret ettim. Çünkü ben bir şey söylüyorum, Sayın Müsteşarım, değerli Hocam Yusuf Bey diyor ki: "Ben ilgileniyorum."

Şimdi, kaçıncı tadilat oldu, önce onu merak ediyorum. Yani, imzaladıktan sonra, bu iş akımıyla, yapımıyla ilgili protokolde kaç değişiklik yaptınız? Bu son değişikliğin nedeni nedir? Daha özet söyleyeyim mi Sayın Bakanım, kestirmeden, siyaset yapmadan: Gerisini siz bir takip ederseniz sevineceğim.

Biz ona baştan söyledik. Arkadaşlarımız da ilgilendiler. Üstleniciyle -artık vakıf demiyorum çünkü artık üstlenici doğrudan her şeyi takip ediyor- bir iş paylaşımı yapıldı, o da kendine göre bir iş merkezi yapacak özetle. Ama verdiği sözde, önce okulun binasını yapıp sonra kendininkini yapacaktı. Kendilerinde var fotokopisi. Bu sözleşmeyle "Önce ben işimi göreyim. Okul dursun, barakalara taşınsın." diyor. Bu olmaz. Zaten baştan da olmazdı ama bir orta yol buldular. Ona da razı değildik ama bir orta yol buldular. Şimdi yeniden bir tadilatla... Yani işveren için mi çalışacağız, okulu korumak için mi çalışacağız? Başka bir bakanlık olsa anlarım. Oradaki arkadaşlarımızla görüşürseniz... Sayın Müsteşarım da Sayın Bakan Yardımcımız da geçmişini biliyorlar. Ama şimdi bu noktaya geldikten sonra... Önce okulumuzu yapsın, sonra oraya ne istiyorsa yapsın. Şimdi orayı yaptıktan sonra çıkarınca herhâlde yeni bir plan tadilatı daha yapacaklar, daha doğrusu iş akışıyla ilgili sözleşme. O zaman "Tamamen okulu başka yere çıkaralım." diyecekler çünkü başladığımız nokta oydu. Kademe kademe bir yere getirildi, şimdi geri adım atıyoruz. Benim anladığım bu. Başka bir şey varsa arkadaşlarımız bilgi versin. Sözleşme ısrarla öncelik sırası... Ben biliyorum ne olduğunu. Yusuf Bey kafa sallıyor ama fazla uzun vaktim yok diye... Böyle, tamamını biliyorum, yerinde de gezdim, ne yaptıklarını biliyorum.

Nezaketim çerçevesinde daha fazlasını söylemiyorum Sayın Bakanım. Eğer siz inceleyip bana söylerseniz ben ikna olup ben de arkadaşları ikna edeceğim ama ben orada gördüğüm manzaradan ve bu sözleşmenin maddelerine bakınca ikna olmadım, bu konuyu ilk gündeme taşıyan kişi olarak da üç dört yıldır... Ta o zaman Bakanımız da başladı yani Çevre Bakanı da bir sürü şeyler yaptı. Dolayısıyla, bunu takip eden birisi olarak, son geldiği noktada, bu, 31 Ekim 2017 tarihli protokolün okullarımızın yararına olmadığını ve tam tersine, dezavantajlı bir durum oluşturduğunu, oradaki çocuklarımıza da kış gününde yeniden, başka şekillerde taşınmaya yol açacağını gördüm. Önce yapsın okulumuzu, sonra sizin yaptığınız protokol çerçevesinde, değiştirmeden, bir önceki protokolde neyse gerekli olan, sonra dönsün, kendi yapacağı, sizin yaptığınız anlaşmayı da artık yapsın, ondan vazgeçtik.

Teşekkür ediyorum.

Gerisini burada Komisyon üyesi arkadaşlarımız iletecekler.

Sayın Başkanım, gördüğünüz gibi, beş dakikayı tamamlamadan tamamlamış bulunuyorum.

Hayırlı olsun.

BAŞKAN - Gerçekten şok içindeyim. Bizim Komisyondan gidince size bir hâller olmuş Sayın Günal.

Teşekkür ederiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Estağfurullah efendim.

Ben Sayın Bakanın iyi niyetine güvendiğim için gerisini söylemiyorum. O araştıracaktır.

Teşekkür ederim.